Rus askeri polisi, geçmişte IŞİD’in ‘başkenti’ olan Rakka kentine dün ilk kez girdi. Rus askerler kentte halka 2 bin adet gıda paketi dağıttı. İhtiyaç sahiplerine yardım için bölgeye Rus askeri doktorlar da getirildi.
Suriye’nin Dresden’i: Çilekeş Rakka
Hiçbir ayrım gözetmeksizin yapılan hava ve topçu saldırılarında binlerce sivilin öldüğünü söyleyen Varnavskiy, kentte şimdiye kadar enkazların kaldırılmasına, patlayıcıların temizlenmesine yönelik bir çalışma yapılmadığını, içme suyu, tıbbi malzeme ve gıda sıkıntısı olduğunu vurguladı.
İlkönce Mart 2013’te Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye hükümet güçlerini yenerek Rakka’yı ele geçirmişti. Suriye ordusu o zamanlar saldırıya karşılık verecek güç ve olanaklara sahip değildi.
Ancak ÖSO da kenti uzun süre elinde tutamamıştı. IŞİD, 2013 baharında Rakka’yı ele geçirmiş, kentte yaşayan en az 250 bin kişi kaçmıştı. Bir yıl sonra da kent, örgütün ‘kalesi’ olmuştu.
Birkaç ay süren ağır bombardımanlar sonucu kentin neredeyse tamamı harabeye dönmüştü. Birleşmiş Milletler (BM) misyonu, kentteki binaların yüzde 70’inin yıkıldığını ya da zarar gördüğünü duyurmuştu.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, koalisyonun hava saldırılarını, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan ve İngiliz hava kuvvetlerinin 2 günde yerle bir ettiği Almanya’nın Dresden kentine yaptıkları saldırılara benzetmişti. Batılı politikacıların yardım sözlerine rağmen Rakka hala harabe görünümünü koruyor.
Rusya’nın rolü
Kentte ölen sivillerin sayısının yaklaşık 13 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. İnsani yardım kuruluşları, birçok semti hala mayınlardan arındırılmamış olduğu Rakkya’ya ulaşmada zorluk çekiyor. Uluslararası koalisyon ise yeniden yapılanma için kaynak tahsis etmede aceleci davranmıyor ve bölge sakinlerine insani yardım sağlamıyor.
Bu insani yardımın Rus askerlerin son yardımı olmayacağı ortada. İleride kentin mayınlardan arındırılması ile ilgili çalışmalara Rus bomba imha uzmanları da katılabilir. Bu durum ise Rusya’nın Rakka’da uzun vadeli olarak tutunacağı ve zaman içinde kentin kontrolünün DSG’den Şam yönetimine teslim edilmesi sürecinde bir kez daha aracı rolünde olabileceği anlamına geliyor.