‘TRUMP SURİYE'DEN ÇEKİLMEYİ DAHA ÖNCE DE İSTEMİŞTİ'
"Amerikan medyası Trump'ın çekilme kararını anlamlandırabilmiş değil. Bir zamanlar Erdoğan'ın kararlarını bizim medya nasıl tartışıyorsa ABD medyası bu kararları öyle tartışıyor. Dün üst üste gelen sürpriz kararlar da oldu Savunma Bakanı'nın görevden ayrılması gibi. Dün aynı zamanda ABD'nin Afganistan'dan da asker çekeceği söylendi. Trump hem ulusal güvenlik bakanı hem de savunma bakanı söylemlerinin tam aksine kararlar aldı. ABD medyası ısrarla bunun üstünde duruyor. Bon bir alda Trump yönetiminin beyin takımının Suriye ile ilgili yaptığı açıklamalar sıralanıyor. Bunların bugün Trump'ın aldığı kararlarla nasıl çeliştiğini dile getiriyor.
Trump göreve geldiği ilk günden itibaren Amerikan askerlerini Ortadoğu ve benzeri yerlerde göreve göndermenin kendisi için çok zor olduğunu söyledi. Hangi ülkenin lideri olursa olsun askerini savaşa göndermek çok kolay değil. Aynı Obama gibi ABD askerlerini ülkeye çekmek istediğini görüyoruz. Trump ilk kez Suriye'den çekilme teşebbüsünde bulunmuyor. Daha önce iki kez yaptı bunu ama Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı için bunu yapamadığı ifade edilmişti.
Trump'ın Türkiye'yi karşısına alan açıklamalar kendinden gelmedi üst yönetiminden geldi. İkincisi Trump Erdoğan telefon görüşmesinde ne olduysa burada Erdoğan'ın diplomatik zaferi olduğunu teslim etmek gerekiyor. Bu alınan kararın nasıl yansıyacağını hiçbirimiz bilmiyoruz sadece yorum ve spekülasyon yapabiliyoruz. 2011 yılına kadar gidelim. O sene ABD Irak'tan askerlerini çekti ve Suriye'de savaş başladı. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerle ilgili politikası da şekillenmeye başladı. Türkiye ilk kez oradaki Kürtler ile diyalog arayışındaydı ama bu olamadı.
Bu denklemde Erdoğan istediğini aldı ama istediğinden fazlasını almış olabilir. Çünkü ABD sadece yelerdeki değil havadaki gücünü de çekeceğini söyledi. Türkiye bundan sonra karşısında ne varsa bununla karşı karşıya olacak. Hem IŞİD hem Kürtlerle mücadele edecek. Ortada çok ciddi can kaybı var. Şu anda Türkiye sınır boyunca bir risk altına girmiş durumda. Dün Erdoğan Ruhani toplantısı önemliydi. İki lider Suriye toprak bütünlüğü üstünde durdular. Ama detaylarda Türkiye İran birbirine rakip ülkeler olarak belirmiş durumda.
IŞİD 2011'e kadar El-Kaide idi sonra IŞİD'e evrildi. Sonra ilk hedef Sincar dağlarından Musul'a saldırdılar ve Suriye'ye yürüdüler. Bunların halen 20-30 bin silahlı elemanı var. Bunlar topyekûn bir alanı kontrol etmiyorlar. O zamandan bu zamana IŞİD elindeki toprak bütünlüğünü kaybetti. IŞİD'in ötesinde radikal İslami terörün gerilemeye başladığını görüyoruz. Fransızlara göre birçok uyuyan terör hücresi var. Bunlar devreye girebilir.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.