GÖRÜŞ

‘Rusya, terörün dalgalar halinde geldiği Ortadoğu’da önemli bir mücadele veriyor’

İstanbul’da ‘Rusya’nın Ortadoğu Politikası’ başlıklı bir panel gerçekleşti. Panelde Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeleri Dr. İsmail Safi ve Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın’ın yanı sıra Rusya Ortadoğu Derneği Başkanı Murat Sadıkzade ve Doç. Fahri Erenel konuşma yaptı.
Sitede oku

‘Türkiye, İran ve Rusya’nın yakınlaşması, Ortadoğu’yu bölmeye çalışanların planlarına dâhil değil’
İstanbul, Rusya'nın Ortadoğu politikalarının masaya yatırıldığı önemli bir panele sahne oldu. İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÜVSAM) ve Rusya Ortadoğu Derneği'nin gerçekleştirdiği panelde Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi ve GÜVSAM Başkanı Dr. İsmail Safi, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Rusya Ortadoğu Derneği Başkanı Murat Sadıkzade ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Fahri Erenel konuşma yaptı.

‘RUSYA-TÜRKİYE DOSTLUĞU SON 15 YILLA SINIRLI DEĞİL, 100 YIL ÖNCE DE RUSYA YANIMIZDAYDI'

Kızılordu Korosu 4 konserde 20 bin İstanbulluyla buluştu
Toplantının moderatörlüğünü üstlenen Dr. İsmail Safi, Türkiye-Rusya dostluğunun tarihselliğine işaret ederek "10-15 sene önce Rusya'yla ilişkiler, Türkiye'nin gündeminde bu kadar yer tutmuyordu. Ancak ikili ilişkiler yalnızca son 10-15 yılın, yani AK Parti hükümetinin, konusu değil. Bundan tam 100 sene önce Osmanlı döneminde emperyalistlere karşı mücadelemizde, Rusların yanımızda durduğunu hepimiz biliyoruz. Bize hem maddi yardım hem de silah yardımı yaptılar. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biri de Sovyetler Birliği'dir. Biz de yine aynı şekilde Sovyetler Birliği tanıyan ilk ülkelerden biriyiz. Rusların, Cumhuriyet döneminde Türkiye'nin sanayi hamlesinde çok ciddi destekleri var. Bugün demir-çelik ve alüminyum başta olmak üzere bildiğimiz bütün o ağır sanayiler, Rusya'yla işbirliği ve desteğiyle kurulmuştur. Avrupa'nın ya da Amerika'nın sanayi anlamında bu ülkede yapmış olduğu herhangi bir desteğin ciddi anlamda olmadığını da görebiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

GÜVSAM ve Rusya Ortadoğu Derneği’nin gerçekleştirdiği panelin sonunda Rusya Ortadoğu Derneği Başkanı Murat Sadıkzade'ye belge takdim edildi.

 

‘TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ NEREDEYSE MÜKEMMEL NOKTADA'

Türkiye ile Rusya'nın Akkuyu Nükleer Santrali, Türk Akımı doğalgaz boru hattı ve S-400 hava savunma sistemi gibi önemli işbirlikleri içerisinde olduğuna işaret eden Safi "Bugünkü ilişkilerimiz ise neredeyse mükemmel ilişki noktasında. Nükleer projesi bunun bir ürünü ve bu sayede Türkiye teknolojik olarak nükleer lige yükselecek. Bir diğer önemli konu ise S-400. Öte yandan, Türkiye son yıllarda 6 milyona yaklaşan turist geldi. İki milletin evlilikler sebebiyle akrabalık bağları var. İkili ilişkilerin sadece diplomatik ve siyasi boyutu yok, ayrıca kültürel, toplumsal boyutu da var" dedi.

Türkiye ile Rusya'nın Suriye'de de işbirliği içerisinde olduğuna işaret eden Safi "Amerika'nın hemen güneyimizde bir terör devleti kurma girişimi vardı. Bunu kırmak için Rusya'yla işbirliği yaptık. Hem Zeytin Dalı hem Fırat Kalkanı Harekatı hem de İdlib'deki iş birliğimiz Türkiye'ye politik, stratejik açıdan açılım ve imkanlar sağladı. Ancak bu, tek taraflı bir süreç değil. Burada bir ‘kazan-kazan' modeli ortaya çıktı. Bu sayede Rusya da Suriye, Doğu Akdeniz başta olmak üzere Ortadoğu'da birtakım kazanımlara sahip oldu" diye konuştu.

