Suriye ordusu, Rusya Federasyonu'nun desteğiyle İdlib'in yüzde 90'ında etkili olan terör örgütü HTŞ (El Kaide) ve diğer cihatçı gruplara karşı operasyonlarını sürdürürken, Ankara'nın İdlib'deki iddiaları, Suriye ordusunun Türkiye ile 'açık savaş' olasılığını gündemden düşürmüyor.
İdlib etrafındaki kriz halinin Suriye'de nasıl anlaşıldığını, uzun yıllar Şam'da görev yapmış ve yeniden Suriye başkentine dönen Evrensel Gazetesi yazarı, gazeteci Hediye Levent ile konuştuk.
‘Şam’ın İdlib konusundaki duruşu net’
Hediye Levent, İdlib konusunda Şam’ın duruşunun net olduğunu ve bu konuda taviz verilmek istenmediğini söyledi:
''Şam'ın İdlib konusundaki duruşu şimdiye kadar çok netti. Şam’a geldiğimde de bu aynı net havayla karşılaştım. Şam'da İdlib konusunda taviz vermek istenmiyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda Soçi ve Astana süreçlerinde Rusya'nın Türkiye'ye yönelik esnek politika yürütmesine Şam'dan tepkiler yükselmişti. Aynı konunun konuşulduğuna tekrar şahit oldum. Rusya'ya o konuda hafif bir kırgınlık var. 'Rusya, İdlib konusunda Türkiye'ye 'esnek' politika uyguladı ve bu sorun kronikleşmiş duruma geldi' gibi yorumlar var’’.
‘Nihai operasyonun Haziran-Temmuz aylarında yapılacağı iddiası var’
Suriye ordusunun İdlib’e yönelik olarak yürüttüğü operasyonun M4-M5 yollarında kontrolün sağlanmasının ardından hafifletilebileceği ve Şam'da nihai operasyonun Haziran-Temmuz aylarında yapılacağı iddiasına değinen Levent, İdlib’deki askeri durumun siyasi süreçle paralel ilerlediği görüşünü dile getirdi:
''Şam’daki havaya göre ‘İdlib’e yönelik operasyonların tamamen durdurulması ya da İdlib'in en azından bir kısmının Türkiye'nin istediği formüller çerçevesinde bırakılması’ gibi bir opsiyon söz konusu değil. Bununla birlikte şu anda yürütülen sürecin, operasyonun son aşaması olmadığı söyleniyor. Bu bağlamda ‘önümüzdeki günlerde operasyon biraz daha hafifleyebilir’ diye konuşuluyor. Suriye ordusunun temel amacı M4 -M5 karayollarının alt tarafını tamamen güvenlik altına almak. Yani Serakib-Neyrab hattının güvenlik altına alınmasının ardından operasyonun hafifletilecek gibi konuşuluyor. Nihai operasyonun Haziran-Temmuz aylarında operasyonun yapılacağına dair iddialar var. Dolayısıyla Türkiye-Rusya arasındaki zirvelerde bu yönde bir adım atılırsa, yani İdlib'de operasyonların hafifletilmesi gibi bir adım duyarsak şaşırtıcı olmaz. Şam kadar Rusya'nın İdlib konusunda tavizsiz olduğunu biliyoruz. Ara formüllerle tansiyonu düşürmeye çalışacaklardır. İdlib'deki genel askeri durumun siyasi süreçlerle paralel ilerlediğini göz önünde bulundurmak lazım’’.
‘Türkiye’nin açıklamaları sahada fiilen süren savaşın deklarasyonu’
Sahadaki fiili savaş haline işaret eden Levent, İdlib’i cihatçıların yönettiğinin açık olmasına rağmen Türkiye’nin savaşı göze almasının tansiyonu yükselttiğini söyledi:
''Sahada Suriye ordusu ve Türkiye fiilen savaşıyor. Son birkaç haftadır Türkiye'den gelen açıklamalar bunun deklarasyonu. Suriye’nin toprak bütünlüğünü kabul eden Türkiye’nin İdlib’de hak iddia eden bir takım hamlelerde bulunması ve Suriye ordusunu terör örgütü kapsamına sokmaya çalışması aslında normalde savaş ilanı. Şam'da uzun süredir Türkiye'ye yönelik tepkiler var. İdlib'i cihatçıların kontrol ettiği bu kadar açıkken Türkiye'nin savaşı göze alıyor olması tansiyonu yükseltti’’.
