Beka meselesi tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Muhtar, belediye meclis üyesi, belediye başkanı seçiyoruz. Bu bir beka meselesi değil. Beka sorunu, eğer bir toplum üretimden koparılırsa beka sorunu ortaya çıkar" dedi.
Türkiye'nin üretimden kopartıldığını ve bu kapsamda bir beka sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
— Bu, çok bilinçli ortaya kondu ve siyaset kurumu bu tuzağa düştü. Neydi? Doğrudan gelir desteği. Çiftçiye 'ekme, biçme' dediler. Aldı parayı yan geldi yattı. Dünya Bankası verdi parayı. Şu anda Batı'nın bütün egemen güçleri 82 milyonluk Türkiye'yi kim doyuracak diye onun mücadelesini veriyorlar. 'Beka sorunu' diyorlarsa bu bir gelecek sorunudur. Bu sorunu çözmek için de Türkiye'nin yeniden üretim sürecini başlatması gerekir. Bunun da yerel yönetimlerle doğrudan ilgisi yok.
— Yerel seçimler aynı zamanda bir referandum veya güven oylaması değil. Bir ekonomik kriz var, ciddi bir kriz. Henüz daha kriz yeteri kadar da topluma mal olmadı. Önümüzdeki süreçte çok daha ağır olacak. Şimdi hükümet seçim nedeniyle bütçeyi sonuna kadar aştı, dünyanın borcunu yaptı, dünyanın faizini ödüyor zaten şimdi. 'Nisana kadar nasıl idare ederim' diye bir düşüncesi var. Öyle anlaşılıyor ki kısa süre sonra IMF'nin kapısını çalacaklar bunlar, öyle görünüyor.
'BELEDİYE BAŞKANI SEÇİMİ YAPILINCA BU ENDİŞEYE Mİ YOL AÇACAK?'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Mansur Yavaş'ın adaylıktan çekilmesi gerektiği şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Yavaş'ın seçilmesi üzerine bir erken seçime gerek olmayacağını tekrarladı.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli'nin kaygılarını anlamış değilim. Belediye başkanı seçimi yapılınca bu bir endişeye mi yol açacak? Şu kaygıyı anlarım, kaybedeceklerini bildikleri için kendilerine gerekçe bir üretebilirler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugüne kadar bizim bir beka sorumuz var söylemini asla dile getirmemiştir. Beka sözcüğünün kullanılması için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gelecek sorunu olması lazım. Böyle bir sorumuz yok." diye konuştu.
'İKTİDAR 17 YILIN SONUNDA ÜLKEYİ SOĞAN KUYRUĞUNA SOKTU'
"Alışverişe çıkıyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, siyaset nedeniyle çok vakit bulamadığını ancak eşinin pazara gittiğini söyledi. Aristokrat bir aileden gelmediğini ve mütevazi bir yaşam sürdüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü döneminde Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettiğini ve o zamanki ile şimdiki mal varlığının ortada olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki videoları izlettirmesini nasıl bulduğunun sorması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir sorun yok. Devleti genel müdürler yönetiyorsa ve genel müdürlerin parlamentonun üzerinde bir yetkisi varsa bütün sorumluluğu alıyorum. Ama genel müdürler parlamentodan çıkan yasalar çerçevesinde hareket etmek zorundaysa onun sorumlusu başka." açıklamasını yaptı.
'TAZMİNAT DAVALARINA RAĞMEN DOĞRULARI SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİM'
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bugüne kadar Erdoğan'ın açtığı bütün davalarda kaybettiğim dava yok. Alt mahkemelerde onlar kazanıyorlar nedeni şu, benim davamın düştüğü mahkemenin başkanını değiştiriyorlar, yeni bir başkan getiriyorlar. Son üç davada, üç ayrı mahkemeye düştü derhal başkanları değiştirdiler. Onlar geldi delilleri toplamadan mahkumiyete karar verdiler. Üst mahkemeye gittik. Tabii mahkumiyete karar verdikleri için biz bir bedel ödemek zorundayız, ödedik onu. Bugüne kadar açılan davalardan birisi sadece AİHM'e gitti, onu da kazanacağım ben. Anayasa Mahkemesine giden davalarım vardı, beni haklı buldu."
Bugün de bir gazeteden dava kazandığını bildiren Kılıçdaroğlu, kendisinin '5 paralık' dava açtığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hatay'da yaptıkları barajlara ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "6 baraj yaptık 3'ünü de yapıyoruz. Yok öyle bir şey. 6 tane baraj yok. Bana 6 baraj göstersin orada." ifadesini kullandı.
'110 BİN MAKAM ARACI VAR'
İşsizlik rakamlarına değinen Kılıçdaroğlu, hükümete CHP olarak 13 maddelik ekonomik krizden kurtulma reçetesi önerdiklerini ancak uygulanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hala savurganlık var. Almanya'da makam aracı 9 bin Türkiye'de 110 bin." dedi.
'ERDOĞAN 'BEN GELDİM ASLA GİTMEM, GİTMEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM' DİYOR'
Bir soru üzerine YPG'nin terör örgütü olduğunu defalarca söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, bir terör örgütünün isminin çok fazla telaffuz edilmesinin ise terör örgütün duyulmasına yardım edeceğini bildirdi.
Batılı ülkelerin terör olaylarında hiç yaralı görüntüsü vermediğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan ne yaptı? Erdoğan kalktı Yeni Zelanda'daki teröristin görüntülerini meydan meydan yayınladı. Bu o kişiye hizmet etmek demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Zelanda'daki katliamın görüntülerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasete malzeme ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Gerçekten günahtır, ayıptır." dedi. Bunun teröristin amacına hizmet edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Benim bildiğim bunun adı bizim ceza kanununda adı, terör örgütüne yardım ve yataklıktır." açıklamasını yaptı.
'İYİ PARTİ DIŞINDA HİÇBİR PARTİYLE İŞBİRLİĞİ YOK'
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine İYİ Parti dışında hiçbir partiyle iş birliği yapmadıklarını söylerken, kendilerinin saygın siyasetten yana olduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerde uluslararası finansı sağlayıp mükemmel projeler hayata geçireceklerini ifade etti.
Ankara ve İstanbul anketlerinin iyi olduğunu ancak rehavete kapılmadan son güne kadar çalışacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, CHP olarak Adana'yı Mersin'i, Antalya'yı, Hatay'ı ve Bursa büyükşehir belediye başkanlıklarını da kazanacaklarını söyledi.
'KİMSE BAŞKANLARI GÖREVDEN ALAMAZ'
"Battal İlgezdi'nin sizi ve 15 Temmuz'a kontrollü darbe söylemini eleştiren bir videosu dolaşıyor." hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, "Konuşmasının bir bölümü dinledim orada CHP olarak eksikliklerimiz, kusurlarımız sayıyor. Doğru. Onu ben de zaman zaman dile getiriyorum. 15 Temmuz'la ilgili bizim parlamentoda araştırma komisyonunun raporunu okumamış, biraz kalın olduğu için herhalde o raporu kendisine göndereceğim, okumasını isteyeceğim." açıklamasında bulundu.