CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında İdlib gerilimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Türkiye halkı Suriye ile savaşmayı istemiyor’
CHP olarak Suriye sorunun çözümüne ilişkin mutlaka barış anlayışı içinde hareket edilmesini, savaşçı ve ya askeri bir çözüm yöntemini benimsemeyen bir yaklaşımı önemsediklerini ifade eden Çeviköz, “Türkiye halkı, yurttaşlar ve insanlarımız Suriye ile savaşmayı istemiyor. CHP olarak biz savaş istemiyoruz, CHP olarak Suriye ile hala barışın ve barış içinde Suriye sorununun çözümünün mümkün olduğunu düşünüyoruz. Ama savaş isteyenler var ya da savaş isteyen var. Türkiye’nin Suriye ile savaşmasını gerektirecek hiçbir meşru ve ya haklı bir gerekçe yoktur. Biz CHP olarak Atatürk’ten almış olduğumuz prensipleri hep savunduk; bir ülke için hayati çıkarlar söz konusu olmadığı müddetçe savaş cinayettir” diye konuştu.
‘Türkiye en kısa zamanda bir barış paketi önerisinde bulunmalı’
İdlib sorunundan ve Suriye’nin içinde bulunduğu çıkmazdan Suriye’ye de yardım edecek şekilde çıkılabilmesi için Türkiye’nin en kısa zamanda “bir barış paketi” önerisinde bulunması gerektiğini ifade eden Çeviköz, unsurlarını ise 3 madde halinde şöyle sıraladı:
“Her şeyden önce Türkiye Suriye’de rejim değişikliği hevesinden vazgeçmelidir. Türkiye’nin hedefi, Suriye’nin rejimini değiştirmek değil, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını ve siyasi birliğini muhafaza etmek üzere Suriye’ye yardımcı olmaktır. Bunu yapmak için, Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya uğraşan cihatçı ve ya birtakım terörist unsurlara himayede bulunmak ve ya onlara yardım etmekten vazgeçilmelidir.”
‘Türkiye’nin İdlib’de bulunmasını Adana Mutabakatı ile bağdaştırmak mümkün değil’
“Adana Mutabakatı sürekli olarak yanlış bir referans şeklinde kullanılıyor. Bugün Türkiye’nin İdlib’de bulunmasının sebebi hiçbir şekilde Adana Mutabakatı ile bağdaştırmak mümkün değildir. Ama biz daha evvel savunduğumuz gibi Adana Mutabakatı’nın Türkiye ile Suriye arasında mutlaka tekrar yürürlüğe girmesi gerektiğine inanıyoruz çünkü Adana Mutabakatı Türkiye ile Suriye’nin birlikte kendi topraklarındaki ayrılıkçı hareketlere ve teröre karşı ortak mücadelesini öngörmektedir. Türkiye, Adana Mutabakatı’na göre hareket etmiş olsaydı şimdi Türkiye ile Suriye Ordusu karşı karşıya gelmezdi.”
‘Sığınmacı sorununun çözümü için Rusya’nın desteği istenmeli’
“Türkiye’nin Suriye iç savaşında karşı karşıya olduğu tehdit Suriye’den gelmemektedir. Suriye’den Türkiye’ye herhangi bir tehdit mevcut değildir ama Türkiye’nin karşı karşıya olduğu önemli bir sığınmacı sorunu vardır. Sığınmacı sorununun çözülebilmesi için Türkiye’nin öncelikle Rusya ile elbette gerek onların aracılığı, gerek doğrudan bir şekilde Şam yönetimiyle de en kısa zamanda tekrar görüşmeye başlaması ve sığınmacı sorununu çözmek için birlikte nasıl adım atılacağının gözden geçirilmesi gerekir. Eğer Türkiye’nin Suriye ile olan sınırlarının, Suriye topraklarında olan bölümünde bir güvenli bölge oluşturulması gerekiyorsa ve böyle bir güvenli bölgede İdlib’de iç savaştan etkilenen sivil halkın rahatça yaşayabileceği bir imkan sağlanabilecekse Türkiye buna hazır olduğunu Suriye yönetimi ile paylaşabilmelidir. Belki de Rusya ile yapılan müzakerelerde de öncelikli olarak Türkiye’nin esas itibariyle sorununu ne şekilde gördüğünü Rusya’ya açık ve şeffaf bir şekilde anlatması ve sığınmacı sorununun çözümü için Rusya’nın da desteğini istemesi en önemli hareket tarzı olacaktır."
