Rusya Bilimler Akademisi Afrika Enstitüsü araştırma görevlisi, Afrikanist ve siyaset uzmanı Sergey Kostelyanets, Sputnik'e açıklamasında, Türk- Afrika ilişkilerinin 3 aşamaya bölünebileceğini belirterek şunu dedi: "İlki, Türkiye'nin Afrika'ya yönelik açık kapı politikasını uygulamaya başladığı 1990'lı yılların sonlarında başlıyor. Birçok uzman bunu, Avrupa yönündeki politika yaşanan değişim ve Avrupa Birliği üyeliğinin mutlak olduğu görüşünden vazgeçmesiyle ilişkilendiriyor. Aynı zamanda Türk ülkelerle ilişkilerde hayal kırıklığı yönü de var. Afrika'ya doğu dönüş, Ankara tarafından yeni gelişim vektörlerini bulma çabası olarak değerlendiriliyor".
'SON YILLARDA AFRİKA ÇİZGİSİ GÜÇLENDİRİLDİ'
Bu süre içinde çok sayıda görüşmelerin yapıldığını, hükümetler arası anlaşmaların imzalandığını ve Afrika'nın güneyindeki ülkelerde büyükelçilikleri açma kampanyasının başlatıldığını hatırlatan uzman, şu değerlendirmede bulundu:
'MODERN TÜRKİYE ÖRNEĞİ AFRİKA İÇİN CAZİP GÖRÜNÜYOR'
İlişkilerin ikinci aşamasında, Türkiye'nin Afrika'daki jeopolitik durumu etkileme ve kendi kalkınma modelini ihraç etme arzusunun ortaya çıktığını dile getiren Kostelyanets, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
'AFRİKA İLE İLİŞKİLER SAYESİNDE DIŞ EKONOMİK BAĞLARIN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ'
Mevcut aşamada, Sahra'nın güneyinde kalan ülkelerle ilişkileri geliştirmenin öncelik haline geldiğini söyleyen Rus uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halihazırda Türkiye'nin Afrika kıtasındaki en büyük partnerleri Güney Afrika Cumhuriyeti, Etiyopya, Gana ve Sudan. Gerçi Kuzey Afrika ülkeleri, Türkiye'nin Afrika'yla ticaretin yarısından fazlasını oluşturmaya devam ediyor. Buna rağmen Sahra'nın güneyindeki ülkelerle ticaret daha hızlı büyüyor. Türkiye'nin genel olarak Afrika ülkeleriyle ticareti 3 kat büyüdü. 2000'den bu yana Sahra'nın güneyindeki ülkelerle ticaret 10 kat arttı. Bunun en büyük sebebi, bölgenin sergilediği yüksek ekonomik büyüme. Bu büyümeyi diğer ülkeler de fark etti. Ama Türkiye hepsinden önce davrandı. Misal Etiyopya, dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerden biri. Bölgede Türk işletmeler için çok sayıda fırsat açılıyor. Türkiye'nin Afrika'daki ekonomik politikası, iyi düşünülmüş ve ilerleyici nitelik taşıyor ve 2003'te kabul edilen ‘Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi' başlıklı dokümana dayanıyor. Ayrıca Türkiye dış ekonomik bağlarını çeşitlendirmeye çalışıyor, bu özellikle Ortadoğu'daki durumun istikrardan uzak olduğu bir dönemde güncel hale geldi".