Bireylerin sosyal yaşantısını yakından etkileyen idrar kaçırma problemi, 35 yaşın üzerindeki her 5 kadından birinde görülüyor. Uzmanlar, özellikle çalışan kadınlarda depresyona yol açan idrar kaçırma rahatsızlığını önlemek için bol su içilmesi, diyetten kaçınılması, kahve ve kola tüketiminin azaltılması öneriyor.
Medicana Samsun Hastanesi Üroloji Bölümü Uzmanlarından Opr. Dr Ahmet Gençbay, kadınların korkulu rüyası haline gelen idrar kaçırma problemini hakkında bilgiler verdi.
İdrar kaçırmanın bir hastalık olduğunun altını çizen Opr. Dr. Ahmet Gençbay, "Temelde kadınların hastalığı olan idrar kaçırmaya tıpta inkontinans denmektedir. İdrar kaçırmanın belli bir miktar ölçümü yoktur; damlama şeklinde ve seyrek idrar kaçırmalarını bile büyük bir sorun olarak gören kadınlar da vardır. Bu da idrar kaçırmanın hastalık boyutunun kadının sosyokültürel durumuna sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteriyor. Kırsal kesimde sorun yaşlanmaya bağlı doğal bir problem gibi görülerek doktora başvurulmazken, kentlerde ve özellikle çalışan kadınlarda idrar kaçırma depresyon ve sosyal ilişkilerde kısıtlanmaya (idrar kokusu, ıslaklık hissi yüzünden) yol açarak daha erken dönemlerde tedavi için doktora başvurmaya neden olmaktadır. Sonuçta kişinin sosyal yaşantısını etkileyecek olan her idrar kaçırma bir hastalıktır ve tedavi edilmelidir" dedi.
'35 YAŞIN ÜZERİNDEKİ HER 5 KADINDAN BİRİNİN SORUNU'
İdrar kaçırma probleminin genel inanışın aksine sadece yaşlanma ile ortaya çıkan bir durum olmadığını belirten Dr. Ahmet Gençbay, "Özellikle menopoz sonrası dönemde olan ve zor doğum yapmış kadınlarda görülen bu durum bazen daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. 35 yaşın üzerindeki her beş kadından biri az ya da çok zaman zaman olan idrar kaçırma problemi ile karşı karşıyadır. 65 yaşından sonra ise neredeyse her 3 kadından birinde bu problem vardır. Yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 25’inin hayatlarının herhangi bir döneminde idrar kaçırdığı hesaplanmıştır. Ancak doktora başvuran kadınlar bu rakamların çok altındadır. İdrar kaçırma kadın tarafından saklanan ve genellikle utanılacak bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan bir başka araştırmada ise kadınların doktora başvurana kadar bu şikayetle ortalama 9 yıl geçirdikleri tespit edilmiştir. İnsan ömrünün uzaması ile bu sorun daha da büyümektedir” diye konuştu.
İdrar kaçırma problemleri olanların diyet yapmaktan kaçınması gerektiğini belirten Dr. Gençbay, bol su içilmesini, kola ve kahve tüketiminin ise azaltılması gerektiğini belirtti. Gençbay, idrar kaçırma problemi yaşayanlara hangi tedavi yöntemleri uygulandığını şöyle anlattı:
"Tedavi; konservatif, medikal ve cerrahi olmak üzere 3 farklı yöntemle yapılmaktadır. Tedavide ilk aşamada konservatif tedavi dediğimiz kegel egzersizleri, mesane eğitimi, biofeedback terapi ve manyetik innervasyondur. Bu özellikle sıkışma tipi kaçırmalarda önemlidir. Sıkışmayı geciktirmek için tuvalete koşulmamalıdır. Ayakta durmalı ya da oturmalıdır. Perineye basınç uygulanır, karın kaslarını gevşetmek için solunum egzersizi yapılır. Zihni meşgul etmek için matematik problemi çözülmesi tavsiye edilebilir. Eğer engel olunamıyorsa kaçırmayı önlemek için idrar yapılabilir. Saatli ve düzenli idrar yapma yanında normal idrar yaparken de idrarını tutma (durdurma) eğitimleri yapılmalıdır. İdrar kaçıran bir kimse zannedilenin tersine gece haricinde bol sıvı almalıdır. Bu konstipasyonu (kabızlığı) önler. Lifli besinler alınmalıdır. Günlük idrar miktarı en az ortalama 1,5 Lt olmalıdır. Normal bir kişi 4-6 kez gündüz ve bir iki kez de gece idrara çıkar. Kola, kahve, çay, çikolata ve alkol idrar yapma ihtiyacını arttırabilir, sıkışmaya sebep olabilir, diyetten çıkarılmalıdır. Orta ve ileri düzeyde idrar kaçırması olan ve medikal tedaviden fayda görmeyenlerde operasyona gerek duyulur. Hekim gerekli incelemelerden sonra hangi tip operasyonu yapacağına karar verir. Günümüzde yeni tekniklerin uygulanması ile zorlanma tipi idrar kaçırmalarda yüzde 90'a yakın başarılı olunmaktadır. Karından veya hazneden uygulanabilen bu operasyonlarda rahim ve idrar kesesi sarkmaları da varsa hepsi bir arada düzeltilir. Zor ameliyatlar değillerdir. Hatta günümüzde kadınlarda lokal anestezi ile dahi uygulanabilir. Vajenden yapılan bir küçük kesiden idrar kanalı bir gergisiz bant sayesinde pelvik kaslara asılır."
“İlaç tedavisinde en sıklıkla östrojenler ve antikolinerjik olarak isimlendirilen ilaçlar kullanılır. Uygun olan hastalarda cerrahi öncesi uygulanmasında fayda vardır. Hatta bazen cerrahi sonrası hiç azalmamış idrar kaçırma tedavisi için kullanılır. Östrojenler menopoz sonrası kadınlarda faydalıdır. Antikolinerjikler idrar torbasının kapasitesini ve genişleme yeteneğini arttırarak idrar torbasının istemsiz kasılmalarını engellerler. Birçok hasta bu konuda gereksiz biçimde sessiz kalır. Doktora danışmaya ve gereken yardımı almaya utanır. Bazı kişiler bu durumun yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olduğunu ve olası nedenlerinin ve tedavi seçeneklerinin bulunması yerine bu duruma katlanması gerektiğini düşünür. İdrar kaçırma tedavisi sonuçları çok başarılı olan hastalıkların başında gelmektedir. Hastalar aynı gün veya ertesi gün taburcu olurlar. Kendilerini korumaları koşuluyla da ertesi gün normal günlük yaşantılarına devam ederler. 2 ay kadar bir süre içinde ağır egzersiz, spor ve yük kaldırmayı önermeyiz.”