Daily Mail gazetesinin haberleştirdiği araştırmaya katılan futbolcular, ünlü moda tasarımcısı markaların kıyafetlerini giymediklerinde zorbalığa uğradıklarını, 'kabul edilemez' bulunan giysilerle antrenmana gidenlerin alay konusu olup aşağılandığını, hatta giysilerinin ıslatıldığını veya parçalandığını yahut yakıldığını anlattı.
Pahalı kıyafetler almaları için baskı altında olduklarını belirten futbolcular, pahalı araba kullanmayanların da dövülmekten beter edildiğini söyledi.
Futbol hayatının başlarında ya da mütevazı evresinde olan oyuncuların giyim kuşamdan saat gibi aksesuvarlara, otomobillerden diğer araç gereçlere dek en pahalısını satın almaya zorlanarak, altından kalkamadıkları mali zorluklara girdiği belirtildi.
Britanya Sosyoloji Derneği'nin yıllık toplantısında konuşan Dr. Graeme Law, "Bir futbolcu 'doğru' addedilen marka giysi giymiyorsa, takım arkadaşları bunu ona olumsuz ifadelerle bildiriyor, hatta hoşa gitmeyen giysilere zarar veriyor" dedi.
Araştırma 34 profesyonel futbolcuyla gerçekleştirildi. Bunlardan 20'si İngiliz ve İskoç Premier Liglerindeki kulüplerde top koştururken 11'i de yabancı oyuncu.
Dr. Law şu değerlendirmeyi yaptı:
"İmaj, güç tesis etmekte, soyunma odasında saygı kazanmakta ve kabul görmekte önemli rol oynuyor. Futbolcular, talep edilen imaja uymak için gelirleri ne kadar olursa olsun belli giysileri ve aksesuvarları satın alma zorunluluğu altında kalıyor."
İngiliz Premier Ligi'nin eski bir futbolcusu, "Futbol aleminde bu ortam normal kabul ediliyor ve siz de para harcamaya, o ortamın parçası olmaya alışıyorsunuz. Emekli olduktan sonra durum değişmedi. Hala aynı şekilde para harcıyordum, ta ki imkansız hale gelene dek, çünkü artık param kalmamıştı" diye konuştu.
İngiliz futbolunun üçüncü liginin (League One) eski bir oyuncusu 'kabul edilemez' addedilen giysilerle boy gösterenlerin başlarına neler geldiğini şöyle anlattı:
"Giysiler duşun altına asılıp sırılsıklam ıslatılır. Ben başka kulüplerde yakıldığını da duydum. Bizim yaptığımız en kötü şey bantlar yapıştırmaktı."
İngiliz futbolunun dört liginin hepsinde top koşturmuş bir oyuncu "'Futbolcu dediğin Calvin Klein pantolon giyer' diye düşünülür. Giymiyorsanız başınız belada demektir" bilgisini verdi.
Bir diğeri "Antrenmana giderken ne giyeceğine karar vermek en korkuncudur. Ben gardıropun önünde durur ve 'ne giyersem kurtulurum' diye düşünürdüm. Bu, günün en önemli ve en zor kararıydı" diye ekledi.
Premier Lig'in altındaki Championship'in yabancı bir oyuncusu şunları söyledi:
"Giysilerim yüzünden saldırıya uğruyordum. Bu her gün olan bir şeydi. Sırf Gucci ya da Hugo Boss giymiyorum diye. Sonra 'paran mı yetmiyor' gibi şeyler demeye başladılar. Sonunda peşimi bıraksınlar diye alışveriş alışkanlıklarımı değiştirdim. Biliyorum saçma, ama hayatı kolaylaştırıyor."
Bir Premier Lig oyuncusu şöyle konuştu:
"İmaj benim çok önemliydi, diğerlerinin tasarımcı kıyafetleri giydiğini, lüks spor arabalar kullandığını gördükçe 'bir futbolcu böyle yapmalı' diye düşünürdüm. Harcama sınırlarımı aştığım oluyordu. Her ay beni limite getiren bir otomobil almıştım."
Bir Championship oyuncusu "Bazıları maalesef karşılayamadıkları halde imajları bozulmasın diye oyuncu arkadaşlarıyla harcama yarışına giriyor ve kariyerleri inişe geçtiğinde kendilerini ciddi belada buluyor" diye ekledi.