‘Son hamle olarak Cumhurbaşkanı’nın devreye girmesi düşünülmüş olabilir’

23 Haziran Pazar günü tekrarlanacak İstanbul seçimleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İsmail Saymaz, “AK Parti’nin seçimi kazanmak uğruna ihlal etmediği kural kalmadı, arkasından dolanmadığı yasa kalmadı” dedi.
Sitede oku

RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri yayınlanan Yavuz Oğhan, Akif Beki ve İsmail Saymaz'la 'Söylemesi Bizden' programında yaklaşan 23 Haziran İstanbul seçimleri değerlendirildi.

‘ADALET VE KALKINMA PARTİSİ’NİN ÇİĞNEMEDİĞİ DEVLET GELENEĞİ KALMADI’

İsmail Saymaz, “Türkiye’de seçim öncesinden başlayarak 31 Mart’a, o günden bugüne, bugünden yarına açıkça devam bir süreç var; o da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimi kazanmak uğruna ihlal etmediği kural kalmadı, arkasından dolanmadığı, gereğini yerine getirmediği ona rağmen adım atmadığı yasa kalmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çiğnemediği devlet geleneği kalmadı. O kadar ki Temel Karamollaoğlu’nun ifadesiyle söyleyeyim, ‘bu ancak aşiret devletinde olur ama aşiret devletinde bile müeyyideler vardır’” şeklinde konuştu.

‘SON HAMLE OLARAK CUMHURBAŞKANI’NIN DEVREYE GİRMESİ DÜŞÜNÜLMÜŞ OLABİLİR’

Erdoğan: Anketlerde manipülasyon var, sipariş üzerine yapılıyor
Yavuz Oğhan, “Kampanyalardaki dağınıklığı belki buna bağlamak lazım. 31 Mart öncesinde ne yapıyorsa AK Parti, 6 Mayıs sonrasında yapmadı, yapmamaya özen gösterdi, ta ki Pazar günkü buluşmaya kadar. Cumhurbaşkanı’nın sahaya inmemesi, billboardlarda sadece Binali Yıldırım’ın olması, bütün kampanyanın Binali Yıldırım merkezli yürütülmesi oraya kadar geldi. Ama muhtemelen sosyal medyada yayınlanan anket AK Parti’nin de önünde. Bir son hamle olarak da elde ne var, Cumhurbaşkanı’nın devreye girmesi diye düşünmüş olabilirler” ifadelerini kullandı.

‘YILDIRIM KARALAYICI DİLDEN DÖNDÜĞÜNÜ ÖZÜR DİLEYEREK İLAN EDİYORSA, KAMPANYANIN TAMAMINA YANSIMASI LAZIM’

Akif Beki, AK Parti kampanyasıyla ilgili şunları söyledi: “Böyle bir kampanyanın içinde olsaydım, mutlaka kampanyanın sözcülerine sakin ve soğukkanlı davranmalarını, sükunetlerini bozmamalarını önerirdim. Binali Yıldırım işi toparlamak için, 31 Mart öncesindeki kutuplaştırma dilinden dönmek üzere Milli Gazete’ye ziyarette bulunuyor. Temel Karamollaoğlu’ndan özür diliyor, Saadet Partili kardeşlerimden özür dilerim diyor. Burada karalayıcı, aşağılayıcı, terörist, din düşmanı diyen dil, kampanyanın başka bir kolunda akmaya devam ediyorsa, senin bu çaban da heba oluyor demektir. Yıldırım eğer bu dilden dönüyor, özür dileyerek ilan ediyorsa bu dilden döndüğünü, helalleşmek istiyorsa, kampanyanın tamamına hemen bunun yansıması lazım. Sosyal medya ayağına da yansıması lazım, oradaki yaygaracıların da yaygarayı kesmesi, bu agresif dili kaybetmesi lazım.”

Yorum yaz