Soçi'de ortaya çıkan resim ve Esad'ın mesajlarını Suriye'deki çalışmalarıyla tanınan araştırmacı gazeteci ve yazar Ömer Ödemiş ile konuştuk.
‘ADANA MUTABAKATI SURİYE DEVLETİNİN ONAYINI GEREKTİRİR'
Ömer Ödemiş, Soçi zirvesinde de öncesinde Erdoğan'ın Moskova ziyaretinde de atıf yapılan Adana Mutabakatı'nın öne çıkmasını değerlendiren Ödemiş, bu mutabakatın ancak Türkiye'nin Suriye devletinin onayını alması halinde bir anlam taşıdığına dikkat çekti:
"Adana mutabakatı 1998 yılında imzalanan bir anlaşma. (Bugünlerde) Gözden kaçırılmaya çalışılan en önemli noktası da (anlaşmanın) Türkiye'nin Suriye'deki terör örgütleri için operasyon yapabilmesi için Suriye devletinin onayını almasının gerekliliği. Anlaşmanın mihenk taşı burada. Suriye devleti onay vermeden anlaşma gereği böyle bir operasyona kalkışılamıyor. Erdoğan bu anlaşmayı önümüze gelecek açısından koyduk derken öncelikle bunu kabul etmiş olması gerekiyor. Bunun dışında Adana mutabakatı bir ifade taşımıyor.
‘ESAD ANAYASA KOMİTESİ İÇİN TÜRKİYE'Yİ TEMSİL EDENLERİ KABUL ETMEYECEKLERİ MESAJI VERDİ'
"İlk defa Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad bu kadar sert konuştu. Aslında konuşmalarda kavramlara dikkat eden bir özelliği vardır. Biraz da zafer kazanmış olmanın verdiği bir psikolojik etkiyle daha egemen, daha belirleyici, daha sert, daha köşeli konuşmalar yaptı. (Erdoğan için) ‘İhvancı' nitelemesini Suriye savaşının başından beri yapıyor Beşar Esad. Yani Erdoğan için ilk defa kullandığı bir kavram değil. Hatta değişik kademelerde röportaj yaptığında, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad dahil, Erdoğan ve Davutoğlu'na ilişkin sıklıkla ve ısrarla kullandıkları bir kavram bu. Yani Müslüman Kardeşler örgütünün ideolojik katkılarının da olduğunu ifade eden bir kavram kullanıyorlar. Bunun dışında da özellikle anayasa komisyonuna sokmaya çalıştığı muhalif kesimlerin Erdoğan'ı temsil ettiğini, Suriyelileri temsil etmediğini özellikle belirtti. Suriye anayasasını Suriyeliler yapar, Türkleri temsil edenler değil diyerek bir çizgi çizmiş oldu. Buradan anlıyoruz ki Soçi'de yapılan görüşmelerde anayasa konusu da gündeme gelmişti. Anayasa konusunda Suriye yönetiminin tavrı çok net. Yani Türkiye'yi temsil ettiğini düşündüğü, Türkiye'nin önerdiği, sözde Suriyeli ılımlı muhalifler dediği yapıyı bu komisyon içerisinde görmek istemiyor."
‘ESAD TÜRKİYE'NİN KORUDUĞUNU SÖYLEDİĞİ CİHATÇILARI TEMİZLEMEKTE KARARLI GÖRÜNÜYOR'
Ömer Ödemiş'e göre, Esad, ülkesinin topraklarında işgalci olarak gördükleri güçlere karşı mücadeleyi sürdürme mesajı verirken, ‘güvenli bölge' girişimlerine atıfla Türkiye'yi de ‘ABD'den icazet alarak Suriye topraklarına saldırmak isteyen güç olarak' anması dikkat çekiciydi. Ödemiş, Esad'ın ‘Türkiye tarafından korunduğunu' ifade ettiği cihatçı grupları temizlemekte kararlı göründüğünü de ekledi:
‘MART'IN İLK HAFTASI GİBİ İDLİB OPERASYONU BAŞLAYABİLİR'
Ödemiş, Soçi zirvesi sırasında Putin ve Ruhani'nin yaptıkları açıklamalardan yola çıkarak HTŞ'nin giderek el üstünlüğünü ele aldığı İdlib'de ise operasyonunun mart ayının ilk haftasında başlama ihtimali bulunduğu görüşünde. Özellikle Putin'in İdlib'deki durumun ilelebet böyle kalmayacağını vurgulamış olmasına atıf yapan Ödemiş, bölgeden aldığı bilgilere göre, Rus askerlerinin İdlib kırsalında mevzilemekte olduklarını ve bu yüzden operasyonun yakın olduğu görüşünün hakim olduğunu da aktardı:
‘ABD, IRAK'TAKİNDEN FARKLI OLARAK KAZANDIĞI İÇİN DEĞİL KAYBETTİĞİ İÇİN SURİYE'DEN ÇIKIYOR'
Ödemiş, Esad'ın PYD/YPG'ye yönelik mesajlarını ise ‘işgalci güç' olarak görülen ABD ile işbirliklerinin devamının kabul edilemeyeceği olarak değerlendirmek gerektiği yorumunu yaptı. Trump'ın Suriye'den çekilme kararı sonrası akıllara Irak işgali ve ABD'nin çekilirken ülkede bıraktığı ‘parçalı' yapı gelirken, Ödemiş bu sefer koşulların aynı olmadığını anımsattı. "ABD Suriye'de kazandıktan sonra çekilmiyor, Irak'ta kazanmıştı" diyen Ödemiş, Washington'ın Irak'taki gibi Suriye'de istediği düzeni tesis edememiş olduğunu anımsattı:
‘TÜRKİYE'NİN ISRARLI SURİYE POLİTİKASINDAN VAZGEÇMESİYLE PEK ÇOK ŞEY DAHA KISA SÜREDE SONUÇLANACAK'
Ödemiş'e göre Rusya ve İran, Suriye devletinin onayı olmayan bir anlaşma yapmaz. Ankara'nın ise Şam ile işbirliği yapması halinde Suriye krizinin çok kısa sürede çözümleneceğini belirten Ödemiş, ‘güvenli bölge' beklentilerinin ise dün olduğu gibi bundan sonra da karşılığının olmayacağı görüşünü dile getirdi. Ankara-Şam arasında doğrudan değil ancak aracılar dolayımı eşliğinde bazı temasların olabileceğini söyleyen Ödemiş'e göre Esad'ın son açıklamaları yakın zamanda doğrudan bir teması doğrulayacak nitelikte değil: