1958’de Türkiye’nin IMF ile başlayan macerasının 60 yıl sürdüğünü söyleyen Mete Gündoğan, halkın hafızasında bir IMF ruhu oluştuğunu söyledi. “Ama jenerik olarak IMF şablonunu kullanırsak, dört defadır yapılan hatayı tekrar etmiş olacağız. Bunlar, Duyun-u Umumiye, Menderes ve Özal dönemlerinin anlaşmaları ve borçlanmalar ve şimdi de 12 yılın içinde gelen sıcak paranın vadesinin gelmesi” diyen Mete Gündoğan Türkiye’nin aradığı paranın büyüklüğüne de dikkat çekti.
'125 MİLYAR DOLAR LAZIM'
“110-125 milyar dolarlık bir pakedin peşindeyiz, bunu IMF sağlayabilir ama IMF’den kurtuluşumuz 80 yılı alır” diyen Mete Gündoğan, “biz haftada 2 milyar dolar bulup borcu çevirip öteliyoruz. Sayın Bakanın açıkladığı yeni ekonomik pakede gore, faiz ödemeleri GSMH’nın %15’ine kadar yükseliyor. Buradan büyük bir kredi pakedi bulmadan çıkış gözükmüyor” diye ekledi.
'ANA PARAYI ÖDEYELİM, FAİZİ ÖDEMEYELİM'
'FİNANSAL SİSTEMLE EKONOMİK SİSTEMİ AYIRALIM'
“Siz ekonomi yürüsün diye, altın ve gümüş üzerinden uluslararası anlaşmaları yapabilirsiniz, ama devlet olarak bu sistemi kurgularken faize dayalı bir sistem üzerinden kurgulayamazsınız. Böyle yaparsanız, bütçenizin beşte biri faize gider. Finansal sistemi yeniden yapılandırmak demek, uluslararası mekanizmaların dışına çıkmak demek değildir. Finans sistemi çökünce ekonomi de çöktü sanıyoruz. Bu yanlıştır. Finans sistemi beklentiler sistemidir, ekonomi ise reel üretimdir”
'DEVLET ÖDEMELERİNİ ALTINLA YAPSIN'
'TANZİM MAĞAZALARI İŞE YARAMAZ'
Gündoğan, gıda zincirinin tohumdan başlayan bir çalışma olduğunu söylerken, onun bile dışarıdan geldiğini hatırlattı. “Tanzım satışla siz zincirin en son baklasını kontrol ediyorsunuz, bir sure sonra bir öncekini de ben kontrol edeyim dersiniz. Böyle diye diye tohuma kadar gider iş. Bu da devletin kontrolünde bir tarım ve planlama anlamına gelir. Bunu belli aşamada yaparsınız ama tam devlet kontrolü 50 yıl once de işlememiş verimsizlik yaratmış bir yapı olur” dedi.