Zirve ile ilgili Russia Today'e (RT) konuşan Rusya Yenilikçi Gelişim Enstitüsü İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Kirill Semenov, ABD'nin Suriye'den çekilmesi ile Rusya, Türkiye ve İran'ın birlikte çözmesi gereken sorunların kapsamının genişleyeceğini belirtti.
Semenov'a göre, sözgelimi Moskova, Ankara ve İran'ın Türkiye'nin Kürt oluşumlardan korunması için tampon bölgenin nasıl kurulacağına yönelik ortak bir yanıt bulmaları gerekecek.
‘RUSYA, ÜÇÜNCÜ TARAFLARCA KONTROL EDİLECEK BİR TAMPON BÖLGEYE ONAY VERİR'
Semenov, şunları söyledi: "Türkiye, tampon bölgeyi Suriyeli muhaliflerin kontrol edeceği bir bölgeye dönüştürmeyi istiyor. Buraya Şam'a muhalif olan güçler konuşlandırılabilir. Bunlar aslında Afrin'de, Cerablus'ta, yani Zeytin Dalı ve Türkiye'nin diğer operasyonlarının gerçekleştirildiği bölgelerdeki yönetimlerin bir devamı olacaklar. Esad ve Moskova böyle bir tutumu desteklemiyor. Rusya bu tampon bölgenin kurulmasına, üçüncü tarafların kontrolünde bir şerit halinde olması koşuluyla onay verir. Menbiç'e gelince, Türkiye buranın muhaliflerin kontrolüne geçmesini istiyor, Moskova ise Şam'ın."
Semenov'a göre, ABD'nin kurduğu Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) akıbetinin nasıl olacağına da karar vermek gerekecek.
Semenov "Türkiye için DSG, PKK ile bağlantılı terörist bir örgüt. Esad güçlerinin arasına girmelerine Türkiye olumsuz yaklaşacaktır. Bu konuyla ilgili bir sürü soru var. Ancak güvenlik boşluğu olamaz" dedi.
‘İDLİB'DE NASIL DAVRANILACAĞINA KARAR VERİLEBİLİR'
Liderlerin zirvede büyük ihtimalle İdlib'de nasıl davranılması gerektiğine karar vereceğini belirten Semenov "Başka konular da gündemde olabilir. Moskova ve Tahran'la hareket eden Şam'ın başarılarını göz önünde bulunduracak olursak, pozisyonu güçlenecek" ifadelerini kullandı.
Semenov ayrıca "Erdoğan'ın Esad'ı Şam'ın meşru lideri olarak tanıması veya Suriye ile tam kapsamlı ilişkileri yeniden canlandırması karşılığında tampon bölge oluşturulması konusunda tavize gidilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.