Abdulkadir Selvi, "AK Parti'nin İstanbul stratejisi iki ayaklı" başlığıyla yayımlanan yazısında "İstanbul seçimleri Türkiye'yi kilitledi" ifadesini kullandı.
Selvi şöyle devam etti:
AK Parti'de İstanbul seçimlerine yönelik olarak ciddi bir hukuki arayış yaşanıyor. İki eğilim söz konusu. Onları paylaşacağım. CHP adayı Ekrem İmamoğlu önde gitmesine rağmen İstanbul seçimleriyle ilgili hukuki süreç tamamlanmış değil. Ama AK Parti'de İstanbul seçimlerine ilişkin ciddi bir sorgulama süreci yaşanıyor.
Seçimlerden sonraki ilk MYK toplantısı çarşamba günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yapılacak. Seçim sonuçları değerlendirilecek ama özellikle İstanbul ve Ankara seçimleri masaya yatırılacak. Seçimler cuma günü ise MKYK'da ele alınacak. Erdoğan'ın kabinede ve parti yönetiminde değişiklik yapmak için İstanbul seçimlerinin netleşmesini beklediği ifade ediliyor. Beklenti Erdoğan'ın önemli oranda bir değişikliğe gideceği yönünde. Seçimlerle ilgili olarak yarın yapılacak MYK toplantısına sunulmak üzere bir rapor hazırlandığı söyleniyor. İstanbul seçimleri için titiz bir çalışmanın yapıldığı ifade ediliyor.
Bir resmi rapor var, bir de özeleştiriye açık parti içi konuşmalar. Çözüm sürecinde sık sık gündeme gelirdi ya, 'öz fikrim' diye. Öyle bir şey işte. Resmi rapor, CHP'nin organize bir şekilde sandık sonuçlarıyla oynadığı iddiasına dayanıyor. Seçimin kazanılmamasında yapılan hataların etkili olduğunu düşünenler ise özeleştiri yapılmasını istiyor.
SEÇİM YANLIŞLARI
İstanbul için kampanya dilinde 'terörist' ve 'Kürdistan' söylemlerinin Kürt seçmeni olumsuz etkilemesi, Ekrem İmamoğlu'na yönelik kampanyanın ters tepmesi, muhtarlık seçimleri için İstanbul dışına çıkanların yüzde 80'inin AK Parti seçmeni olması, seçimlerden birkaç ay önce tecrübeli mahalle ve sandık temsilcilerinin değiştirilmesi, sandıklarda CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Vatan Partisi ve HDP'li görevlilerin birlikte hareket etmesine karşılık, AK Parti görevlisinin yalnız kaldığı gibi noktalar üzerinde duruluyor.
OYLARIN TAMAMININ SAYILMASI
Kulisleri paylaştıktan sonra, AK Parti'nin İstanbul seçimleriyle ilgili stratejisine dönmek istiyorum.
1- İstanbul seçimlerinde kullanılan 8 milyon oyun yeniden sayılması, Büyükçekmece seçimlerinin ise iptal edilmesi. Bu tezi savunanlar, 318 bin 222 geçersiz oy sayıldığında 29 bin oyla önde olan Ekrem İmamoğlu'nun oyunun gerilediğini savunuyorlar. Geçersiz oyların tümü sayıldığında İmamoğlu'nun 12-13 bin arasında bir yere oturacağını tahmin ediyorlar. 'Bu trende göre İstanbul'da kullanılan 8 milyon oyun tamamının sayılması durumunda Binali Yıldırım seçimleri rahat kazanır' tezini savunuyorlar.
Büyükçekmece konusu ise seçmen listelerinin güncellenmesi sırasında Mehmet Özgür Samanlı isimli görevlinin 21 bin sahte seçmen yazdığı iddiasına dayanıyor. Sahte imzalar atılmak suretiyle adres beyan formlarının düzenlendiği, imzasız formlar oluşturulduğu, boş arsalara adres atanarak, inşaatlara konut statüsü verilerek sadece 2018 yılında 7 bin işlemde 21 bin sahte seçmen yazılması olayı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'organize işler' dediği olay bu. Büyükçekmece seçimlerini CHP'nin 4 bin oyla kazandığı belirtilerek, hem ilçe hem büyükşehir seçimlerinin yenilenmesi talep ediliyor.
2- Eğer İstanbul'da oyların yeniden sayılması kararı çıkmazsa, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi talep ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ağrı ve Yalova örneklerini vererek bu seçeneğe açık olduğunu gösterdi. Bu konuda biri hukuki, diğeri siyasi olmak üzere iki nokta tartışılıyor. Ters teper, AK Parti'nin imajına zarar verir diyen de var, seçimler yenilensin, sahtecilik ortaya çıksın diyen de.
Şimdilik eğilim oyların sayımı yönünde.
— A planı oyların tamamının sayılması, B planı ise seçimlerin yenilenmesi şeklinde.
Tabii son sözü AK Parti değil, YSK söyleyecek."