DÜNYA

Sınır kapısında 3 gündür bekleyen Afgan göçmen: İstanbul'a dönmeyeceğim 5 - 10 gün fark etmez

Avrupa ülkelerine gitmek içen Edirne'ye giden göçmenler, Yunanistan tarafından kapatılan Pazarkule Sınır Kapısı'nın ardından İpsala Sınır Kapısı'na yöneldi. Sınırda yığılan göçmenlerin geceyi İpsala'da bir düğün salonunda geçirdikleri belirtiliyor.
Sitede oku

Aileleriyle birlikte Yunanistan'ın Kipi Sınır Kapısı'na açılan İpsala Sınır Kapısı önünde toplanan göçmenlerin sayısı artıyor. Soğuk hava şartlarının daha da kuvvetlenmesiyle ateş yakarak ısınmaya çalışan göçmenler, kapılar açılana kadar bekleyişlerini sürdüreceklerini söylediler.

İpsala Sınır Kapısı'na Türk vatandaşlar, göçmenlere yiyecek ve içecek dağıttı. Özel bir firma ise İpsala Sınır Kapısı'na gelerek göçmenlere sıcak çorba ikramında bulundu. Sıraya girerek çorba alan göçmenler, "Türklerden Allah razı olsun. Onlar olmasa açlıktan herkes ölecekti burada" dedi.

Yunanistan'a geçmeyi Edirne'nin İpsala ilçesine bağlı Yenikarpuz'luda bekleyen göçmenlere geceyi geçermeleri için düğün salonunun kapısı açıldı.

'Yunan askerleri geldiğin yere geri dön dedi'

Sınır kapısındaki üçüncü gününü geride bıraktığını söyleyen Afganistan uyruklu Davud Kadim, sınırı yüzerek geçtiğini ve orada Yunan askerlerinden şiddet gördüğünü ifade etti. Kadim şunları söyledi:

"Yüzerek karşıya geçtim. Yunanistan askerleri bana, 'geldiğin yere geri dön, git buradan' dediler. Ben de mecbur tekrar buraya döndüm. Onlar bizi alana kadar, kapıları açana kadar buradan ayrılmayacağım. İstanbul'a dönmeyeceğim. 5 gün, 10 gün fark etmez. Ne kadar sürerse burada beklemeye devam edeceğim. Fabrikada işçiydim. İşimi bıraktım geldim. Şimdi geri dönersem ne işim var ne kalacak yerim var. Beklemeye devam edeceğim."

'Her şeyimizi aldılar'

İpsala Sınır Kapısı'ndaki ikinci gününde olduğunu ve şartların gittikçe zorlaştığını ifade eden Afganistan uyruklu Cavit Şahin, sınırı 4 saat yürüyerek geçtiğini fakat geri gönderildiğini söyledi. Yunan askerlerinden sözlü ve fiziksel şiddet gördüğünü belirten Şahin şunları anlattı:

"Arkamızda anne babamızı bıraktık. Savaştan kaçtık. Türkiye'ye sığındık. İstanbul'da yaşıyorduk. Müslüman memleket her şey iyi, birçok şey var. Sınır kapısının açıldığını duyunca işimizi bıraktık. Ben ve eşim İpsala Sınır Kapısı'na geldik. Yanımızda yiyecek ve su vardı. Yürüyerek sınırı geçtik. Yunan askerleri her şeyimizi elimizden aldı. Bizler her şeyden önce insanız. Ama bize acımıyorlar. Silah atıyorlar. Gaz bombası atıyorlar. Çocuklar hasta oldu. Herkesin hali perişan oldu. Bizler Türklerden çok yardım gördük ama orada sadece zulüm gördük."

Yorum yaz