Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, açıklamalarına Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 82. yılında anarak başladı.
Kılıçdaroğlu, "Darbelerin olmadığı, demokrasinin kökleştiği, geleneklerin oluştuğu, devlette liyakatin olduğu, 'her şeyi ben bilirim' anlayışından uzak, devletin kurumlarına her zaman saygı gösterildiği bir süreci başlatmak zorundayız" dedi.
Atatürk'ün Türkiye'ye demokrasiyi ve Cumhuriyet'i getiren, bunları için mücadele verirken de bütün mazlum ülkelere örnek olan bir komutan olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hayatın en zor koşullarında yetişen bir insan. Halkımızın çok sık kullandığı 'Feleğin çemberinden geçmek' deyimi vardır. İster Libya çöllerinde, ister Filistin'de, ister Suriye'de, Dumlupınar'da, Çanakkale'de feleğin çemberinden geçip, hayatın bütün acılarını yaşayan bir kişiydi. Biz 82 yıldır onu unutmadık, bundan sonra da unutmayacağız. Sadece biz değil, aslında dünya onu unutmayacak. Hala dünyanın mazlum ülkelerine, milletlerine örnek olmaya devam ediyor" diye konuştu.
'Ben sanıyordum ki Zekeriya Öz sadece İstanbul'da var'
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
- Her düşünceye bu ülkede saygı olmalı, her düşünceye saygı gösterirsek çıkıp dünyaya haykırabiliriz bizim ülkemizde demokrasi var diye. Biz bunu istiyoruz.
- Ben sanıyordum ki Zekeriya Öz sadece İstanbul'da var. Meğer Anadolu'da da varmış Zekeriya Öz'ler. Bizim bu kitapçığımızı toplatmışlar. Bu broşürde kimseye hakaret yok, hiçbir bilgi yanlış değil. Devleti arpalığa çevirirseniz biz bunu kamuoyuna duyuracağız.
'Devleti arpalığa dönüştüren de Erdoğan'dır'
- Bir kişi dört yerden maaş alır mı? Her birisi 15-20 bin lira. Bu ülkede bu kadar fakirlik varken biz bunu eleştirmeyecek miyiz? Hayır diyorlar, bunu yaparsanız cumhurbaşkanına hakaret etmiş olursunuz. Ne hakareti? Bunlar bu maaşları alıyorlar mı? Alıyorlar. Devleti arpalığa dönüştürdüler mi? Dönüştürdüler. Bu yeni Zekeriya Öz nasıl bu kararı alıyor? Sanıyorlar ki biz bunu dillendirmeyeceğiz.
- Senin gücün yetmez sevgili hakim. Sen hakim değilsin. Sarayın korumaları adalet kürsüsünde oturduklarında biz onlara hakim demeyiz, onlar sarayın satılmış insanlarıdır. 5-6 yerden maaş alacaksın, bunu eleştirdik diye cumhurbaşkanına hakaretmiş. Bu kararların tamamının altında Erdoğan'ın imzası var. Devleti arpalığa dönüştüren de Erdoğan'dır. Rüşvet alanları büyükelçi atayan Erdoğan'dır. Neresi hakaret? 'Rüşvet aldın' diyorum dava bile korkudan açamıyorlar.
'İşgalin sona ermesiyle birlikte bir dostluğun başlayacağını düşünüyorum'
- Güzel bir haber Azerbaycan'la ilgili. İşgal altında toprakları vardı. Uzun yıllardır Azerbaycan işgalin bitmesini istiyordu. Ama olmadı, tek yol vardı savaşmak. Savaştılar ve başardılar. Aliyev bu savaşta çok sıcak bir mesaj verdi; 'Biz Ermenistan halkına karşı değiliz. Biz Ermenistan'ı yönetenlere karşıyız' dedi.
- İşgalin sona ermesiyle birlikte bir dostluğun başlayacağını düşünüyorum. Umarım iki komşu daha tutarlı bir diyalog sürecine başlamış olurlar. Ermenistan tarafından kamuoyuna açıklanan bildiri bölgedeki ateşin düşmesine katkı verecektir.
