National Interest'te yer alan makalede, Adolf Hitler’in Rusya’yı büyük bir Alman sömürgesine dönüştürmenin hayalini kurduğu, ancak eylemlerinin ülkesinin bir kısmının Moskova’nın egemenliğine girmesine ve Sovyetler Birliği’nin süper bir güce dönüşmesine yol açtığı belirtildi.
Makalede, 22 Haziran 1941’de dört milyon Nazi askerinin Kremlin kulelerini görme hayaliyle yola çıktığını, ancak bugünün dünyasını var eden bütün bir olaylar zincirini başlatmış olduklarına yer verildi:
"Nazi ordularının işgalinden önce, İngiliz ve Amerikalı uzmanlar bile Moskova’nın Nazi saldırganlığına dayanabileceğine inanmıyorladı. Ancak, 1945 Mayıs’ında İngiltere’nin bitkin, Fransa’nın harabeye dönüştüğü bir sırada, Sovyet tanklarının paletleri Almanların bakışları arasında Berlin harabeleri üzerinde gıcırdıyordu. Rusya, kanlar içinde kalmış ancak yine de zafer kazanmış bir boksör gibi ayakta kalmaya devam ederek süper bir güç haline geldi.
Hitler’in saldırısı olmasaydı, Sovyetler Birliği 'Avrupa İmparatorluğu' üzerinde hiç bir zaman zafer kazanamayacaktı. Almanya’nın yanında ‘Bolşevizme karşı Haçlı Seferi’ne’ katılan Romanya, Macaristan ve Bulgaristan da Kızıl Ordu tarafından mağlup edildi ve bu ülkelerde de komünist iktidarlar kuruldu. Nazi rejiminden kurtulan Polonya ve Çekoslovakya’da komünist bloğa dahil oldu.
Faşistlerin saldırısı olmasaydı, Rusya’nın bugünkü sınırları da farklı olacaktı. Rusya’nın Kaliningrad bölgesinin bulunduğu Doğu Prusya, Almanya’nın bir parçası olacaktı.
1939 yılında dünya çok kutupluydu ve birçok ülke egemenlik için rekabet halindeydi. 1945’te SSCB ve ABD olmak üzere sadece iki süper güç ortaya çıktı. Diğer adaylar ya yenildi, ya teslim oldu ya da güç kaybetti."