Barış Pınarı Harekatı'nda gelinen noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Soylu, şöyle devam etti: "Bize Orta Doğu'daki planlarını dayatmak, hayallerindeki terör devletini kabul ettirebilmek için her şeyi denediler. Darbe yapmaya kalktılar, başaramadılar. İçerideki terörü azdırmak istediler, başaramadılar. Ülkeyi istikrarsızlaştırmak, siyasi sahada kaos çıkarmak istediler, yine başaramadılar. Ekonomiyle saldırdılar, döviz operasyonları yaptılar, yine başaramadılar. Güneyimizde bir terör örgütüyle beraber iş tutup, DEAŞ'la mücadele bahanesiyle bize güya vebayı gösterip sıtmaya razı etmek istediler, yine başaramadılar. Türkiye'yi sindiremediler, ülkemizi susturamadılar. Hem Cumhurbaşkanımızın kararlı tutumu, bilge liderliği, hem milletimizin artık bu işin bitmesine dönük iradesi, bizi pınarın başına getirmiştir."
Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bunu defalarca söyledik. Allah'a çok şükür bu ülkenin toprağı da kaynakları da bize yetmektedir. Biz başka ülkeler gibi üç beş damla petrol için ürettiği silahları satmak için dünyanın dört bir köşesinde huzursuzluk çıkaran, darbe yaptıran, kan akıtan, kardeşi kardeşe düşürmek için fitneyi yayan ülkelerden değiliz. Hani bizde bir laf vardır, 'tuttuğu elinde kalıyor' derler ya bunlar da öyle. Nereye el atsalar kan ve gözyaşı, nereye el atsalar fakirlik, huzursuzluk getiriyorlar. Latin Amerika ülkelerinden Afrika'ya, Orta Doğu'ya Asya'ya kadar gidip de huzursuzluk getirmediği tek bir yer yok.
'BUNLARIN KAFALARINDA KÖLELİK DÜZENİ BİTMİŞ DEĞİLDİR'
Medeniyetimizin iyilik, değerler ve merhamet medeniyeti olduğuna vurgu yapan Soylu, Türkiye'nin kendini savunurken bile merhameti elden bırakmadığını, hem Türkiye hem de bulunduğu coğrafyayı güzel günlerin beklediğini kaydetti.
Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Sakın bugünkü hale, birkaç yıllık gelişmelere bakıp da Orta Doğu'ya kötü bir kader tarifi kimse yapmasın, biz de yapmayalım. Buranın medeniyet potansiyeli, petrol potansiyelinin çok üzerindedir. Ben buna inanıyorum ve güveniyorum. Bu ülkenin, bu aziz milletin gücüne güveniyorum. Liderimizin kararlılığına ve onun dünya hayaline inanıyor ve güveniyorum. İnşallah terörü bu topraklardan hep birlikte söküp atacağız. Bulunduğumuz coğrafyayı herkes için güvenli bir yer haline getirmiş olacağız."
'DAEŞ'LA GÖĞÜS GÖĞÜSE MÜCADELE EDEN TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR'
Güvenli bölge oluşunca bu sayının çok daha yukarılara çıkacağını ve bu bölgenin bir dengeye kavuşacağını vurgulayan Soylu, Batılı ülkeleri kastederek, sürekli istikrarsızlığın, kargaşanın, bir terör örgütünden çare üretmenin bir politika değil, çaresizlik olduğunu vurguladı.
Bakan Soylu, "Bunlar dünyanın büyük ülkeleri, hepsi bir terör örgütünün ağına düşmüş; 'PYD, PKK, YPG; DEAŞ'ın üstesinden gelecek.' DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden tek ülke Türkiye'dir. Fırat Kalkanı Harekatı'nda kahraman ordumuz, evlatlarımız DEAŞ'a tarihinin en önemli mağlubiyetini, Avrupa'nın azaları tir tir titrerken verdirdi. Bu bölgeyi onlardan arındırdı." diye konuştu.
'YÜZ YÜZE GELECEĞİZ, NE DİYECEKLER BİZE?'
"Bir şeyi merak ediyorum; bunlarla yüz yüze geleceğiz, ne diyecekler bize? Hangi sivili katletmişiz? Katletmişsek uluslararası mahkemeler var, açın gereğini yerine getirin." diyen Soylu, Suriye rejimi 10 binlerce insanı öldürdüğünde, milyonlarca insan yerinden edildiğinde söz konusu ülkelerin seslerini çıkarmadığına işaret etti.
Türkiye'nin 40 yıldır PKK terörüyle sınandığını aktaran Soylu, "Silah vermeyecekmişsiniz, vermeyin. Bakanları yasaklayacakmışsınız, yasaklayın. Türkiye'ye ambargo koyacakmışsınız, koyuverin. Bunların karşılığında özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, toprak bütünlüğümüzü, geleceğimizi almak istiyorsanız avucunuzu yalarsınız." ifadelerini kullandı.
Soylu, dualarını esirgemeyen millete teşekkürlerini ileterek, askerlerin her yemin töreninin dahi Türkiye'ye kafa tutanlara karşı bir meydan okuma olduğunu bildirdi.
'YAKALANAN KAÇAK GÖÇMEN SAYISI YIL SONU 400 BİNE ULAŞACAK'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasında muhtarlara nezaketlerini asla kaybetmeme, gayret gösterme, insana hizmet etmekten vazgeçmeme ve yerel yöneticilerini hizmet konusunda zorlama tavsiyesinde bulunarak, sözlerini şöyle tamamladı: "İnşallah dünyada karşı karşıya kalmış olduğumuz şu sıkıntılarda hem kendi ülkemizin geleceğini hem etrafımızdaki coğrafyanın geleceğini aydınlık yapalım, hem de dünyaya kafa tutmaya çalışanlara 'dur bakalım dünya 5'ten büyüktür'ü daha fazla haykırarak söyleyelim."