Salgınla mücadele bakımından örnek gösterilen ülkelerden biri olan İzlanda’nın Başbakanı Katrin Jakobsdottir, süreci nasıl atlattıklarını anlatırken diğer dünya liderlerine de ders sayılabilecek açıklamalarda bulundu.
TIME 100 Talks röportajları kapsamında gazeteci Katie Couric’e konuşan Jakobsdottir, “Bundan öğrenebileceğimiz şey şu: Bir politikacı olarak egonuzu bir kenara bırakmak ve kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir krizle karşı karşıya kalan mütevazı bilim insanlarında bir şeyler öğrenmek önemli” dedi.
Kadın liderlerin süreci daha başarılı yönetmesi 'tesadüf değil'
Jakobsdottir, kadın liderlerin salgın yönetiminde çok daha başarılı performans sergilemesinin de ‘tesadüf olmadığını' vurguladı.
Bu konuda Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing Wen, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte övgüleri toplayan Jakobsdottir, “Yaparak öğrendiğimizi ve bu süreçte muhtemelen hata yapacağımızı kabul etmeye hazırız. Bu en büyük liderlik meselesi ve belki bu kadınlara erkeklerden daha kolay geliyor” diye konuştu.
'Salgında öğrendiklerimizi, iklim mücadelesinde kullanabiliriz'
Bu süreçte bilime kulak verme eğiliminin artmasını fırsat olarak gören Katrin Jakobsdottir, bunun iklim krizi gibi diğer küresel sorunlara da yansımasını umduğunu söyledi.
Jakobsdottir, “İklim konusunun önceliği hiç bu kadar önemli olmamıştı. Bu salgında öğrenilen bazı dersleri iklim krizine karşı mücadelede kullanabiliriz” dedi.
Salgını 'dayanışmayla' atlattık
İzlanda Başbakanı, salgını başarıyla kontrol altına almalarının nedenini hızlı harekete geçmek ve ücretsiz testlerle herkese ulaşabilmek olarak açıkladı. Toplumun salgınla mücadele konusunda bir araya geldiğini belirten Katrin Jakobsdottir, birkaç istisna dışında halkın hükümetin aldığı önlemleri desteklediğini, bunun da aşama kaydedilmesine yardımcı olduğunu vurguladı.
Jakobsdottir, “İzlanda küçük bir ülke, bu salgın sırasında hissettiğimiz şey büyük bir dayanışmaydı. Sorumluluğun her birimizin omuzlarına verildiğini söyleyebilirsiniz. Eğer işe yaramasını istiyorsak hepimizin bunun bir parçası olmalıyız ve bence bu gerçekten işe yaradı” ifadelerini kullandı.
İzlanda’da salgın nedeniyle şimdiye kadar 10 kişi yaşamını yitirdi, vaka sayısı da 1803 olarak kaydedildi. Bu, Avrupa’daki en düşük veriler olarak kabul ediliyor.
Diğer ülkelerin aksine İzlanda kreşleri ve ilkokulları kapatmadı, ancak sınıf mevcudunun azaltılması, ders saatlerinin kısaltılması ve sosyal mesafenin korunması gibi önlemler aldı. İzlanda, durumun gidişatına göre 15 Haziran itibariyle sınırlarını açabileceğini belirtti.