10 yıl önce 'dünyanın en uzun soluklu televizyon dizisi' unvanını alan işçi sınıfı dizisi 'Coronation Street', sosyal değişimlere ve salgına meydan okuyarak 60. yılını kutluyor.
Dizinin 60. yıl kutlamaları kapsamında, İngiltere'de çekimlerin yapıldığı yerin yakınındaki Salford Katedrali, dizinin vefat eden yaratıcısı Tony Warren'ın anısına iki dakika boyunca çan çalacak. Royal Mail ise dizinin klasik sahnelerinin basıldığı pulları piyasaya sürdü.
Yapımcılar ise kutlamalar için özel bir 60. yıl bölümü hazırladıklarını fakat pandemi koşullarında istedikleri çekimleri yapamadıklarını duyurdu.
Dizi, bölümlerinin 20 milyondan fazla izlendiği 1980'ler ve 1990'lardaki en parlak döneminden uzak olsa da bugün hala internet üzerinden izleyenler dahil 7-8 milyon kişi tarafından izleniyor.
İngiltere'nin kuzeyindeki Weatherfield adlı kurgusal bir kasabada bir köşe dükkanı ve pub etrafında dönen dizi, ilk olarak 7 Aralık 1960'da yayınlandı. Dizinin yalnızca birkaç ay sürmesi bekleniyordu ancak ilk bölümden itibaren büyük ilgi uyandırdı.
O zamandan beri şov, huysuz ve güçlü kadın karakterleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ve nostaljik temalı trompet jeneriği ile, ITV kanalının en beğenilen şovlarından biri olarak yerini korudu.
ITV başkanı John Whiston, Coronation Street'i 'keskin kuzeyli nüktelerini aşinalıkla harmanlayan bir insanlık rehberi' olarak tanımladı. Dizinin odağını ise 'güçlü kadınlar ve beceriksiz erkekler' olarak tarif etti.
Karakteristik olarak İngilizce olsa da dizinin uluslararası bir izleyici kitlesi var. Özellikle Kanada'da 1960'lardan beri CBC'de yayınlanıyor. CBC'nin eğlence, olgusal ve spor programcılığından sorumlu genel müdürü Sally Catto, "Kanadalı nesiller evlerinde Corrie ile birlikte büyüdü" dedi.
'Ülkemizde siyasi bölünmeleri aşabilecek bir şey varsa o da bizim Coronation Street sevgimizdir'
Coronation Street'in ‘ulusal bir değer’e dönüşmesi, toplumsal alandaki rolünü de büyüttü.
Margaret Thatcher, 1990 yılında başbakan iken seti ziyaret etti.
Geçen hafta ise Medya ve veri bakanı John Whittingdale, parlamentoda yaptığı konuşmada koronavirüs önlemlerinden bahsederken dizide yer alan Rovers Return barının 'Yalnızca gel al' hizmeti verebileceğinden bahsetti.
1998'de İşçi Partisi başbakanı Tony Blair, sahtekarlıktan haksız yere hapse atılan Deirdre Rachid karakterinin davasıyla ilgili bir soruşturma emri verdiğini söylediğinde, kurgu ile gerçek arasındaki sınır bulanıklaştı. Gerçek hayatta Blair'in kayınpederi Tony Booth dizinin eski bir oyuncusuydu.
İlkler ve eleştiriler
Eleştirmenler diziyi, karakterinin ve sert mizahının bir kısmını kaybetmekle ve reyting kazanmak için sansasyonel olaylara başvurmakla suçladı.
Sunday Times eleştirmeni Gillian Reynolds ağustos ayında "Her zaman güçlü kadınlarla ilgiliydi. Son on yılda karakterden dramatik aksiyona geçtiler" yorumu yaptı.
Yine de dizi, 1990'ların sonlarında bir İngiliz pembe dizisindeki ilk trans karakter olan Hayley Cropper da dahil olmak üzere çığır açan karakterleri ile hep övgü aldı.