Gazeteci Daloğlu: ABD’nin Suriye’den çekilmesi Türkiye’nin başarısıdır

Gazeteci Tülin Daloğlu, Seyr-i Sabah programında ABD’nin Suriye’den çekilme kararını yorumladı. Daloğlu, Trump’ın bu kararı almasının Erdoğan’ın başarısı olarak tanımlanabileceğini söyledi.
Sitede oku

Bogdanov: Mattis'in görevinden ayrılma kararı Suriye'deki ABD güçlerinin çekilmesiyle ilgili
Trump'ın ABD askerlerinin Suriye'den çekileceğini söylemesi bütün dünyada bir şok etkisi yarattı. Bu beklenmeyen kararın ardından gözler bölgeye ve orada olası yeni dengelere çevrildi. Gazeteci Tülin Daloğlu, Seyr-i Sabah programında bu gelişmeleri yorumlarken Trump'ın "IŞİD ile mücadelemiz bitmiştir" cümlesine dikkat çekti ve oradaki yükü Rusya, İran ve Türkiye'ye bıraktığını dile getirdi. Daloğlu, Trump'ın bu kararı yönetim takımına rağmen aldığını vurguladı:

‘TRUMP SURİYE'DEN ÇEKİLMEYİ DAHA ÖNCE DE İSTEMİŞTİ'

"Amerikan medyası Trump'ın çekilme kararını anlamlandırabilmiş değil. Bir zamanlar Erdoğan'ın kararlarını bizim medya nasıl tartışıyorsa ABD medyası bu kararları öyle tartışıyor. Dün üst üste gelen sürpriz kararlar da oldu Savunma Bakanı'nın görevden ayrılması gibi. Dün aynı zamanda ABD'nin Afganistan'dan da asker çekeceği söylendi. Trump hem ulusal güvenlik bakanı hem de savunma bakanı söylemlerinin tam aksine kararlar aldı. ABD medyası ısrarla bunun üstünde duruyor. Bon bir alda Trump yönetiminin beyin takımının Suriye ile ilgili yaptığı açıklamalar sıralanıyor. Bunların bugün Trump'ın aldığı kararlarla nasıl çeliştiğini dile getiriyor.

DSM yetkilileri ABD'nin Suriye kararını konuşmak için Fransa'ya gidiyor
Bu karar kısa zaman dilimi içinde ABD başkanının kendi ekibiyle çelişerek karar alması sıradan karşılaşılabilecek bir durum değil. Trump'a karşı belli ideolojik duruşları kenara koyarak bakmak lazım. Kararın dinamiklerine bakınca biz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile yaptığı görüşmenin bu karar üstünde etken olduğunu söylemek mümkün. Benim konuştuğum bazı kişiler, bu görüşme Trump'ın kararını vermesinde etmen oldu diyorlar. Ocak'ta Erdoğan'ın bir sözü vardı: Neden bizimle işbirliği yapmıyorlar da Kürtler ile işbirliği içindeler? Bu telefon görüşmelerinde bu konunun gündeme geldiği söyleniyor. Trump Türkiye'nin adını vermeden Rusya, İran ve Türkiye'nin savaşını neden biz verelim neden ABD askerleri onlar için ölsünler diyor.

Trump göreve geldiği ilk günden itibaren Amerikan askerlerini Ortadoğu ve benzeri yerlerde göreve göndermenin kendisi için çok zor olduğunu söyledi. Hangi ülkenin lideri olursa olsun askerini savaşa göndermek çok kolay değil. Aynı Obama gibi ABD askerlerini ülkeye çekmek istediğini görüyoruz. Trump ilk kez Suriye'den çekilme teşebbüsünde bulunmuyor. Daha önce iki kez yaptı bunu ama Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı için bunu yapamadığı ifade edilmişti.

Trump'ın Türkiye'yi karşısına alan açıklamalar kendinden gelmedi üst yönetiminden geldi. İkincisi Trump Erdoğan telefon görüşmesinde ne olduysa burada Erdoğan'ın diplomatik zaferi olduğunu teslim etmek gerekiyor. Bu alınan kararın nasıl yansıyacağını hiçbirimiz bilmiyoruz sadece yorum ve spekülasyon yapabiliyoruz. 2011 yılına kadar gidelim. O sene ABD Irak'tan askerlerini çekti ve Suriye'de savaş başladı. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerle ilgili politikası da şekillenmeye başladı. Türkiye ilk kez oradaki Kürtler ile diyalog arayışındaydı ama bu olamadı.

