Türkiye’de tarımın emek yoğun işten teknolojiye geçişi nasıl gidiyor?
2050 yılına kadar dünyadaki gıda talebinin yüzde 70 oranında bir artış göstereceğini beklerken; bu talebin karşılanabilmesi tarımsal verimliliğin artırılması, güvenli ve bilinçli tarımın yapılması ile mümkün olabilecek. Bunun için de ‘modern üretim tekniklerinin’ kullanılması ve eğitim ile sürekli gelişim şart. Uluslararası bir araştırmada, mevcut teknolojilerle otomatize edilebilecek işlerde harcanan zamanın en yüksek olduğu 2. sektör tarım olarak raporlanmış. Bunu da dikkate alınca, özellikle Türkiye gibi çok bereketli toprakları ve potansiyeli de yüksek olan bir ülkede tarım da dijitalizasyon kaçınılmaz bir gerçek. Bunun içinde devlet, üniversite, sanayi iş birliğiyle çiftçiler eğitilir, dijital dönüşüme ayak uydurmaları sağlanırsa hem tarımın sürdürülebilirliği mümkün olur hem de Türkiye rekabetçi gücünü devam ettirebilir.”
Tarımın teknolojiyle buluşmasının ardından ürün çeşitliliği ve hacmi konusunda ne gibi gelişmeler yaşandı?
Öncelikle üzerinde durmak istediğimiz, uydu destekli dümenleme sisteminin yardımıyla tarlanızın koordinatlarını sisteme girdikten sonra sistemin yönlendirmesi ile çalışıldığı için zorlu hava koşullarında bile 7 gün 24 saat ekim, ilaçlama, toprak işleme ya da hasat imkânı tanımaktadır. İşte bu sistem çalışma saatlerini arttırırken daha birçok avantajı da beraberinde getirmektedir. Bu avantajlar:
- İstikamet tutturma ve arazinin şekline ve konturlara göre hareket etme kabiliyeti sağlamaktadır. Klasik markörlerde hata payı yüzde 10 iken bu sistemlerde yüzde 1.5-5 arasında değişmektedir.
- İstikameti bozmadan hep aynı aralıkta ekim ve dikim, düzgün ekim sırtları oluşturabilmektedir.
- Üst üste ekim, ilaç ve gübre uygulamasını engellemenin yanında ekilmemiş, ilaçlanmamış ya da gübrelenmemiş yer bırakmamaktadır.
- Kullanıcı konforunu arttırarak daha uzun süreler çalışma imkanı sağlamaktadır.
- Sistem kullanıcıyı yönlendirdiği için daha az kalifiye kullanıcıların çalışabilmesine imkân tanımaktadır.
- İstenilen bölgeye ihtiyaç kadar ilaç ve gübre atımını sağlamaktadır.
- Aynı boyuttaki alanın daha hızlı ve hatasız işlenmesini sağlamaktadır.
- İstikamet için kılavuzlama, metre çekme, kazık çakma ihtiyacını tamamen ortadan kaldırarak ciddi zaman ve emek tasarrufu sağlamaktadır.
- Tarla şekline uygun çiziler oluşturmanıza imkan tanıyarak hatları üst üste binmeden ve atlamadan tarlayı işleme olanağı vermektedir. Sonucunda yakıt ve girdi maliyetlerinden tasarruf sağlamaktadır.
- Azaltılmış pestisit ve yakıt tüketimi ile çevre korunmasına yardımcı olmaktadır.”
Bir traktör üreticisi olarak Tarlam Cepte hizmetini hayata geçirme macerası nasıl başladı?
Tarlam Cepte bu ay içerisinde hizmete sunduğumuz bir uygulama olmasına rağmen bugüne dek yaklaşık 1400 kişi tarafından yüklendi ve şimdiye kadar çok olumlu yorumlar aldık. Girenlerin uygulamayı kullanım süreleri de aktif olarak servisten yararlandıklarını gösteriyor. Bu süreçte her zaman kullanıcılarımızla temas halindeyiz. Aldığımız geri bildirimlere göre de sürekli bir geliştirme ve iyileştirme halinde olacağız. Henüz pazara giriş döneminde olduğumuzdan, zamanla kullanımın yaygınlaşacağını ve tüm çiftçilerimiz tarafından benimseneceğini öngörüyoruz.”
Çiftçilerin akıllı telefona erişimi ne düzeyde?
“Elimizde net bir veri yok ama sosyal medya ve dijital uygulamalarımızdaki etkileşim oranı ile saatlerine bakınca yüksek olduğunu düşünüyoruz. Yapılan son araştırmaya göre Türkiye’de çiftçilerin günlük akıllı telefon kullanım süresi yaklaşık 3 saat. Akıllı telefonların yaygınlaşması, çiftçilerin sektörle ilgili bilgi toplama, araştırma ve merak ettikleri sorulara anında yanıt almalarına yardımcı oluyor. Bloglarda birbirlerine soru sormakta, en çok da traktör ve ekipman kullanum videoları izlemekteler. Sadece ihtiyaç duydukları kaynaklara ve bilgilere erişim anlamında değil, daha etkin bir sosyal ağa sahip olup meslektaşlarının tecrübelerinden eş zamanlı olarak faydalanabilmeleri açısından da akıllı cihazların çiftçiler için son derece önemli olduğunu ifade edebiliriz.”