RSFM’de Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan Ekopolitik Kurucusu Tarık Çelenk, Ayasofya’nın açılmasının Türk muhafazakarlığı için gecikmiş bir yas olduğunu anlattı. Çelenk şöyle konuştu:
‘Uzlaşı yerine meydan okuma tercih edildi’
“Ayasofya Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’dan dönüştükten sonra Türk sağı için bir travma aslına bakarsanız. Ve ertelenen bir yas aslında yaşanan. Ama Ayasofya travması İslamofobi’ye karşı bütün bu sembollerle, bir kültürler arası uzlaşma ya da medeniyetler arası bir geçiş olarak değerlendirilebilirdi ama bu semboller aynı zamanda negatif milliyetçiliğin ve meydan okumanın de işareti. Ve bizim bunu tercih ettiğimiz anlaşılıyor. Yunanistan’da aynı saatlerde yas dualarının edilmesi bunu gösteriyor. Ama Osmanlı, Roma’nın devamıydı ve bütün sembollerini devam ettirdi. Keşke böyle yapabilseydik."
Çelenk, 15 Temmuz’un da muhalefet için benzeri bir sınav olduğunu hatırlattı ve kutuplaşma nedeniyle eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun bile Ayasofya’nın açılışına davet edilmediğini hatırlattı. Türk solunun Osmanlı Modernleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni takip ettiğini ve muhafazakar sağa hala mesafeli kaldığını dile getirdi. “Ertelenmiş yaslar ve travmalardan kutuplaşma yerine uzlaşma çıkartmak gerek” dedi.
‘Rezervler geri alınır da politika yok ortada’
Ekonomist Evren Devrim Zelyut da dolar üzerindeki baskının Merkez Bankası rezervlerine etkisini yorumladı. Zelyut, “Kuru burada tutarken zaman kazanmaya çalışıyorsunuz, firmalarınızı yüzdürmeye çalışıyorsunuz. Peki ama bu firmaların dünyayla rekabet edebilmesi için verimlilik odaklı dönüşümlerini programa aldınız mı? Rezervler eksi 6 milyar dolar olmuş, bu yerine konabilir ama siz önümüzdeki günlerde ekonomiyi düze çıkartacak politikaları gündeme alıyor musunuz? Aslolan bu. Doları 6.85’te tutmak başarı değil” dedi.
‘CHP tabanı, Abdullah Gül’ün adına tepkili’
CHP Kurultay’ını yorumlayan Gazeteci Barış Yarkadaş, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay delegesine MYK’da bir eleme yapabilme özgürlüğü tanıdığını hatırlattı ve “Parti Meclisi 60 kişiden oluşuyor. Ama Genel Başkan 75 kişilik bir liste hazırlıyor ve partinin Bakanlar Kurulu sayılan MYK’sını da oraya koyacak. Bu ne demek? Delegeye ‘Sizin MYK’dan rahatsızlığınızı biliyorum. Gerekli elemeyi yapın’ demek. Parti tabanı Abdullah Gül’ın adının geçtiği her yerden uzaklaşıyor. Genel Başkan da bu hassasiyetin farkında ama yine de ‘dostlarımızla birlikte yürüyeceğiz dedi. Çünkü Türkiye’nin başının belada olduğu bir sistem var” dedi.
‘Aksaçlıların esas mesajı muhalefete’
Eski Milletvekili ve ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas ise, “Aksaçlılar Girişimi” olarak sosyal medya ve dijital ortamda gençlere ve siyasete yaptıkları çağrıyı anlattı. Nas şöyle konuştu:
“Biz buna benzer sorunları yaşadık, hepimiz farklı yerlerde duruyorduk. Zaman zaman kavga ettik, çatıştık. Ama bugün geldiğimiz yerde görüyoruz ki bunun hiçbir anlamı yokmuş. Aslolan yan yana durup Türkiye’nin temel meselelerinde buluşmak. İktidara mevcut problemleri hatırlatıp dostça uyarı yapıyoruz. Güce dayanarak yönetmeye çalışıp geniş kitlelerin huzursuzluğunu dikkat almazsanız, ülkenin geleceğine zarar verirsiniz diyoruz. Sessiz kalarak ‘benim başıma gelmez’ diyenleri de uyarıyoruz, ‘ülke elden gidiyorsa bu herkesin sorunudur’ diyoruz. Asıl mesajımız da muhalefete çünkü iktidar onların dağınıklığından ve uzaklığından cesaret buluyor.”