Fransa ABD'nin Suriye kararını 'ağır' olarak değerlendirdi
2014'te IŞİD Kobane'ye saldırı gerçekleştirdi. ABD Türkiye'den topraklarını açık Kürtlerin oradan geçmesini istedi. Erdoğan Kobane'nin düşeceğini söyledi. Burada Erdoğan eleştirildi ama nihayetinde Kobane düşmedi, hatta Erdoğan kendi ifadesinden geri adım attı ve Peşmerge buradan geçiş yaptı. ABD Türkiye bu hattı açarken 1999'da Sırbistan Kosova müdahalesini yaparken Birleşmiş Milletler tarafından verilen kendini koruma hakkını kullanması istendi. Erdoğan bunu kullanmadı ama kendi toprak bütünlüğünü koruma hakkını kullanmak istedi. Bu Erdoğan tarafından atılan önemli ve kritik bir adımdı. Biz büyük bir şiddet dönüsü yaşadık ve çok vatandaşımızı kaybettik. Kobane düşmedi ama Kürtler zafer elde edince önce Temmuz ayında IŞİD Suruç'ta Kürtlere yardım etmek için gelen gençleri bombaladı. Çok sayıda gencimiz öldü. Yine aynı zaman diliminde Erdoğan, Dolmabahçe anlaşması olarak ifade edilen Kürtlerle başlattığı süreci sonlandırdı. Bu iş oralardan geliyor. Erdoğan, Trump'ı bu işi daha fazla diretmeyin diye ikna etti. Bizim itiraz ettiğimiz YPG güçleri ve bunlar PKK'nın koludur dedi. Siz Türkiye ile potansiyel bir çatışmayı tetikliyorsunuz dedi.

Bu denklemde Erdoğan istediğini aldı ama istediğinden fazlasını almış olabilir. Çünkü ABD sadece yelerdeki değil havadaki gücünü de çekeceğini söyledi. Türkiye bundan sonra karşısında ne varsa bununla karşı karşıya olacak. Hem IŞİD hem Kürtlerle mücadele edecek. Ortada çok ciddi can kaybı var. Şu anda Türkiye sınır boyunca bir risk altına girmiş durumda. Dün Erdoğan Ruhani toplantısı önemliydi. İki lider Suriye toprak bütünlüğü üstünde durdular. Ama detaylarda Türkiye İran birbirine rakip ülkeler olarak belirmiş durumda.

IŞİD 2011'e kadar El-Kaide idi sonra IŞİD'e evrildi. Sonra ilk hedef Sincar dağlarından Musul'a saldırdılar ve Suriye'ye yürüdüler. Bunların halen 20-30 bin silahlı elemanı var. Bunlar topyekûn bir alanı kontrol etmiyorlar. O zamandan bu zamana IŞİD elindeki toprak bütünlüğünü kaybetti. IŞİD'in ötesinde radikal İslami terörün gerilemeye başladığını görüyoruz. Fransızlara göre birçok uyuyan terör hücresi var. Bunlar devreye girebilir.

'ABD’nin açıklaması ile Türkiye’nin Suriye’ye olası operasyonu arasında güçlü bir bağ var'
Bugünden ABD İsrail'i neden yalnız bıraksın sorularına cevap vermesi mümkün değil. Şu anda spekülasyon yapıyoruz. Çok zor bir denklem. Erdoğan istediğini aldı ama bundan pişman olabilir mi? Mümkündür, çünkü sınırda ciddi bir gerilim birikmiş durumda. ABD bunu bilinçli olarak yapmış bile olabilir. Bazen bir geri adım ileri doğru atılmış büyük bir adım bile olabilir. Çünkü Trump yönetimi, Ortadoğu'da bulunmasının tek gerekçesi olarak İsrail güvenliğini söylüyordu. İsrail İran'ın orada bir üs kurmasına asla müsaade etmeyeceğini söylüyor. Trump yönetimi geldiği zaman İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çıkması. Bu Amerikan tarihinde görülen bir şey değil çünkü müttefiklerini de yüzüstü bıraktı. Belli müzakerelerden sonra bu anlaşma çıkmıştı. Dün Erdoğan ve Ruhani'nin yaptırımlara rıza göstermediğini dile getirmesi çok ilginç. Biz bu işin nasıl gelişeceğini bilmiyoruz. Ama bence ABD'nin İran ile olan diyaloğu nasıl sonlanacak göreceğiz."

Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.

Yorum yaz