30 Haziran’a kadar sürecek fuara Rusya’nın yanı sıra Türkiye, Azerbaycan, Hindistan, Kazakistan, Çin, Pakistan ve Güney Afrika da dâhil olmak üzere 1.300 yabancı şirketin temsilcileri katılıyor.
Strateji ve Teknoloji Analiz Merkezi Direktörü, Rusya Savunma Bakanlığı Toplumsal Konseyi Üyesi Ruslan Puhov, forum kapsamında Sputnik’e verdiği demeçte sergilenen silahların hangilerinin dış ülkelerinin özel ilgisini çektiğini anlattı. Puhov, Türkiye’nin ABD’nin yoğun baskıları ve tehditleri ortamında Rus hava savunma sistemlerinin satın alınması konusundaki tutumunu da değerlendirdi.
“Hava savunma sistemleri ise çok karmaşık mekanizmalar olup Rusya, ABD’nin yanı sıra mobil füzesavar sistemlerinden tutun S-400 gibi karmaşık sistemlere hava savunma sistemlerin tüm yelpazesini üreten tek ülke. Rus sistemleri ayrıca oturmuş, ABD ve İsrail menşeili muadillerine göre daha ucuz, verimlilik ve fiyat kriterleri bakımından da dünyanın en iyisi olma özelliğini taşıyor.”
NATO üyesi olan Türkiye’nin hangi amaçlarla Rus savunma sistemlerini satın aldığı yönündeki soruyu yanıtlayan Puhov, bu ülke için blok içindeki dayanışmadan çok kendi ulusal güvenlik çıkarlarının ön planda olduğuna işaret etti:
“Türkiye’nin aktif dış politika yürüttüğü dikkate alındığında bu ülke, kendi hava sahasına hem pilotlu, hem de insansız düşman hava araçlarının girmesine engel olmak için elbette ki hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyuyor.”
“Bir yandan bu uçak gerçekten çok güçlü, fakat aynı zamanda onu satın alan ülke, tam anlamıyla bu aracın sahibi olamıyor. Bu nedenle ondan biraz daha az gelişmiş, fakat tamamen kendi silahlı kuvvetlerinin kontrolünde olan uçağın olması daha iyidir. Türkiye’nin önündeki vazifelerin çözümü için F-35 uçağı fazla. Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması ile ilgili durumun, Ankara'nın dikkatini farklı alternatiflere, örneğin Rus avcı uçaklarına çevirebileceğini düşünüyorum.”