YAŞAM

Dünyanın en büyük laboratuvarında neler yapılıyor?

Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nin (CERN) faaliyetleri konusunda söylentiler ve efsaneler dolaşıyor. Sputnik, 'CERN sayesinde hangi teknolojiler geliştirildi?', ‘Tanrı parçacığının keşfi nelere yol açtı?', 'Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) parçacıkların çarpıştırılması gezegenimizi yok mu edecek?' sorularının yanıtını araştırdı.
Sitede oku

Günümüzde maddenin yapısı hakkındaki en net bilgilere yüksek enerji fiziği ile ulaşılıyor. Yüksek enerji fiziği, proton ve atomların çarpışması sırasında temel parçacıkların oluşma sürecini inceliyor. Bu da teorik tahminlerin doğrulanmasını ve parçacıkların yeni kümeleşme durumlarını bulmayı sağlıyor.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC)

60’lı yıllar öncesinde geliştirilen standart model kendi başına, birçok şeyi açıklayan parçacık fiziği teorilerinden oluşuyor, ancak bu model, yerçekimi gibi tüm temel unsurları açıklamıyor. Bu model konusunda daha fazla kesinlik elde etmek için Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) geliştirildi.

Bilim insanları lazer ile insanın el yazısını inceleyerek ruh halini saptama yöntemini geliştirdi
LHC, 100 metre derinliğinde ve 27 kilometre uzunluğunda bir tünel çevresinde uzanıyor. İçerisindeki 1200’den fazla süper iletken mıknatıslar ışık hızının 0.99999999 hızında çarpışmaları için parçacıkları hızlandırıyor. Diğer yandan CERN’de ayrıca altı hızlandırıcı ve parçacıkların çarpışma sonuçlarını kaydeden birçok dedektör faaliyet gösteriyor.

'Yalnızca temel problemlerin araştırılması uygulamalı bilimin gelişimini garanti edebilir'

Merkezin laboratuvarlarında edinilen veriler, Rusya da dahil 40 ülkedeki araştırma merkezleri ve üniversitelerde bağlantı noktası bulunan çok katmanlı bir ağda işleniyor. 2012 yılında Higgs bozonunun keşfi, standart modelin doğrulanmasına yönelik çalışmaların neticesi oldu. Bugün CERN’de ‘yeni fizik’ oluşumları ve standart model tahminlerinin doğruluğunu test etmeye yönelik çok sayıda deney programı yürütülüyor.

Rusya Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’nden Profesör ve ATLAS deney işbirliği üyesi Anatoliy Romanyuk, “Bizi yeni teknolojilere götürecek bir bilimsel araştırmanın ne yönde gelişeceğini kesin olarak bilmek imkansız, bu nedenle yalnızca temel problemlerin araştırılması uygulamalı bilimin gelişimini garanti edebilir, ki bu halihazırda mümkün olan sınırlarının aşılmasını da gerektirir” ifadelerini kullandı.

Bilgisayarlı teknolojilerinin merkezi

NASA, Mars'ta fosil arayacak
Toplanan yüklü miktardaki verilerin incelenmesine duyulan gereksinim, CERN’i bilgisayarlı teknolojilerin gelişimine yönelik bir merkez haline getirdi. CERN’de 1989 yılında Dünya Çapında Ağ’ın (World Wide Web-www) kuruldu, bunun yanı sıra merkezin dağıtık hesaplama teknolojisi üzerinde de büyük etkisi oldu.

Bilim insanları için başka bir gurur kaynağı da hızlandırıcıların fiziksel boyutlarının azaltılması oldu. Minyatür hızlandırıcılar artık cisimlerin içyapılarının taranmasında aktif biçimde kullanılıyor. Buna tıp ve sanatsal incelemelerde başvuruluyor.

CERN’de ayrıca bu yönde teknolojiler de geliştiriliyor. Merkezde halihazırda insan vücudunun ve uzaydakilerdekiler de dahil farklı türlerin 3D taramasına olanak veren dördüncü nesil çipler üzerinde çalışılıyor. Bununla birlikte merkezdeki eşsiz deney koşulları sayesinde iklim oluşumu üzerinde kozmik radyasyonun etkisi incelenebiliyor.

CERN süreç yönetimi konusunda da eşsiz bir uzmanlığa sahip, bu da onu dördüncü endüstri devriminin dünyada bilim dünyasına etki eden önemli bir merkezi haline getiriyor.

Deney işbirliği merkezi

Uranüs’ün en net fotoğrafı yakalandı
CERN’de ayrıca bilimin farklı alanlarında onlarca deney işbirliği mevcut. Bunlardan en büyükleri olan ATLAS ve CMS yeni element parçacıklarının bulunması, karanlık madde ve başka yeni olguların araştırması ile ilgileniyor. LHCb deneyinde anti madde, ALICE deneyinde ise Büyük Patlama sonlarındaki ilk mikrosaniyelerde maddenin durumunu inceleniyor. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki gözlem faaliyetlerinin daha etkili hale getirilmesi için şimdilerde modernize etme çalışmaları yürütülüyor. Çarpıştırıcının çalışmalar sonucunda Yüksek Parlaklık Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’na (HL-LHC) dönüştürülmesi amaçlanıyor. Bilim insanlarının HL-LHC ile 2035 yılından önce veri alabileceği düşünülüyor.

Bilim insanlarının planları arasında ayrıca gelecekte LHC’nin yerini uzunluğu yaklaşık 100 km olacak Gelecek Dairesel Çarpıştırıcısı’nın ya da tamamen farklı olan Uluslararası Linear Çarpıştırıcı’nın alması var. Bu projelerin amacı Higgs bozonunun detaylı biçimde incelenmesi.

'En büyük başarısı oluşturduğu topluluk'

Romanyuk, “Bana kalırsa CERN’in en büyük başarısı burada oluşturduğu topluluk. Dünyanın fizik ve teknoloji alanlarında çalışan en parlak beyinleri burada toplanıyor. Bu düzeyde profesyonel bir iletişim, deneyim paylaşımı başka hiçbir yerde yok” ifadelerini kullandı.

CERN’de günümüzde sürekli olarak 2600 bilim insanı ve mühendis çalışıyor. Merkezin deneylerinde 1000’den fazlası Rusya’dan olmak üzere 85 ülkeden 12 binden fazla fizikçi çalışıyor. Merkez, kurulduğu günden bu yana üye ülke sayısını 11’den 23’e çıkardı.

Yorum yaz