'Türkiye Şam yönetimi ile mutlaka görüşmeli’
Soruları da yanıtlayan CHP’li Çeviköz, sürekli olarak Türkiye’nin Şam yönetimiyle görüşmesini ve diyalogu canlı tutmasının Suriye sorunun çözümünde en önemli hareket tarzı olduğunu söylediklerini ifade ederken, bugün de aynı noktada olduklarını belirtti. Özellikle sığınmacı sorununu çözmek için Suriye ile mutlaka görüşülmesi gerektiğini belirten Çeviköz, “Bu kadar yüklü Suriyeliyi Türkiye’nin daha fazla alabilmesi ve bunları hazmedebilmesi mümkün değildir. Bu insanlar Suriye vatandaşı olduğuna göre bunu kimle görüşeceksiniz?” diye konuştu.
‘İdlib’de ABD’den ziyade Rusya’nın daha ağırlıklı bir konumu var’
CHP’li Çeviköz, ABD’nin Türkiye ile İdlib temaslarını samimi bulup bulmadıkları sorusu üzerine ise, ABD’nin Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan çıkabilmesi için bazı destek vaatlerinin ve ya sözlerinin olabileceğini belirterek, “Şu sırada İdlib’de ve Suriye’nin batı ve kuzeybatısında ABD’den ziyade öncelikli olarak Rusya’nın daha ağırlıklı bir konumu vardır. Dolayısıyla ABD’nin sağlayacağı bazı istihbari faaliyetler elbette yararlı olacaktır ama biz öncelikle Moskova ile görüşülmesini ve mutlaka ikinci planda da Şam yönetimiyle görüşülmesini öncelikli olarak görüyoruz” dedi.
‘Rusya ile karşı karşıya gelinmesi durumunu düşünmek dahi istemiyoruz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İdlib harekatı artık bir an meselesidir’ sözlerinin hatırlatılarak, “Sahada Türkiye’nin Rusya ile karşı karşıya gelme durumu olur mu?” sorusu üzerine ise Çeviköz, “Böyle bir şeyi asla düşünmek dahi istemiyoruz. Türkiye’nin Suriye ordusu ile karşı karşıya gelmesini gerektirecek bir durum görmüyoruz, onun için Suriye ile karşı karşıya gelmesi üzerinden Türkiye’nin, Rusya ile karşı karşıya gelmesi de en istemeyecek, en düşülmeyecek şeydir” diye konuştu. Çeviköz, her iki ülkenin de böyle bir gelişmeyi öngörmediklerini ve istemediklerini düşündüğünü de ekledi.
CHP Dış Politika Kurulu toplandı
Öte yandan CHP Dış Politika Danışma Kurulu da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yılın ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, eski CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu, Osman Korutürk, Onur Öymen, eski CHP milletvekilleri Rıza Türmen, Oğuz Oyan, Hüseyin Pazarcı ve Emekli Tümgeneral Cihangir Akşit katıldı.
Çeviköz toplantıya ilişkin açıklamasında da, “Türkiye’nin önündeki en önemli meselenin İdlib’deki gergin durum ve olası tırmanma olduğu, Türkiye’nin Suriye yönetimi ile savaşmasını gerektirecek doğrudan bir tehdidin mevcut olmadığı, dolayısıyla barışı önceleyen yaklaşımların tercih edilmesinin gerektiği, İdlib’den Türkiye’ye yönelik en öncelikli meselenin yeni bir sığınmacı dalgası olduğu, bunun kontrol edilebilmesi için Rusya ile görüşmelerin şeffaf şekilde sabırla sürdürülmesi ve Suriye yönetimiyle de diyalog olanaklarının araştırılmasına devam edilmesi hususunda görüş birliğine varılmıştır. Türkiye’nin Suriye’de Rusya’yla karşı karşıya kalmasının birçok alanda olumsuz sonuçları olacağı konusunda hem fikir olunmuştur” dedi.