'Albayrak'ı en çok eleştirenlerden birisi de benim'
- Berat Albayrak'ı en çok eleştirenlerden birisi de benim. Hazine'den sorumlu, ülke felaket durumda, kasa tamtakır ama ortalıkta pembe tabloyla kamuoyuna sunuş yapılıyor. Bu doğru değildi. Gerçekleri milletin bilmesi gerekiyordu.
- İktidarın basiretsizliğini görünce onlara yol gösterdik. Daha 2018 Ağustos'unda bu iş böyle yürümez diye 13 madde halinde saydık. Kriz varsa kavga etmenin mantığı yok. Milyonların işsiz kaldığı bir süreç.
- Siyasi parti devlet değildir, siyasi parti ne zaman ki ben devletim diyorsa o zaman sorunlar başlar. Tek adam rejimi bir kişinin 'ben devletim' dediği rejimdir. Tek adam rejiminin ülke için felaketler üreteceğini hep söyledik.
- Sayın Albayrak, damat istifa etti. Gerçekten istifa etti mi, etmedi mi? Uzun bir sessizlik Saray'da. AK Parti grubunda sessizlik, ona koşulsuz destek veren, bütün değerlerini yitirip destek veren MHP'de de büyük bir suskunluk.
'Ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç budur'
- Medyaya bakıyorsunuz, açıklamanın üstünden 17 saat geçtiği halde 1780 radyo ve televizyondan sadece 5'i istifa ettiğini söylüyor. Diğerlerinde tık yok. Havuz medyasında zaten hiç tık yok. Şu memleketin geldiği hale bakar mısınız Allah aşkına? 27 saat sonra bir açıklama yapıldı. Ülke böyle yönetiliyor. Milli mücalede veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti işte böyle yönetiliyor. Eğer bir ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç budur.
- Kayınpeder-damat ülkeyi yönetiyorlar. Aralarında bir kavga çıkmış herkes diken üstünde. Havuz medyasının ağzına bant çekilmiş. Tek kelime edemiyorlar. Siz gazeteci misiniz ya? Kalemini satan insandan gazeteci olur mu? Kalemini satacaksın, öngörünü, eleştiri hakkını satacaksın ortalıkta da ben gazeteciyim diye gezeceksin. Bunlardan gazeteci olmaz.
'Veziri verip şahı kurtaramazsınız'
- Kalemini satacaksın, öngörünü, eleştiri hakkını satacaksın ortalıkta da ben gazeteciyim diye gezeceksin. Bunlardan gazeteci olmaz.
- Ülkemiz için hayırlı bir iş. En azından bir damat-kayınpeder olayından kurtuldu Türkiye. Ama arkasındaki gerçekler ne bilmiyoruz. Hangi gerekçelerle istifa edildi bilmiyoruz. Sorumlusu damat mıdır? Hayır. Bu işin sorumlusu bir kişi, Erdoğan.
- Dünya Merkez Bankası'ndaki açığı biliyor. Sen yeni öğrendiysen o daha büyük bir felaket. Devletin bir aile şirketine dönüştürüldüğünü hepimizin kabul etmesi lazım. Damadı feda ederek buradan kaçınamazsınız. Veziri verip şahı kurtaramazsınız.
- Berat Bey'in yaptığı açıklama da ilginç. 'At izi it izine karıştı' diyor. Yıllardır bakanlık yapıyorsun. Yanında kayınpederin. Öve öve bitiremiyordun. Ne oldu da at izi it izine karıştı? Belki önümüzdeki günlerde Berat Bey çıkıp ayrıntılı açıklama yapar.
'Bize dünya ile kavga eden adam lazım değil'
- Bütün dünyada var Kovid-19. Bizim kadar perişan olan başka bir ülke yok. Arkadaşlarım gittiler, bütün illerde OSB'lerde üreticilerle görüştüler. Yüzde 90'ının CHP'nin önerilerinden haberi yok. Demek ki bizim bir eksiğimiz var, demek ki biz bir şeyi yapamıyoruz.
- Bu bağlamda hepimize görev düşüyor. Bize çok konuşan adam lazım değil, çok bağıran adam da lazım değil, bize dünya ile kavga eden adam da lazım değil; konusunda uzman, birikimli olan, istişareyi bilen, uygarca tartışabilen yöneticiye ihtiyacımız var.