Otizm, Türkiye ve dünyada genellikle dizi ve filmlerle farkındalık sağlıyor. En son televizyonlarda yayına giren otizm hastalığına sahip, bilişsel yetenekleri çok yukarda olan bir doktorun hayat hikayesiyle yine Türkiye’de gündemdeki yerini aldı.
Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Başlangıç Noktası programında her 59 kişiden birinde oluşan otizm riskini anlattı. Bu tür yetenekli otizmlilerin yüzde 10 oranında görüldüğünü dile getiren Özer, tüm otizmlilerin eğitimden geçmesinin önemini vurgularken birçok vakada bunların tamamen normal insanlar gibi yaşamlarına devam edebildiğini söyledi. Ancak bunun için önemli bir eğitim gerekirken devlet otizmlilerin aylık bazda sadece 12 saatlik eğitimini karşılıyor. Özer, ayda 12 saatlik eğitimle otizmli bireyin normal hayatla kaynaşmasının neredeyse imkansız olduğunu dile getirdi:
‘OTİZMLİ BİREYLERİN SAYISI ARTIYOR’
Otizm sosyal iletişim etkileşim problemleri ve takıntılı davranışlarla kendini gösteriyor. Ailelerin ilk 18 ayda çocuğunun bu tarz farklı davranışları varsa; göz teması kuramama, dönen nesnelere ilgisi konuşmada gerilik gibi, vakit geçirmeden çocuk ergen psikiyatristine başvurması gerekiyor.
Sayının artmasındaki bir etmen tanı yöntemlerinin gelişmesi olabilir. Her zaman otizmli bireyler vardı belki ama okula başlayınca düzelir gibi şeyler söylenirdi. Dış görünüşünde bir sorun olmadığı için kimse çocuğuna bunu yakıştıramıyordu. Artık tanılama araçları çok gelişti ama artış sadece tanılama araçlarıyla açıklanamıyor. Çevresel faktörler de tetikliyor gibi araştırmalar var.
‘OTİZMİN TEK TEDAVİSİ ERKEN TANI’
Biz 2006 yılında bir okul kurduk. Okulumuzda Princeton çocuk eğitim enstitüsünün modeliyle eğitim veriyoruz. Eğitime ihtiyacı olan çocuk sayısı çok fazla. Nüfusa projeksiyon yaparsak 434 binden fazla eğitime ihtiyaç olan birey var 0-18 yaş arasında. Bunların sadece 30 bini eğitim alıyor. Bu okulların yaygınlaşması gerekiyor. Biz mekandan bağımsız okul anlayışıyla okulumuzu Minecraft oyununun içine taşıdık. Otizmli çocuklar lego mantığıyla oynandığı için bunu çok sevdi. Biz artık okulumuzu bu oyunda birebir inşa ettik. Orada atölyeler yapmaya başlayacağız. Oyun çok önemli dünyada. Yapılan araştırmalarda Minecraft’ın eğitimde çok önemli rol oynadığını gördük. Bir sürü de uluslararası ödül aldık bunun için.
Türkiye’de rehabilitasyon merkezleri var. Bunlar ana eğitimin yerine geçti. Devlet ayda 12 saatlik eğitimi karşılıyor. 12 saatte çocuk bir yere gelemez. Ayda 30-40 saat bu çocukların sürekli eğitim alması lazım. Çoğu aile ayda 12 saat hakkını kullanıyor. Diğer eğitim anlamındaki etkinliklere katılmıyor. Otizmli çocuklarda okulda ne öğreniyorsanız evde onu uygulamanız lazım. Ailelerin derse girmesi lazım ki ev ortamında hayatta alışverişte devam edebilmesi gerekiyor. Otizmli çocuklar ya kaynaştırma sınıflarında ya da özel eğitim sınıflarında eğitim alıyorlar. Öğretmen eksiğimiz var. İnşallah bu alanda yetişen özel öğretmenlerin sayısı hızla artar. Ayda 12 saatlik eğitimin hiçbir bilimsel gerçekliği yok.”