‘ULUSLARARASI TÜRBÜLANS DÖNEMİNDE RUSYA'YA ÖNEMLİ ROLLER DÜŞÜYOR'

Perry, Rusya'dan AB ve Türkiye'ye gaz boru hatlarında ‘zararlı etki’ gördü
Rusya Ortadoğu Derneği Başkanı Murat Sadıkzade ise Türkiye-Rusya ortaklığının önemine işaret ederek "Diğer bölge partnerleriyle birlikte Türkiye'nin önemi ortada. Türkiye ve Rusya karşılıklı tavizler vererek bu önemli ortaklığı sürdürüyor. Suriye, Rusya açısından gerçek bir dönüm noktası oldu. Rusya'nın Suriye'deki kararının artılar oldukça ağır basıyor. Şu anda eski dünya düzeninden yeni bir dünya düzenine geçiliyor. Uluslararası türbülans döneminde kendi meşruiyeti, bağımsızlığını korumak ve aynı zamanda kendi partnerlerinin bağımsızlığını ve çıkarlarını korumak için Rusya'ya önemli rol düşüyor. Rusya'nın Ortadoğu politikalarıyla oluşan yeni konsept de önemli bir kazanım. Çünkü Rusya'nın Suriye krizine ilk dahil olmasıyla birlikte Türkiye ve İran gibi önemli aktörlerle diyalog başladı. Türkiye ve Rusya, Suriye krizindeki tutumlarıyla, krizlerin diyalogla nasıl çözüldüğünü tüm dünyaya gösterdi" dedi.

‘RUSYA, TERÖRÜN DALGALAR HALİNDE GELDİĞİ ORTADOĞU'DA TERÖRE KARŞI ÖNEMLİ BİR MÜCADELE YÜRÜTÜYOR'

Rusya'nın Suriye krizinin çözümünde değil bölgede de önemli rol oynadığına işaret eden Sadıkzade "Rusya, artık yalnızca Suriye krizinin çözümünde yer almıyor; ülkenin ayrıca Arap dünyasında da bir takım yetkileri oluşmaya başladı. Rusya'nın Filistin-İsrail meselesine dahil olması buna bir örnek. Rusya, siyasi ilişkiler ile birlikte ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesine de yöneliyor. Üç hafta önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Mağrip ülkelerine bir ziyaret gerçekleştirdi. Orada Suriye'nin tekrar Arap Ligi'ne dönüşü değerlendirildi. Yine bir hafta önce Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi körfez ülkelerine bir ziyaret gerçekleştirdi. Orada da aynı şekilde ekonomik ve insani ilişkilerin geliştirilmesi söz konusu. Böylelikle Rusya'nın Ortadoğu'da giderek daha fazla puan toplamaya başladığını görüyoruz. Bildiğiniz gibi toplumda da kötülüklerin en büyüğü olarak Amerika görülüyor. Rusya ise günden güne daha olumlu tepkiler alıyor. Rusya terörle mücadelede gerçekten önemli rol oynuyor. Zaten terörün dalgalar halinde sürekli gelmesinden yorulmuş olan Arap toplumunun gerçekten böyle bir şeye ihtiyacı var" diye konuştu.

Ortadoğu'nun Esad'la barışması' Rusya için ne anlama geliyor?
Sadıkzade "Rusya'nın Ortadoğu politikası henüz tamamen bir şekle oturmadı. Fakat genel olarak tüm taraflarla diyalog yolu, rotası izleniyor. Rusya'nın Taliban'la yaptığı görüşmeler de bu kapsamda ele alınabilir. Rusya aynı zamanda 2015'ten sonra bölgesel aktörlerin de çıkarlarını dikkate almaya başladı. Amerika'nın bölgedeki hata ve yıkımlarından ders aldı. Rusya'da ‘Ortadoğu ince bir mevzu' derler. Rusya toplumu, Ortadoğu'daki ulusların arasındaki sınırların, bağların ne kadar ince olduğunun farkında. Rusya şu anda bölgedeki bütün aktörleri bağımsız, meşru ve kararlarında bağımsız aktörler olarak, kendini ise onların meşruiyetini korumanın garantörü olarak görüyor" diye ekledi.

