Şlıkov, Türkiye’nin başta İngiltere olmak üzere İtilaf devletleri tarafından aktif olarak desteklenen Yunanistan’ın müdahalesi karşısında kazandığı zaferde, Bolşeviklerin sağladığı askeri ve maddi yardımın ve Moskova ile mutabakat halinde yürütülen askeri stratejinin belirleyici bir faktör olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin de Sovyetler Birliği için İtilaf devletleriyle mücadelesinde çok önemli bir ülke olduğunu söyleyen Şlıkin, şöyle konuştu:
“Türkiye ile etkileşim, Kafkasya’nın Sovyetleştirilmesinin daha etkin bir şekilde yapılmasına ve Sovyetlerin Karadeniz'de kontrol kurmasında yardım edebilirdi. Bu nedenle (Vladimir İlyiç) Lenin, (Mustafa Kemal) Atatürk’e ciddi bir askeri yardım sağladı, 1921’deyse en yetenekli Sovyet komutanlarından biri olan General Mihail Frunze’yi Ankara’ya olağanüstü elçi olarak atadı. Ağustos 1921’de Yunanlı birlikler Ankara’nın çok yakınına ulaştı ve Türk milletinin kaderi tehdit altındaydı. Sovyetlerin o zamanki yardımının belirleyici rolü oldu. Bu Rusya’da pek bilinen bir durum değil, ancak Türk milleti o zamanki olayları minnet duygularıyla anmıştır. Hatta Taksim Meydanı’nda, Atatürk’ün talimatıyla Kliment Voroşilov ve Mihail Frunze’ye ait heykellerin de yer aldığı Cumhuriyet Anıtı kuruldu.”
'TÜRKİYE'YE YARDIM GÖNDERMENİN BEDELİ BİZİM İÇİN ÇOK YÜKSEKTİ'
Şlıkin, Atatürk’ün Londra’ya Bekir Sami Bey'i yolladığını ve İngilizlerin bu kişiyle Türk ve Gürcü ordu birliklerinden oluşan anti-komünist Kafkas bariyerinin kurulması konusunda gizli görüşmeler yürüttüklerini ifade etti:
"Bu gelişmeler, (1921 Moskova Antlaşması olarak bilinen) Türkiye-Sovyet Rusya Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması'nın imzalanması arifesinde yaşandı. Bu gizli görüşmelerin yapıldığı konusunda basına bilgi sızdığı zaman Atatürk, Bekir Sami Bey'i istifa ettirdi ve bu durum, Moskova’nın Türkiye’yi kendine döndürmesi için sinyal oldu.”
Rus uzmana göre SSCB, ancak 1930’lı yıllarda tam olarak ayağa kalktığı ve dış politikasını Batılı ülkelere yönlendirmeye karar verdiği zaman Türkiye’den uzaklaştı.
Çeviri: Erkan Kurtuluş