Doğrudan demokrasiyle yönetilen İsviçre'de pazar günkü bağlayıcılığı olan referandum yüzde 64 oranında daha sıkı silah kontrollerinden yana sonuçlandı. Karşı çıkanların oranı ise yüzde 36’da kaldı. Ancak katılım yüzde 43.9 düzeyindeydi.
AB üyesi olmadığı halde Avrupa'da serbest dolaşıma ilişkin Schengen sınır kontrol sisteminin parçası olan İsviçre, bu onayla AB ile olası gerilim yaşanmaktan kaçındı ve Schengen vizesiz seyahat sistemi içinde kalmayı garantiledi.
AB, sıkı silah kontrolü düzenlemelerini, 2015'ten beri cihatçıların Fransa, Belçika, Almanya ve İngiltere'de düzenlediği terör saldırılarının ardından 2017'de benimsemişti. Ayrıca ulusal veri tabanında olan silahların takip edilmesi kolaylaştırılmıştı.
Ancak Alpler ülkesi İsviçre'de kaydadeğer sayıdaki silahsever, sıkı silah kontrollerine tepki gösterdi. İsviçre'nin sarp dağ köylerinde yaşayanlar için silah sahibi olmak kişisel onur, milli gurur, kültürel miras, avcılık ve spor meselesi.
İsviçre'de her 100 kişiye ortalama 42 silah düşüyor. Ağustos 2017 itibarıyla 279 bin İsviçreli, 875 binden fazla silaha sahip olduğunu kayda geçirmiş durumdaydı. Ama gerçekte ülkede sivillerin 2.3 ile 3.4 milyon arasında ateşli silaha sahip olduğu tahmin ediliyor.
9 MİLYON NÜFUSA 3.4 MİLYON SİLAH
9 milyonluk nüfus için çok yoğun şekilde silahlı İsviçre'de, ateşli silahla insan öldürme oranı ise 100 bin kişiye 0.5 vakayla çok düşük düzeyde seyrediyor.
Dünyanın en güvenli ülkelerinden biri sayılan İsviçre'de bundan böyle yarı otomatik silahlara herkes elini kolunu sallayarak sahip olamayacak ve bazı silahların kilit parçaları için seri numarası takibi yapılacak.
Silah sahipleri, üç yıl içinde tüm silahlarını bildirecek ve silah koleksiyonlarını kayıt altına aldıracak.
'ANAYASANIN İHLALİ'
Yeni düzenlemeye karşı çıkanlar ise bunun İsviçre anayasasının ihlali olduğunu ve aşırılıkçılık ya da suçla mücadeleyle bir ilgisinin olmadığını söylüyor. Avrupa'daki terör saldırılarında kullanılan silahların yasadışı elde edildiğine dikkat çekerken, bunun sadece İsviçre'de yasal biçimde silah sahibi olanları baskı altına almaya yarayacağını savunuyor. İsviçreli siyasetçileri de Brüksel'in emirlerini yerine getirmekle suçluyor.
Ana akım siyasi partilerden farklı olarak aşırı sağa meyilli İsviçre Halk Partisi düzenlemeye karşı çıktı.
İsviçre Halk Partisi milletvekillerinden Jean-Luc Addor, AB düzenlemesinin benimsenmesine "Adil değil, özgürlükleri katlediyor, işe yaramaz, tehlikeli ve her şeyden önce İsviçre karşıtı" tepkisini gösterdi. Addor, "Terörle mücadeleye hiçbir etkisi olamayacak ama silah sahibi olan dürüst, yasalara uyan vatandaşları vuracak" dedi.