Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Habertürk TV'de yayınlanan 'Kübra Par'la Açık ve Net' programında soruları yanıtladı:
* İçerikler tartışılabilir, prensip olarak etikle ilgili düzenlemelere hak veriyorum. Bunların olması lazım. Son zamanlarda siyasetçilerle ilgili bazı ithamlar, yakıştırmaların önemli bir kısmı birtakım iftiralardan ibaret. Mesela milletvekili maaşlarıyla ilgili yapılan değerlendirmeler var. 80-90'lı yılları hatırlıyorum. O dönemde ilave zam yapılırdı.
* Araç tahsisi yok. Aracı olmayan milletvekilleri toplu taşıma araçlarıyla Meclis'e gidip geliyor. Maddi durumu müsait olmayabilir. Milletvekillerine araç tahsis edilmiyor, lojmanları yok, üç tane personel veriliyor. Milletvekili lojmanları biliyorsunuz satışa çıkarıldı. Milletvekilleri hali vakti yerinde olanların Ankara'da evi vardır, bazıları kiralarda oturuyor.
* Burada şunu söyleyeceğim, milletvekili maaşının asgari ücretle ifade ederseniz, o zaman asgari ücretle milletvekili olarak yaşayabilen varsa gelsin yapsın o zaman. Milletvekillerine verilen maaşla kendi illerine gidip geliyor her hafta. Onun dışında yaptıkları çalışmalarda kendi maaşlarından harcıyorlar. Bunun dışında milletvekillerinin gelen, giden misafirlerle ilgili harcamaları kendi cebinden karşıladığını biliyoruz.
* Çeşitli şekilde bekledikleri reklam paylarını elde edemedikleri için parlamento, milletvekilleri aleyhine yazan internet siteleri var. Meclis'e saldırmak biraz kolay bir iş haline geldi. Milletvekillerinin ne iş yaptığını ve oradaki imkanlarını ve aldıkları maaşın giderleriyle orantısını değerlendiren insanlar var. Bunu itibarsızlıştırmak vesayetçi, darbe dönemlerinin anlayışlarının bir ürünüydü.
* Bu konuyla ilgili düzenleme yapılmasını prensip olarak doğru bulurum. Bu konu daha önce 26. dönemde ve sayın Cemil Çiçek tarafından da teklif verilmişti. Birçok konuda kendi şahsi menfaatleri sebebiyle Meclis'i itibarsızlaştırmaya çalışan insanların peşine takılmamak lazım.
* TBMM dünyada en çok çalışan parlamentolardan bir tanesi, biz buna birleşim diyoruz. Almanya'da parlamento 71 gün çalışmış. Avusturya'da 33 gün. Danimarka 109 gün çalışmış. TBMM 113 gün yaşamış son yasama döneminde. Dünya parlamentolarının bir standardı var. Biz milletvekillerini neye göre kıyaslayacağız. Mesela uzun yol yapan şoförler veya gemi kaptanlarının veya polis memurlarının çalışma şartlarıyla mı yapacağız? Kendi benzeriyle mukayese edebiliriz. Dünya parlamentoları nasıl çalışıyor onunla mukayese edebiliriz bize fikir vermesi bakımından. Türkiye süre olarak dünyanın en çok çalışan parlamentolar arasında yer alıyor.
* Bunun dışında bütçe hazırlıkları için çalışanlar var. Meclis tatile girdi, girmedi tartışmalarını değerlendirirken dünya parlamentolarını mukayese ederek söylemek lazım. Kaldı ki milletvekillerinin sadece Meclis'te çalışmalarını beklemiyor millet. Tabii seçim mahallilerine gitmesi gerekiyor. 1 hafta seçim bölgesinde görülmeyince milletvekillerine 'seni hiç göremiyoruz' deniyor. Hepsini bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Bunları dikkate almadan az çalmıştınız, çok tatil yaptınız demek parlamentoya itibar suikastıdır.
* Parlamenter sistemin son dönemi, yani 2017 Temmuz'dan 2018 Temmuz'una kadarki dönemden 2016 Temmuz'undan 2017 Temmuz'una kadar dönem ile Başkanlık sisteminin yürürlükte olduğu 2018 Temmuz'undan itibaren olan dönemi dikkate alarak söyleyeceğim. Kanun teklifleri bakımından parlamenter sistemi genelde 650 civarında kanun teklifi önerisi verilmiş. 650 ve 651 önceki ve bir önceki dönemde. Şimdi ise 2081 kanun önerisi verilmiş. Aşağı yukarı üç kattan fazla kanun önerilerinde artış var. Milletvekillerinin kanun teklifi vermeleri bakımından önceki döneme göre daha aktif olduklarını söyleyebiliriz.
* Ama dönemsel, konjonktürel içeren uluslararası sözleşmeler devre dışı bırakıldığında, olağan zamandaki kanunlara baktığımızda Başkanlık sisteminde 26 kanun, parlamenter sistemin son yılında 18, bir önceki yıl 16 kanun çıkarılmış. Çalışma sürelerine baktığımızda sürede bir değişiklik yok. Bir kere çıktılara baktığımızda bu tür değerlendirmeyi haklı kılacak tablo yok. Kanun yapma sayısında Başkanlık sisteminde azalma oldu denebilecek bir tablo yok.
* Geçenlerde bir milletvekili arkadaşımız söylemiş. Yazılı soru önergesi vermesi, bakanlara soru sormaları mümkün. Bu parlamentonun denetleme görevi. Bir gazetede benim ağzımdan, 'Bakanlar milletvekillerini muhatap almıyor' diye yazmış. Tamamıyla yalan. Ben böyle bir şey demedim.
* Benim yazdığı yazı gibi daha önceki dönemde de yazılmış yazılar var. Sayın Binali Yıldırım tarafından yazılmış, parlamenter sistemde de yazılmış. 26. dönemde Meclis Başkanı sayın İsmail Kahraman, o zaman parlamenter sistem vardı. O dönemde sayın Kahraman, Bakanlara yazılar yazmış, soruları vaktinde cevaplayın diye 29 Kasım 2016'da yazmış. Dört defa çeşitli tarihlerde, yani her yıl birer yazı yazılmış. O zaman başkanlık sistemi mi varmış? Hayır parlamenter sistem varmış.
* Zaman zaman bakanlarda soruların cevaplanmasında gecikme olabiliyor. Bu parlamenter sistemde de olmuş. Bu bakımdan benim bakanlara soruların cevaplanması konusundaki ikaz yazım, Başkanlık sistemine mahsus bir yazı değil. Sürecin süratlenmesi için sürekli talep ediyoruz. Milletvekillerinin bakanlarla görüşmesi, Başkanlık sisteminin ortaya çıkarttığı bir sorun değil. Bu bakanlarla milletvekilleri arasındaki kişisel özellikleriyle ilgili bir durum. Parlamenter sistemde de görüşülmesi, randevu alınması güç olan bakanlar vardı. O zamanda da vardı. Dolayısıyla bu sistemin ortaya çıkardığı bir sorun değil. Bakanın, milletvekillerinin tarzıyla ilgili bir durum. Bazı milletvekili arkadaşlarımızın 4-5 kez görüşüp de '6. randevuyu alamadım' diye sitem ettikleri oluyor.