Uluslararası düzende sarsılmalar eşliğinde Türkiye’nin komşuları, büyük güçler ve Batı ile ilişkilerindeki krizlerin derinleşmesi tartışma konusu. ABD ve AB ile ilişkilerde önemli sorunlar yaşayan Ankara’daki politika yapıcıları, Suriye/İdlib üzerinden Rusya ile sıkıntılardan kurtulamazken, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz hattında da hemen tüm komşularla kriz halinde.
‘DIŞ POLİTİKA SAVRULMALARI BİR SİYASİ PARTİNİN İKBALİNE BAĞLANMASINDAN’
Doç. Burak Bilgehan Özpek’e göre Türkiye yönetici kadrosu eşliğinde Ortadoğu’nun ritmine ayak uydurmuş bir oyuncuyken kendi içinde yaşadığı ‘yapısal dönüşüm’ nedeniyle yol ayrımına geldiği görüşünde. Erdoğan iktidarında dış politika başlıklarının iç politika ve iç güvenlik meselesi haline getirildiğini belirten Özpek, son sekiz yıldaki Suriye politikasında izlenen durumu örnek gösterdi. Rusya Federasyonu ve İran gibi ülkelerin dış politikaları konusunda herkesin bir fikri olabileceğini ancak Türkiye’de bu durumun artık geçerli olmadığını belirten Özpek, meselenin artık devletin kurumsal stratejik önceliklerinden çıkarak bir siyasi partinin kendi ikbaline bağlanmasının bu savrulmaları yarattığı görüşünü dile getirdi:
‘GÜNÜN SONUNDA ERDOĞAN KİŞİSEL DİPLOMASİ İLE ÇÖZER DIŞINDA BİR YAKLAŞIM SUNAMIYORLAR…’
Ankara’da ‘AB’yi biraz oyalarsak ve çok fazla tepki almazsak seçimlerden sonra liderin iradesi ve kişisel politika yürütme kapasitesiyle işleri yoluna koyarız’ türü görüşlerin hakim hale geldiğini dile getiren Özpek’e göre, Batı’da kurumsal demokrasilerin sonunu getirmekte olan popülist dönüşümler Türkiye gibi kuvvetli olmayan ülkelerde dış politikada savrulmaya sebep oluyor:
‘BATI İLE TAHMİN EDİLMEYEN BİR KOPUŞ YAŞANMA OLASILIĞI YÜKSEK’