Daha önce Kaçıkçı'nın öldürülmesinin ses kaydının Ankara'nın elinde olduğu ve ekim sonunda Türkiye'yi ziyaret eden CIA Başkanı Gina Haspel'a MIT Başkanı Hakan Fidan tarafından dinletildiği basına yansımıştı. BM raporunda eldeki kanıtın Türk istihbaratının yaptığı ses kaydı olduğu ifade edildi.
Rapora göre 2 Ekim sabahı saat 10-11 arası 15 Suudi yetkili ikiye ayrıldı.
5'i Suudi Konsolos'un konutuna gitti: Mansour Othman Abahussain, Naif Hasan Alarifi, Abdulaziz Mohammed Alhawsawi, Khalid Aedh Alotaibi, Meshal Saad Albostani.
Kalan 10'u konsolosluk binasına gitti: Mohammed Saad Alzahrani, Maher Abdulaziz Mutreb, Waleed Abdullah Alshehri, Fahad Shabib Albalawi, Badr Lafi Alotaibi, Dr. Salah Mohammed Tubaigy, Mustafa Mohammed Almadani, Thaar Ghaleb Alharbi, Saif Saad Alqahtani, Turki Musharraf Alshehri.
"Eklemler ayrıştırılacak. Sorun değil. Beden ağır. İlk kez yerde kesiyorum. Plastik torbalar alıp parçalara ayırırsak, biter. Her birini sararız."
Rapora göre deri yüzmeye de atıf yapıldı.
Konuşmanın sonunda Mutreb "Kurbanlık hayvan geldi mi" diye sordu.
13.13'te bir ses "Geldi" dedi.
13.15'te Kaşıkçı cep telefonunu dışarda bekleyen Hatice Cengiz'e bırakmış halde konsolosluğa tek başına girdi.
Kaşıkçı içeri girdiğinde tanıdığı bir tarafından karşılanmış gibi gözüktü ve ikinci kattaki başkonsolosun ofisine çıkarıldı. Kaşıkçı'ya Suudi Arabistan'a dönüp dönmeyeceği soruldu ve 'gelecekte dönmek istediği' yanıtı alındı. Bunun üzerine Kaçıkçı'ya "Seni geri götürmek zorundayız. Interpol'den emir var. Interpol senin geri gönderilmeni talep ediyor. Seni almaya geldik" denildi.
"Bana karşı bir dava yok ki. Dışarıdaki bazı kişileri uyardım, beni bekliyorlar, beni bekleyen bir şoför var" karşılığını veren Kaşıkçı, daha sonra şoförün değil, nişanlısının kendisini beklediğini söyledi.
13.22'de Mutreb Kaşıkçı'ya telefonu olup olmadığını sordu ve oğluna mesaj göndermesini istedi.
"Beni kaçırıyorlar demem" yanıtını veren Kaşıkçı'ya "Kısa kes. Ceketini çıkar" talimatları verildi.
Kaçıkçı "Bir elçilikte bu nasıl olur? Hiçbir şey yazmam" dedi, "Kısa kes" diye bastırılırken, "Hiçbir şey yazmam" diye tekrarlayınca şunlar söylendi:
13.33'te Kaşıkçı "Bu havlu nedir? Bana uyuşturucu mu vereceksiniz?" diye sorup "Sana anestezi yapacağız" yanıtı aldıktan sonra arbede sesleri duyuldu.
Ardından şu konuşmalar geçti:
Rapor şöyle devam etti: "Türkiye'deki istihbarat yetkililerinin değerlendirmeleri Kaşıkçı'ya yatıştırıcı enjekte edildiği ve sonra naylon torbayla boğulduğu yönünde. Türk istihbaratı, 15 kişilik Suudi ekibinin üyelerinin bir ipten de söz ettiğini not etti, ama bağlamak için mi yoksa taşımak için mi kullanıldığı ya da hiç kullanılıp kullanılamadığını belirleyemedi. Plastik örtülerin sesi, Türk istihbaratının vardığı sonuca göre, Kaşıkçı'nın ölümünün ardından Suudi yetkililerin cesedi parçaladığı sırada çıkan ses. Türk istihbaratı 13.39'da testere sesi tanımladı."
"Türk istihbarat yetkilileri, bu noktada Özel Raportörün yazılı not almasına izin vermedi. Bundan sonra aktarılan konuşmalar, (Özel Raportörün) hafızasında kalanlardan nakledildi.
Rapora göre Kaçıkçı cinayetinin görüldüğü Suudi mahkemesi, sanıkların isimlerini, haklarındaki suçlamaları ve aleyhlerindeki kanıtları resmen kamuoyuna açıklamadı. Türk yetkililer tarafından kimlikleri belirlenen Suudi suikast ekibinin 15 üyesinden bazıları resmen suçlanmadı.
Rapor sayesinde al-Otaibi’nin cinayeti organize etme ve koordinasyonu sağlamadaki rolü de ilk kez gözler önüne serildi. Bu da cinayetin bir takım yetkililerin kendi başlarına kalkıştıkları bir operasyon olmadığı, emrin en üst makamdan geldiğinin kanıtlarından biri.