Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Özer: Otizm için ayda 12 saat eğitim çok yetersiz

Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Başlangıç Noktası programında Türkiye’deki otizm gerçeğini ve çocuklara verilen eğitimi anlattı. Özer, devletin ayda 12 saat eğitimi karşıladığını, bununla bir otizmli çocuğun kendini kesinlikle geliştiremeyeceğini dile getirdi.
Sitede oku

Otizm, Türkiye ve dünyada genellikle dizi ve filmlerle farkındalık sağlıyor. En son televizyonlarda yayına giren otizm hastalığına sahip, bilişsel yetenekleri çok yukarda olan bir doktorun hayat hikayesiyle yine Türkiye’de gündemdeki yerini aldı.

Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Başlangıç Noktası programında her 59 kişiden birinde oluşan otizm riskini anlattı. Bu tür yetenekli otizmlilerin yüzde 10 oranında görüldüğünü dile getiren Özer, tüm otizmlilerin eğitimden geçmesinin önemini vurgularken birçok vakada bunların tamamen normal insanlar gibi yaşamlarına devam edebildiğini söyledi. Ancak bunun için önemli bir eğitim gerekirken devlet otizmlilerin aylık bazda sadece 12 saatlik eğitimini karşılıyor. Özer, ayda 12 saatlik eğitimle otizmli bireyin normal hayatla kaynaşmasının neredeyse imkansız olduğunu dile getirdi:

‘OTİZMLİ BİREYLERİN SAYISI ARTIYOR’

'Otizmi bitirdiğini' öne süren dolandırıcının 'tedavi' görüntüleri aileleri isyan ettirdi
“Otizm görülme sıklığı hızla artan gelişimsel bir farklılık. Dünyadaki ve Türkiye’deki rakamlar hemen aynı. Türkiye’de ve dünyada doğan her 59 çocuktan biri otizm riskiyle dünyaya geliyor. Sağlık Bakanlığı’yla birlikte 56 bin çocuğumuzu taradık. Dünyada o dönem rakam neyse Türkiye’de de o. 1985 yılında 2500 çocukta birdi şimdi 59 çocukta bir. Biz farkındalık konusunda ileri seviyede değiliz maalesef. Otizmi duyanlar var ama belirtileri ve neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyorlar.

Otizm sosyal iletişim etkileşim problemleri ve takıntılı davranışlarla kendini gösteriyor. Ailelerin ilk 18 ayda çocuğunun bu tarz farklı davranışları varsa; göz teması kuramama, dönen nesnelere ilgisi konuşmada gerilik gibi, vakit geçirmeden çocuk ergen psikiyatristine başvurması gerekiyor.

Sayının artmasındaki bir etmen tanı yöntemlerinin gelişmesi olabilir. Her zaman otizmli bireyler vardı belki ama okula başlayınca düzelir gibi şeyler söylenirdi. Dış görünüşünde bir sorun olmadığı için kimse çocuğuna bunu yakıştıramıyordu. Artık tanılama araçları çok gelişti ama artış sadece tanılama araçlarıyla açıklanamıyor. Çevresel faktörler de tetikliyor gibi araştırmalar var.

‘OTİZMİN TEK TEDAVİSİ ERKEN TANI’

Ogün Sanlısoy'dan 'En yakın zamanda konuşalım' diyen Bakan Selçuk'a: Bu çocuklar özel çocuklar
Otizmin şu anda bilinen tek tedavisi erken tanı. 18 ay çok kritik. Akabinde yoğun özel eğitim gerekiyor. Bir çocuk ne kadar erken tanı alırsa, bilimsel temelli eğitim alırsa, yüzde 50’si hayatlarını bizler gibi bağımsız birey olarak devam ettiriyor. Ayırt bile edemezsiniz bazı otizmli bireyleri. Üniversitede okuyan, işine giden bireyler var. Ama otizm spektrum bozukluğu bir yelpaze. Herkes aynı olmuyor. Herkesin etkilenme derecesi farklı. Bu süreçte daha bağımlı olanlar da var. Otizmden etkilenme dereceleri çok farklı. Eşlik eden bazı zihinsel yetersizlikler de olabiliyor. Ya da savant dediğimiz üstün becerilere sahip bireyler de olabiliyor aynı dizide olduğu gibi. Sadece yüzde 10’unda üstün yetenekler görülüyor. Savant da olsa eğitimlerden geçmesi, takıntılı davranışlarını düzeltebilmesi gerekiyor.

Biz 2006 yılında bir okul kurduk. Okulumuzda Princeton çocuk eğitim enstitüsünün modeliyle eğitim veriyoruz. Eğitime ihtiyacı olan çocuk sayısı çok fazla. Nüfusa projeksiyon yaparsak 434 binden fazla eğitime ihtiyaç olan birey var 0-18 yaş arasında. Bunların sadece 30 bini eğitim alıyor. Bu okulların yaygınlaşması gerekiyor. Biz mekandan bağımsız okul anlayışıyla okulumuzu Minecraft oyununun içine taşıdık. Otizmli çocuklar lego mantığıyla oynandığı için bunu çok sevdi. Biz artık okulumuzu bu oyunda birebir inşa ettik. Orada atölyeler yapmaya başlayacağız. Oyun çok önemli dünyada. Yapılan araştırmalarda Minecraft’ın eğitimde çok önemli rol oynadığını gördük. Bir sürü de uluslararası ödül aldık bunun için.

Türkiye’de rehabilitasyon merkezleri var. Bunlar ana eğitimin yerine geçti. Devlet ayda 12 saatlik eğitimi karşılıyor. 12 saatte çocuk bir yere gelemez. Ayda 30-40 saat bu çocukların sürekli eğitim alması lazım. Çoğu aile ayda 12 saat hakkını kullanıyor. Diğer eğitim anlamındaki etkinliklere katılmıyor. Otizmli çocuklarda okulda ne öğreniyorsanız evde onu uygulamanız lazım. Ailelerin derse girmesi lazım ki ev ortamında hayatta alışverişte devam edebilmesi gerekiyor. Otizmli çocuklar ya kaynaştırma sınıflarında ya da özel eğitim sınıflarında eğitim alıyorlar. Öğretmen eksiğimiz var. İnşallah bu alanda yetişen özel öğretmenlerin sayısı hızla artar. Ayda 12 saatlik eğitimin hiçbir bilimsel gerçekliği yok.”

Yorum yaz