‘YPG'NİN TERÖR KORİDORUNU RUSYA VE TÜRKİYE ÖNLEDİ'

Rusya, Türkiye'yle koordinasyon içinde İdlib'de terörist hedefleri vurdu
İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da Türkiye ile Rusya'nın Ortadoğu'daki işbirliğinin önemine işaret etti. Caşın "Sayın Putin ve Sayın Erdoğan'ın çok ciddi bir frekansı var. Bu aynı zamanda askeri yönden de iyiye gidiyor. Çarşamba günü itibariyle Rus uçakları İdlib'deki buradaki teröristleri vurdu. Rusya'nın Suriye'ye müdahil olması güç dengesini değiştirmiştir ve Rusya bölgedeki bütün aktörlerle ana stratejisi üzerinde oynamaktadır. YPG'nin terör koridorunu Türkiye ve Rusya önlemiştir" dedi.

‘SURİYE'DE SEÇİMLER YAPILIP HÜKÜMET KURULURSA ANKARA ŞAM'LA DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ BAŞLATIR'

Caşın, Sputnik'in "Türkiye yakın gelecekte Suriye'yle doğrudan temas kurar mı?" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:

"Devletler arasındaki ilişkilerde ilelebet dostluk ve düşmanlık olmaz, çıkarlar söz konusudur. Türkiye, Suriye'yi bugün kendisine dayatılan anayasa değişikliğini yapması konusunda, yolun en başında uyarmıştı. Ancak bütün bunlara rağmen Türkiye elbette Suriye ile masaya oturacaktır. Zaten Astana görüşmelerinde Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün garantör devleti. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, anayasa tamamlanır, seçim yapılır, hükümet kurulursa, Türkiye Suriye'yle doğrudan temas kurar. Zaten bütün bu koşullar sağlandıktan sonra Suriye, uluslararası hukuk açısından ‘recognition state' denilen tanınmış devlet olacak. Bu durumda da Türkiye'nin elbette Suriye'yle diplomatik ilişkileri olur."

İstanbul’da ‘Rusya’nın Ortadoğu Politikası’ başlıklı bir panel gerçekleşti.

‘RUSYA ORTADOĞU'DA VAROLUŞ MÜCADELESİ VERİYOR'

Putin'in Ortadoğu Temsilcisi: Türk partnerlerimizle vardığımız Soçi Mutabakatı'nın daha çabuk yerine getirilmesini isteriz
Rusya'nın Ortadoğu politikasına ilişkin konuşma yapan İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Fahri Erenel ise, "Rusya'nın Ortadoğu siyaseti herhangi bir grubun çıkarları üzerinden konumlanamaz. Rusya'nın burada varoluş mücadelesidir. Rusya çok akıllı bir stratejiyle Ortadoğu politikasını sürdürmektedir ve bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri Rusya'nın bu aktif politikası karşısında ciddi bir hayal kırıklığına uğramıştır. Rusya aktif bir politika izlerken Amerika reaktif bir politikayla bunu takip hale gelmiştir" diye değerlendirdi.

Erenel "Rusya'nın Ortadoğu siyaseti herhangi bir grubun çıkarları üzerinden tanımlanamaz. Rusya için ne İran'ın Hizbullah'ı güvenlidir ne İsrail önemlidir ne Türkiye önemlidir ne de bir başka güç önemlidir. Rusya için Ortadoğu burada tanımlanandan daha büyük bir anlam taşımaktadır. En önemli şey bu politikayı yürütmemesi halinde Amerika Birleşik Devletleri'nin esas hedefinin İran'daki enerji kaynaklarını ele geçirerek bütün bu bölgeye hakim olması ve Pasifik bölgesine kayması ihtimalidir" dedi.

‘RUS DIŞ POLİTİKASININ HEM EKONOMİK HEM SİYASİ HEM DE ASKERİ AYAĞI VAR'

‘Ortadoğu'da eski gücünü kaybeden ABD, gövde gösterisi yapıyor'
Rusya'nın bu politikası ve askeri gücü esasında Amerika'ya göre oldukça düşük olduğuna işaret eden Erenel "2018 verilerine göre dünyada toplam 1.7 milyar dolarlık askeri silah satıldı. Bunun yüzde 45'e yakını Amerika'ya ait. Rusya son 4-5 yıldır inanılmaz bir sıçrama yaptı, yüzde 26'lara geldi. Dünyanın en çok silah satışı yapan 100 ülkesinin arasından ikinci sıraya Rusya sıçradı. Rusya çalıştığı bölgelere yeni ürettiği sistemleri dünya pazarına çıkarmak, oralarda onu sahnelemek, satışını yapmak için de önemli bir pazar olarak görüyor. Dolayısıyla Rus dış politikası esas olarak ekonomiye dayanmıyor. Rus ulusal güvenlik stratejisinin temelinde ekonomik, siyasi ve askeri olmak üzere bu üç temel faktöre dayanıyor" diye ekledi.

Yorum yaz