GÜNDEM DIŞI

Can Kantarcı: Çevirmenlik laboratuvar sürecini andırıyor

Yazar ve çevirmen Can Kantarcı, çeviri eserlere ilişkin, “Bu iş bir laboratuvar süreci gibi adeta. Yüksek edebiyat-alçak edebiyat ayrımı yapan biri değilim. Bir metin yazıldıysa ve o metin yazıldığı döneme ya da gelecek dönemlere ilişkin tutarlı bir şey söylüyorsa ben onu okurum ve çevirmek de isterim” dedi.
Sitede oku

Gündem Dışı’nda Serhat Sarısözen’in stüdyo konuğu yazar ve çevirmen Can Kantarcı’ydı. Kantarcı’yla ‘gündelik yaşam bilimkurgusu’ kitabı ‘Tepemizdeki Gölge’ hakkında konuşuldu. 

Yaptığı çeviri eserlere ilişkin olarak da konuşan Kantarcı, şunları söyledi: “O metni seviyor musunuz? O metnin içine girmek istiyor musunuz? O metin sizde belli duyguları oluşturuyor mu? Sözgelimi bir argo kelimenin karşılığı yoksa bile ona uygun kelimeler üretmeye çalışıyorsunuz. Bu iş bir laboratuvar süreci gibi adeta. Yüksek edebiyat-alçak edebiyat ayrımı yapan biri değilim. Bir metin yazıldıysa ve o metin yazıldığı döneme ya da gelecek dönemlere ilişkin tutarlı bir şey söylüyorsa ben onu okurum ve çevirmek de isterim. Bu, edebi bir metin veya çizgi roman olabilir.”

Can Kantarcı: Çevirmenlik laboratuvar sürecini andırıyor

Bilim-Kurgu romanı ’Tepemizdeki Gölge’ için ‘Türkiye bilim-kurgusu’ tanımı yapan Kantarcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Roman, bence bir tek Türkiye’de yaşanabilecek olaylardan mütevellit bir kurgu. Teknolojinin bizim ülkemiz gibi her an her yerde karşımıza çıksa da aslında burada temelinin olmadığı, burada üretilmediği, dışarıdan ithal edildiği, bizim onunla ilişkinizin de sadece kullanmaktan ibaret olduğu bir Türkiye bilim-kurgusu diyebilirim.”

Yorum yaz