‘Türkiye’ye tepkilerdeki ayrım ortadan kalktı, CHP’nin tezkereye ‘evet’ demesi akıllarda’
CHP’nin Barış Pınarı Harekatı tezkeresine ‘evet’ demesiyle birlikte, Suriye’den Türkiye’ye yönelik tepkilerdeki ayrımın ortadan kalktığını söyleyen Levent, Türkiye’ye yönelik çok yükseldiğini belirtti:
''En son Şam'a geldiğimde Türkiye'ye yönelik tepkilerde birtakım ayrımlar vardı. Tepkiler arasında ‘Türkiye'de hükümetin Suriye politikası muhalefet tarafından desteklenmiyor’ gibi yaklaşımlar vardı. Türkiye'ye yönelik tepkinin sadece hükümete yönelik olduğunu ve tüm Türkiye’ye tepki gösterilmediğini 2 sene öncesine kadar söyleyebilirdik. Ancak CHP'nin Barış Pınarı Harekatı tezkeresine ‘evet’ oyu vermesinin ardından Şam’daki ayrım da ortadan kalkmış durumda. ‘Herkes Suriye politikasını desteklemiyor’ gibi gerekçelendirmelerin ortadan kalkmasıyla Türkiye'ye yönelik tepki çok yükselmiş durumda. Dış basında bir ülkenin ana muhalefet partisi liderinin sözleri takip edilir. Bağlayıcı olan ve genel kitlelere ulaşan liderin kendi sözleridir. Ne gerekçelendirme yaparsa yapsın ya da ne şekilde söylerse söylesin insanların aklında CHP Genel Başkanı 'Barış Pınarı'na evet diyeceğiz' sözleri kalıyor. Çünkü önemli olan sonuç’’.
‘Koronavirüsün yayılımı Şam’da da konuşuluyor’
Bölgede koronavirüs ile ilgili vakaların ve ölümleri artmasının Şam’da da gündem maddesi haline geldiğini belirten Levent, Suriye’ye yönelik uygulanan yaptırımların salgınla mücadeleyi aksatabileceği görüşünü dile getirdi:
''Bölgede olduğu gibi Şam’da da Koronavirüs konuşuluyor. bununla ilgili tedbir alınmaya çalışılıyor. Kamu spotları yapılıyor. Ancak Lübnan'da ilk vaka tespit edildi. Ölümler var artık. Irak ve Lübnan'dan Suriye'ye yönelik çok yoğun insan trafiği var. Lübnan-Suriye sınırı oldukça kalabalık. Virüsün kuluçka süresi de göz önüne alındığında ne kadar tedbir alınırsa alınsın etkili olmayacağı söylenebilir. Diğer yandan konuşulan yaptırımlar meselesi var. Yaptırımlardan dolayı nasıl salgınla etkili mücadele edilir ayrı bir soru işareti’’.
‘Temel gündem ekonomi, yaptırımlar yeniden toparlanmaya darbe vuruyor’
Hediye Levent, son olarak Suriye’deki en temel gündem maddesinin ekonomi olduğuna vurgu yaparak, yaptırımların yeniden toparlanma sürecine ağır darbe vurduğuna dikkati çekti:
''Şam'da şu anda birinci gündem ekonomi. Dolar çok hızlı yükseliyor, aynı zamanda yaptırımlar var. Temel ihtiyaç maddelerinin ya da savaş sonrası şehirlerin yeniden kurulması gibi konular konuşuluyor. Şu anda Suriye'nin temel problemi ekonomi ve yaptırımlar. Yaptırımlar, Suriye'nin yeniden toparlanması sürecine çok ağır darbe vuruyor. Diğer yandan genel olarak Arap ülkelerinin Suriye'ye yakınlaşması bir süredir var. Örneğin BAE, Şam’daki elçiliğini tekrar açtı. Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesi de konuşuluyor epeydir. Ancak hem Suriye'ye ekonomik destek hem de Arap Birliği'ne dönüş için yeşil ışık yakılması için sert pazarlıklar var. Bu pazarlıklarda temel şart Şam'ın İran ile arasına mesafe koyması. Suriye'nin Arap dünyasından karşılıksız ekonomik destek alması mümkün görünmüyor.’’