'TRUMP İNSİYATİFİ ELİNE ALARAK, DANIŞMANLARININ ORTAYA KOYDUĞU STRATEJİYİ GEÇERSİZ KILIYOR'
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Hiltermann, "ABD bu üç hedefin hala değişmeden kaldığını söylüyor. Ancak, ABD askerlerini bölgeden çektikten sonra, bu hedeflerine nasıl ulaşacağını açıklamak zorunda. ABD stratejisine gelince, bu stratejinin ‘gözden geçirilmesi' değil. Trump, daha Nisan ayında yaptığı açıklamada, ABD askerlerinin Suriye'den çekilmesini istediğini söylemişti. Üst düzey danışmanları, etrafından dolanarak bu stratejiyi üç madde ile formüle etti. Şimdi de
'ABD'NİN ÇEKİLME KARARI SURİYE İLE TÜRKİYE'Yİ KARŞI KARŞIYA GETİREBİLİR'
Hiltermann, böyle bir durumda atılan bu adımın, Suriye'nin kuzeydoğusunda bir kaosun ortaya çıkması riski taşıdığını belirterek, Türkiye'nin, YPG'yi ortadan kaldırmaya çalışacağını, Suriye hükümetinin o bölgeye Türklerin girmesini engellemek isteyeceği ve Kürtlerle anlaşmaya çalışacağını, ABD'nin askerlerini çekmesinin ardından Kütlerin 'etki gücünün' azalacağını vurguladı.
Beyaz Saray basın sözcüsü Sarah Sanders'in, "IŞİD'e karşı Suriye'de kazanılan bu zaferler, ABD'nin öncülük ettiği küresel koalisyon'un ya da harekatının sona erdiği anlamına gelmediği" sözlerini, Pentagon sözcüsü Dana White de Sputnik'e doğruladı.
'BU SORUYA SADECE TRUMP CEVAP VEREBİLİR'
Hiltermann, kararın zamanlamasıyla ilgili olarak da "Sadece Trump bu soruya cevap verebilir" dedi.
"Spekülasyon yapılabilir: Trump tabanına (seçmenlerine) IŞİD yenilir yenilmez, ABD birliklerini Suriye'den çekeceği sözünü vermişti. Bu nedenle tabanına hitap ederek sözünü tuttuğunu göstermeye çalışıyor, evdeki problemlerinden uzak durmaya çalışıyor. Veya kim bilir? Trump bu!"
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.