GÖRÜŞ

‘Afrika’daki Türk şirketleri, 55 milyar dolarlık 1150 proje gerçekleştirdi’

Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ilişkilerini değerlendiren Kostelyanets, Türkiye’nin Afrika’daki ekonomik politikasının iyi düşünülmüş ve ilerleyici olduğunu belirtti.
Sitede oku

Sudan: Türkiye'yi örnek alıyoruz
Sudan Dışişleri Bakan Vekili Bedreddin Abdullah'ın, Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İrfan Neziroğlu ile görüşmede, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye çalıştıklarını ve Türkiye'yi önemli partner olarak gördüklerini söylediği bildirilmişti.

Rusya Bilimler Akademisi Afrika Enstitüsü araştırma görevlisi, Afrikanist ve siyaset uzmanı Sergey Kostelyanets, Sputnik'e açıklamasında, Türk- Afrika ilişkilerinin 3 aşamaya bölünebileceğini belirterek şunu dedi: "İlki, Türkiye'nin Afrika'ya yönelik açık kapı politikasını uygulamaya başladığı 1990'lı yılların sonlarında başlıyor. Birçok uzman bunu, Avrupa yönündeki politika yaşanan değişim ve Avrupa Birliği üyeliğinin mutlak olduğu görüşünden vazgeçmesiyle ilişkilendiriyor. Aynı zamanda Türk ülkelerle ilişkilerde hayal kırıklığı yönü de var. Afrika'ya doğu dönüş, Ankara tarafından yeni gelişim vektörlerini bulma çabası olarak değerlendiriliyor".

'SON YILLARDA AFRİKA ÇİZGİSİ GÜÇLENDİRİLDİ'

Bu süre içinde çok sayıda görüşmelerin yapıldığını, hükümetler arası anlaşmaların imzalandığını ve Afrika'nın güneyindeki ülkelerde büyükelçilikleri açma kampanyasının başlatıldığını hatırlatan uzman, şu değerlendirmede bulundu:

‘Türkiye ve Rusya arasında Afrika’da çıkar çatışması yok’
"İktidara Recep Tayyip Erdoğan'ın gelmesiyle dış politikadaki Afrika çzgisi devam ettirildi ve hatta daha da güçlendirildi. Açık kapı politikası başlatıldığında Afrika kıtasında toplamda 12 Türk büyükelçiliği vardı. 2012 başlarında bu sayı 26'ya çıktı. 2005, Türkiye'de Afrika Yılı ilan edilmişti. Türk lideri Afrika ülkelerine bir dizi ziyarette bulundu. Üstelik sadece geleneksel olarak Kuzey Afrikalı partnerleriyle kısıtlı kalmadı ve Etiyopya ile Güney Afrika Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk başbakanı oldu. Aynı zamanda Afrika ile ilişkileri kurumsallaştırmak için bazı adımlar atıldı: Türkiye'ye Afrika Birliği'nde gözlemci statüsü verildi, Afrika Birliği'nde akredite edilen Türkiye'nin Addis Ababa Büyükelçiliği de birlik içinde Türkiye'nin çıkarlarını temsil etmeye başladı. 2005'te ilk kez Afrika Birliği Komisyon Başkanı Jean Ping, Türkiye'yi ziyaret etti".

'MODERN TÜRKİYE ÖRNEĞİ AFRİKA İÇİN CAZİP GÖRÜNÜYOR'

İlişkilerin ikinci aşamasında, Türkiye'nin Afrika'daki jeopolitik durumu etkileme ve kendi kalkınma modelini ihraç etme arzusunun ortaya çıktığını dile getiren Kostelyanets, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:

Türkiye'den Gabon'daki darbe girişimine kınama
"Türkiye, Avrupa ile Avrupalıydı, Türk ülkelerle Türktü, oysa Afrika için Müslüman ülke, ekonomik kalkınmaya yardımcı olan ileri ve gelişmiş İslam yolunu seçti. Elbette, politik ve ekonomik modernleşmeyi başarıyla hayata geçiren ve Ortadoğu'da az sayıda demokratik toplumlardan birini inşa eden Türkiye'nin deneyimi, oldukça cazibeli görünüyor. Afrikalıların Türk liderlerinin ziyaretlerine çok olumlu tepkisi de bunu gösteriyor. Ankara, tüm kıtada olmasa da Afrika'nın kuzeyinde ideolojik liderliğe soyundu. Ancak ‘Arap Baharı' bu planın tamamen hayata geçmesine engel oldu ve Mısır dahil bazı ülkelerle ilişkiler bozuldu. Bu ülkeler, Türkiye'nin iç işlerine müdahale etme niyetinde olduğu görüşünde".

'AFRİKA İLE İLİŞKİLER SAYESİNDE DIŞ EKONOMİK BAĞLARIN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ'

Mevcut aşamada, Sahra'nın güneyinde kalan ülkelerle ilişkileri geliştirmenin öncelik haline geldiğini söyleyen Rus uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halihazırda Türkiye'nin Afrika kıtasındaki en büyük partnerleri Güney Afrika Cumhuriyeti, Etiyopya, Gana ve Sudan. Gerçi Kuzey Afrika ülkeleri, Türkiye'nin Afrika'yla ticaretin yarısından fazlasını oluşturmaya devam ediyor. Buna rağmen Sahra'nın güneyindeki ülkelerle ticaret daha hızlı büyüyor. Türkiye'nin genel olarak Afrika ülkeleriyle ticareti 3 kat büyüdü. 2000'den bu yana Sahra'nın güneyindeki ülkelerle ticaret 10 kat arttı. Bunun en büyük sebebi, bölgenin sergilediği yüksek ekonomik büyüme. Bu büyümeyi diğer ülkeler de fark etti. Ama Türkiye hepsinden önce davrandı. Misal Etiyopya, dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerden biri. Bölgede Türk işletmeler için çok sayıda fırsat açılıyor. Türkiye'nin Afrika'daki ekonomik politikası, iyi düşünülmüş ve ilerleyici nitelik taşıyor ve 2003'te kabul edilen ‘Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi' başlıklı dokümana dayanıyor. Ayrıca Türkiye dış ekonomik bağlarını çeşitlendirmeye çalışıyor, bu özellikle Ortadoğu'daki durumun istikrardan uzak olduğu bir dönemde güncel hale geldi".

Türkiye'nin yurt dışındaki en büyük askeri üssü, Somali'de açıldı
Son 15 yılda 39 Afrika ülkesiyle ticari ve ekonomik işbirliği, 22 ülkeyle yatırımların korunması, 11 ülkeyle de çifte vergilendirilmenin kaldırılması ile ilgili anlaşmaların imzalandığını hatırlatan Kostelyanets şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin bölgedeki ticari temsilciliklerin sayısı 4'ten 26'ya yükseldi. Türkiye'nin Afrika'ya doğrudan yatırımları 10 kat arttı. Bazı verilere göre, yatırım hacmi 5 ilâ 8 milyar arasında değişiyor. Üstelik söz konusu olan küçük ve orta ölçekli işletmeler alanındaki projelerdir. Bunun içinde inşaat, hafif sanayi, ev eşyaları üretimi var. Yani misal Çin menşeili ve tamamen farklı ölçekteki kaynaklara sahip büyük şirketlerin güçlü rekabetinin olmadığı bir alan. Büyük şirketler böyle küçük cirolara ilgi duymuyor. Halihazırda Türk şirketleri Afrika kıtasında toplam maliyeti 55 milyar dolar olan 1150 proje hayata geçirdi".

Yorum yaz