Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) yaptığı konuşmasında Türkiye'ye yönelik ağır suçlamalarda bulunmasının yankıları sürüyor. Macron “Sığınmacı konusunun Türkiye tarafından bir baskı unsuru olarak kullanılıyor. Bu baskılara boyun eğilmemeli” demiş, buna karşılık Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Türkiye'ye dil uzatması haddini aşmaktır. Macron'un bugünkü konuşmalarını ayakları pislik içinde gömülüyken öten horoza benzetiyorum” demişti. Mülteciler konusunda karnesi pek parlak olmayan Fransa’nın, halihazırda 4 milyonun üzerinde sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’ye yönelik bu sözlerini, Avrupa Birliği (AB) uzmanı Can Baydarol, Sputnik’e değerlendirdi.
‘AVRUPA, KENDİSİNİ KORUMAK İÇİN TÜRKİYE’YE BASKI YAPMAYA ÇALIŞIYOR’
Baydarol’a göre; Avrupa Birliği kendisini korumak için Türkiye’ye baskı uyguluyor. Baydarol “Türkiye’nin 4 milyonu aşan mülteciye ev sahipliği yapması ve bununla ilgili olarak AB’nin vaat ettiği yardımların eksik kalması, Türkiye’yi bu tartışmada çok daha haklı bir pozisyona koyuyor. Şu an Suriyeli mülteciler, Avrupa’nın kabusu ama bu konu Türkiye için de katlanılamaz bir boyuta geldi. Dolayısıyla bu soruna ortak bir çözüm, ortak bir dış politika çizgisi bulmak şart. Bunun da yolu Türkiye’nin önerdiği üzere 30 kilometrekarelik bir güvenli bölgenin oluşturulmasından geçiyor. AB’ye düşen de bunu desteklemek. Halbuki AB, bunu yapmak yerine kendisini korumak için Türkiye’ye baskı yapmaya çalışıyor” diyor.
Avrupa’nın tutumunun mülteci sorununu “şantaj unsuru” haline getirdiğine işaret eden Baydarol “Fransa ve Macron söz konusu olduğunda, oradan gelen açıklamaları Fransa’nın Suriye’deki çıkarlarını da göz önünde bulundurarak değerlendirmek lazım. Fransa’dan bu sert açıklama gelirken öte yandan bir başka AB ülkesi olan Yunanistan ‘Aman Türkiye’ye daha fazla mali yardım yapalım da mülteciler Avrupa’ya gelmesin’ mealinde açıklama yapıyor. Türkiye’ye yönelik bu tavırla birlikte, Suriyeli mülteciler meselesi bir şantaj unsuruna indirgenmiş oluyor” diye değerlendirdi.
‘FRANSA’DA İNSANLIK DIŞI KAMP GÖRÜNTÜLERİ VAR’
Baydarol “Avrupa’nın pek çok noktasında olduğu gibi Fransa’da da insanlık dışı kamp görüntüleri mevcut. İşe yarayan eğitimli Suriyelileri alıp, işe yaramayanları Türkiye’ye göndermek gibi insanlık dışı bir tutumları var. Fransa'nın bu konudaki sicili, Türkiye’ye laf edebileceği bir sicil değil. Mülteciler meselesi, Fransa’daki aşırı sağın giderek daha fazla kullandığı argümanların başında geliyor. Tek amaçları mümkün olduğunda mülteci sayısını azaltıp bu sorundan olabildiğince sıyrılmak. Çok sevimsiz bir görüntü var” dedi.
‘AVRUPA, TÜRKİYE’NİN KURMAK İSTEDİĞİ GÜVENLİK HATTINA DESTEK OLMALI’
Ortak çözümün Suriye’deki barışa katkı sağlamak olduğuna işaret eden Baydarol “Çünkü hiçbir insan durduk yere başka bir ülkede sıfırdan kendisine hayat kurmaya çalışmaz. Ancak Suriye’deki barış süreci tesis edilmediği oranda bu sorun devam edecektir. Türkiye’nin 30 kilometrelik bir güvenlik hattı kurması konusundaki girişimlerin desteklenmesi en azından mevcut göçlerin önünün kesilmesi ve göç edenlerin bir kısmının da geri dönmesini sağlayacak bir girişimdir. Bu noktada Avrupa Birliği’nin yapıcı olması gerekir” diye ekledi.