SEYİR HALİ

CHP’li Kuşoğlu: Ne kendi yatırımcımız ne yabancı yatırımcılar Türkiye’ye güvenmiyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Kuşoğlu, “Türkiye son 4 yıldan beri, uluslararası bir bankanın yeni dünya servet raporunda, dünya nüfusuna oranla en fazla servet ihraç eden ülke oldu. Kendi yatırımcımız ve yabancı yatırımcılar Türkiye’ye güvenmiyor. Tasarruflarımızı, mevduatlarımızı ve ihalelerimizi yabancı parayla yapıyoruz ” dedi.
Sitede oku

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Türkiye’nin son dört yılda nüfusuna oranla dünyaya en fazla servet ihraç eden ülke olduğunu belirtti. Meclis konuşmasında gündeme getirdiği araştırmanın içeriğini RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programına anlatan Kuşoğlu, 170 bin 100 adet 1 milyon dolardan fazla servet içeren hesabın yurt dışına taşındığını ve bu akışın servet affından etkilenmediğini söyledi.

Kuşoğlu, Meclis’te açıkladığı çalışmasının içeriğini “Uluslararası bir bankanın yeni dünya servet raporunda, son 4 yıldan beri Türkiye, dünyaya nüfusuna oranla en fazla servet ihraç eden yani servet kaybeden ülke oldu. Ben bu raporları birleştirdim, derledim ve toplamda ne kadar servet kaybettiğimizi ortaya çıkarmaya çalıştım. 17 bin 100 tane 1 milyon dolar üzeri hesap yurtdışına çıkarılmış. Ortalama olarak 10 milyon dolar kabul edebiliriz bunları. Türkiye’de yüzde 23’e yakın servet kaybı olduğundan bahsediyor bazı yıllar için. Sayın Mehmet Şimşek’in de 2015 yılının başlarında bir açıklaması vardı; 2013 yılı ile ilgili olarak ‘Türklerin 130 milyar dolar yurtdışında parası var’ diyordu. O tarihten sonra para getirmemiş, götürmüşüz. 170 milyar dolar olarak aldığımda, 130'u eklersem 300 milyar dolar yapıyor. En az 200 milyar dolar Türklerin yurtdışında serveti vardır diyebiliriz” diye anlattı.

‘200 milyar dolarımızın yurtdışında olduğunu görüyoruz’

Kuşoğlu, CHP olarak bu konu üzerinde çalışmalar yapacaklarını “Kamu mali yönetimindeki kurumlar ve mevzuatla ilgili bir rapor hazırlamayı düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili de bir çalışma yapacağız. Üzücü tarafı iktidarın bu konuyla ilgili hiçbir soru sormaması. Cumhurbaşkanı iki üç kere yurtdışına para kaçırılıyor diye tehdit etti. 6. defa servet affı çıkarmışız demek ki para kaçıyor. Ne kadardır, nasıl kaçıyor, hangi yollarla kaçıyor ele alınması lazım. IMF’ye muhtaç olmayalım diyoruz, stand by anlaşması yapsak IMF ile 100 milyar dolar alırız en fazla. En azından 200 milyar dolarımızın yurtdışında olduğunu görüyoruz” diye açıkladı.

‘Servet affına rağmen kimse parasını getirmiyor’

Servet affının bu trendi engellemekte yetersiz kaldığını Kuşoğlu, şöyle dile getirdi:

“GSYH 800 milyar dolarlık bir ülkeyiz. 100 milyar dolarlık bir paramız olsa sorunlarımızı çözeriz. Özellikle son 4 yılda çıkarılan bu meblağlar Türkiye’de servet sahibi olanların, özellikle bu iktidar döneminde kazananların yurtdışına çıkardığını gösteriyor. Meclis’te Genel Kurul’da bunu anlattım. Daha önce birkaç kez daha bunu anlattım ama dikkat çekmedi. Sizin sorduğunuz gibi iktidarın sorması lazımdı. Türkiye'den sürekli servet çıkıyor. Servet affı getiriyoruz. Buna rağmen kimse parasını getirmiyor.

‘Yatırımcılar bağımsız yargıya güvenir’

Kendi vatandaşımız, kendi yatırımcımız ve yabancı yatırımcılar Türkiye’ye güvenmiyor. Türk lirasına da güvenmiyoruz. Tasarruflarımızı, mevduatlarımızı ve ihalelerimizi yabancı parayla yapıyoruz. Yatırımcıların neye güvenmesi lazım? Bağımsız yargıya güvenir. ‘Bir sorun yaşadığımda ve yargıya gittiğimde mahkemelerin benimle ilgili doğru ve bağımsız karar vereceklerine inanıyorum’ diyebilmeli insanlar. Yap-işlet-devret projeleri konusunda özellikle şehir hastanelerinde Türkiye mahkemeleri ya da Ankara mahkemeleri değil Londra mahkemeleri yetkili biliyorsunuz. Bu bizim yargıya güvenilmediğini gösteriyor. Geçen ay bir torba kanun teklifi geldi. Bu teklif Cumhurbaşkanı’na yüzde 20 olan kurumlar vergisini yüzde beş çıkarma ve indirme yetkisi veriyor. Krallarda olmayan bir yetkidir bu."

‘Liyakat esas olacak’

Kuşoğlu, CHP olarak iktidara gelirlerse bu konuda öngördükleri politikalar konusunda “Öncelikle güven vereceğiz. Uzak Doğu’da çok önemli bir entegrasyon gerçekleşti. 15 ülke bir araya geldi ve RCEP adında bir ittifak kurdu. Kuzey Amerika’da NAFTA’nın, Avrupa'da AB’nin olduğu bir entegrasyonlar dünyasına dönüşüyoruz. Bizim de uluslararası standartlara ulaşmamız lazım. Mahkemelerin özerk ve bağımsız olmalı, mevzuatınızı ve kurumlarınızı istikrarlı hale getireceksiniz. Liyakat esas olacak” dedi.

Yorum yaz