Türkiye'nin S-400'lerden önce Patriot almak istediğini ancak bu sistemlerin uygun koşullarda ülkeye verilmediğini hatırlatan Çelik "Bizim egemen bir devlet olarak, Suriye'den kaynaklanan terör saldırısıyla alakalı olan kendi sınırlarımızı korumaya ihtiyacımız var. Üstelik bizim koruduğumuz bu sınırlar, Avrupa Birliği'nin ve NATO'nun sınırlarıdır. Biz NATO sınırlarını korurken yeterince yardım görmedik, bazı ülkeler, gönderdikleri Patriotları söküp geri götürdüler. Kilis'e füzeler düşüyordu. Hava savunma sistemimizi derhal güçlendirmek ihtiyacı içerisindeyiz. S-400 sistemi bizim ihtiyacımızı karşılayacak bir sistem. Anlaşmayı yaptık, Temmuz ayında teslim edilecek. Bununla ilgili bir geri dönüş söz konusu değil. Kilis'e bombalar düşerken bunu engellemek üzere bize gönderilen bir öneri var mıydı?" diye konuştu.
‘ABD, TÜRKİYE'Yİ ‘İLLA PATRIOT AL' DİYE ZORLUYOR AMA NATO'NUN BÖYLE BİR KURALI YOK'
‘31 MART SEÇİMLERİ AK PARTİ AÇISINDAN BAŞARIYLA SONUÇLANDI'
‘ABD'NİN TÜRKİYE'NİN İÇİŞLERİNE KARIŞAN AÇIKLAMALAR YAPMASI DOĞRU DEĞİL'
‘TÜRKİYE'DE HER SEÇİMDEN SONRA ERDOĞAN'IN, AK PARTİ'NİN SONU GELDİ' SPEKÜLASYONLARI YAPILIYOR'
"Seçim sonuçlarına yönelik olarak bazı spekülasyonlar çıkıyor. Biz her seçim sonrası duyarız, ‘Erdoğan'ın hayatı bitti, AK Parti'nin sonu geldi' gibi sözleri… Tabii, açık bir seçim galibiyetimiz var. Bu şekilde konuşanların tezlerinin bir analitik karşılığı olmadığı gibi sayısal bir karşılığı da yok. Bunlar ‘Erdoğan karşıtlığına' kitlenmiş fetişistliğinden kurtulamıyorlar malesef. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız görev süresinin sonuna kadar güçlü bir liderlik göstermeye devam edecek, içeride refah süreci, dış politikada da yoğun bir diplomatik süreci seçimlerden hemen sonra başlamıştır. Cumhur İttifakının aldığı yüzde 52 oy aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı genel seçimlerinin, yerel seçimlerden sonra genel seçimler için vatandaştan onay aldığını göstermektedir."
‘MUHALİF BELEDİYELERİ ASLA KASTEN ZOR DURUMA DÜŞÜRMEYİZ'
Çelik "Sanki Ankara, İstanbul bizim dışımızdaki bir adaya gitse biz onunla bir rövanş sürdürecekmişiz gibi bir hava yaratılıyor. Bizim böyle bir işimiz olmaz. Olağanüstü durum hissetmiyoruz siyasette. Kişisel olarak, bence Cumhurbaşkanlığı sisteminin en güçlü tarafı, vatandaşın yüzde 50+1'inin oyunu alarak hükümet kurulması, devlet başkanlığının seçilmesidir. Ben Türk siyasi tarihinde şöyle bir şey görüyorum. Vatandaş sistem üzerinde ne kadar belirleyici oluyorsa Türkiye o kadar iyi, güçlü oluyor. Aslında AK Parti barajı yüzde 50'ye çıkararak kendi işini zorlaştırdı, vatandaşın gücünü arttırdı. Dolayısıyla bu sistem 50+1 gerektirdiği için, ittifakları gerektiriyor. Bu da kutuplaşmayı ortadan kaldırıyor. Tabii, karşımızdakiler de ittifak yapıyor. Ancak İttifak muhalefetin işine yaramadı. Hem parti olarak hem de ittifak olarak birinciyiz. Bu çerçevede bakıldığında biz doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Yüzde 52 oyun tarihi bir başarı olduğunu değerlendiriyoruz" diye ekledi.
‘BELGE KAÇIRMA İDDİALARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR, DİJİTAL ÇAĞDA NE SAKLAYACAĞIZ?'
Çelik "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden "belge kaçırdıkları" yönündeki iddialara ise "Bunlar söylenti. Bu büyük bir sorumsuzluk. Yani evrak kaçırılıyor da bu dijital çağda neyi saklayacağız? Yapılan ihaleler, sonuçları, harcamaları belli. Neyi saklayacaksınız? Belediye meclisi kararları belli. Bu iddia 50 sene önce söylenmiş olsa anlayacağım, her şey kağıda dökülmüş bir şekilde yapılırken. Bu CHP adayına soruldu, diyor ki ‘benim elimde delil yok sadece söylenti geliyor kulağıma'. Birçok yerde belediye başkanı devralmadan önce müfettişleri çağırır, tekrar gözden geçirir. Bunlar boş spekülasyonlar" şeklinde yanıt verdi.
‘SURİYE POLİTİKAMIZ DEĞİŞMEYECEK DEAŞ DA PYD/YPG DE TERÖR ÖRGÜTÜDÜR'
Çelik, HDP'yi de eleştirerek "Türkiye'de bir partinin yetkilileri sürekli olarak ‘PKK bir terör örgütü değildir' diyor. Berlin'de, Londra'da, Brüksel'de, Washington'da herhangi bir milletvekili çıkıp da ‘DEAŞ (IŞİD) bir terör örgütü değildir' derse hangi muameleye tutulur? Seçmen bu seçimde HDP'nin kullandığı dile ve siyaset tarzına büyük bir ders vermişlerdir. Bizimaçımızdan PKK'nın Suriye kolu olan PYD/YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde ve kuzey doğusunda hakimiyet kurması, DEAŞ'ın hakimiyet kurmasından farksızdır. Afganistan tarihini yeniden okumakta fayda var. Orada da bir terör örgütüyle mücadele etmek için diğer bir terör örgütü kullanıldı ve daha sonra iş kontrolden çıktı. Aynı hata Suriye'de yapılıyor, Akdeniz'de yeni bir Afganistan oluşturulmasını istemiyoruz. Müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri tırlar dolusu PYD/YPG'ye vermiştir. Buna karşıyız. Ama bizim Suriye ve Irak Kürtleriyle son derece iyi ilişkilerimiz vardır. Nasıl ki DEAŞ Arapları temsil etmiyorsa, PKK veya PYD/YPG Kürtleri temsil etmiyor. Dolayısıyla Suriye politikamız değişmeyecek" dedi.