Kuşak Araştırmacısı Evrim Kuran, Türkiye’de 60 binin üzerinde gençle yaptıkları ‘Türkiye’nin Y Kuşağı İçin En Çekici Şirketler ve Y Kuşağının İş Dünyasından Beklentileri’ konulu araştırmaya dair bilgi verdi. Kuran, “Gençler artık, yaratıcı zekalarını ve keyifli içerik üretme yeteneklerini geliştirecekleri alanlara yöneliyor. Girişimcilik ve start-up'lar (girişim şirketleri) tercih ediliyor” dedi.
Seminer sonrası DHA’nın sorularını yanıtlayan Evrim Kuran, araştırmalarından önemli detayları paylaştı.
'DÜNYA 2080’DE 10 MİLYARLIK KÜRESEL KÖY OLACAK'
Dünya nüfusunun değiştiğini ve günümüzde yaşayan kuşak sayısının arttığını ifade eden Evrim Kuran, yaşanan bu değişime ‘demografik devrim’adını verdiğini belirtti. ‘Çağa ayak uydurmak adına yeni bir iş anlayışı ve yaşam kodu olmak zorunda’ diyen Evrim Kuran, “Demografik devrim, birlikte yaşayacak, öğrenecek, birlikte tüketici ve öğrenci olmayı deneyimleyecek birbirinden çok farklı kuşakların aynı ortamda bulunacağı anlamına geliyor. Dünya nüfusu 7.5 milyarı geçti, yaş ortalaması ise 30’un üzerinde. Ama 2080’lerde dünya 10 milyarlık bir küresel köy halini alacak ve bu 10 milyarın içerisinde çok farklı kuşaklar birlikte yaşayacak. Yaş ortalamaları yükselecek ve insan ömrü uzayacak. Dolayısıyla bizim bir kurumda çalışma süremizde uzayacak. Yeni bir iş anlayışı ve yaşam kodu olmak zorunda” diye konuştu.
'GENÇLER İŞVERENE ‘BENİ GELİŞTİR’ DİYOR'
Türkiye’de, son 7 yıldır ‘Türkiye’nin Y Kuşağı İçin En Çekici İşverenler ve Y Kuşağının İş Dünyasından Beklentisi’ üzerine kapsamlı araştırmalar yürüttüklerini belirten Kuşak Araştırmacısı Evrim Kuran, araştırmalarına ilişkin şu detayları aktardı:
“Son 7 yıldır gençler, ‘Beni geliştir, gelişimime destek ol ve lider olarak ilham ver’ diyor. Dolayısıyla şirketlerin, eskisi gibi çok çekici markalar, prestijli büyük ve dev yapılar olmaları, finansal güçlerinin iyi olması artık yeterli unsur değil. Gençler, kendilerini ifade edebilecekleri, geliştirebilecekleri, ilerleyebilecekleri, nefes alabilecekleri ortamlar arıyor. İlham veren, liderliğin ve şirketin anlamlı bir amacının olmasının da her geçen sene Türkiye’de önemli hale geldiğini görüyoruz.
Dünyanın 61 ülkesinde araştırmalar yapıyoruz. Türkiye’de hala ‘iş güvencesi’ çok önemli bir kriter. Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde meslek veya şirket seçiminde iş güvencesi önemli bir unsur değildir. Gençleri, meslek seçiminde yaratıcılıklarını kullanabilecekleri, kendileri görev zenginliği ve çeşitliliği içinde bulabilecekleri alanlara yöneldiklerini görüyoruz. Gençler, yaratıcılık ve pazarlama zekalarını, keyifli içerik üretmek yeteneklerini geliştirecekleri alanlara yöneldi. Gençlerin girişimcilik ve start-up'lara (girişimcilik şirketleri) yöneldiklerini görüyoruz.”
Takım çalışmasında en başarılı grupların anaokulu öğrencileri olduğuna dikkat çeken Kuran, “Yapılan bütün araştırmalar, anaokulundan sonra başarılı ve uyumlu takım oyuncusu olma niteliklerimizin zayıfladığını, yaşamdan keyif alma amacından uzaklaştığımızı ve birbirimize daha az güvendiğimizi ortaya çıkarıyor. Aslında yüksek performans takımlarının üç büyük özelliği var. Birbirine güvenen insanlar, ulvi amacını unutmayan insanlar ve en önemlisi de yaşamdan keyif alan insanlar. Yüksek performans takımı olmayı biz anaokulundan itibaren unutuyoruz. Yapılan araştırmalarda takım çalışması söz konusu olduğu ve kısa sürede etkili iş bitirme söz konusu olduğu zaman en başarılı grupların anaokulu öğrencileri olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
'YETİŞKİN YETERLİLİĞİNDE DE SINIFTA KALDIK'
OECD'nin Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı’nda (PIAAC) Türkiye son sıralarda yer aldığını anlatan Kuran, “Bu yetişkinlerin okuduğunu anlamasını yani kavrayış yetkinliğini ölçüyor. Biz yetişkin yetkinliklerinde de PISA gibi oldukça gerilerdeyiz. Orada bir kısır döngü var. Bu da elbette gelecek kuşaklara yansıyor. Yetişkinlere de kendilerini yaşam boyu geliştirmeleri adına büyük rol düşüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Stajyer ve çalışan olarak yavaş yavaş iş hayatına girmeye başlayan Z kuşağının ise otonom öğrenciler olduklarını değerlendiren Kuran, “Yani öğrenmenin sorumluluğunu alan bir kuşak geldi. Sistemik olarak bizim buna izin vermemiz çok önemli. Hem ebeveyn hem de eğitimciler olarak bu çocukların öğrenme ortamlarını dizayn etmelerine izin vermemiz ve sorumluluk almalarını sağlamamız önemli. Türkiye’deki ebeveynlere mesajım şu. Belki de bu yolda ilk adımı WhatsApp veli gruplarından çıkarak yapabilirler” tavsiyesinde bulundu.
Son olarak 2000 yılından bu yana kuşak araştırmaları yaptığını hatırlatan Evrim Kuran, çalışmalarına 19 yıl önce Yeditepe Üniversitesi’nde başladığına da değindi.
Kuşak Araştırmacısı Evrim Kuran, “Bundan 19 yıl önce Yeditepe Üniversitesi’nde genç bir okutman olarak görev yapıyordum. Y kuşağı ve örgütsel çekicilik üzerine de bir tez yazıyordum. İlk akademik çalışmam oydu. Şimdi çalışmalarımın meyvelerini vermesi ve dünyanın çeşitli ülkelerine yayılması benim de kampüse geri dönmem benim için gerçekten çok duygusal” dedi.