Sıla ise, sosyal medya hesabından, "Hayatımdaki insanın fiziki şiddetine maruz kaldım. Bu, fiziki hasar bir yana insanın kadın tarafını darmadağın eden bir olaymış. Hayatta geldiğiniz yer, başarılarınız ya da oluşturduğunuzun bir anda önemsiz kaldığı yıkıcı bir deneyimmiş. Bu ülkede bugüne kadar ne kadar şiddet mağduru kadın varsa, gözlerinin gözlerinize değdiği bir anmış" derken, yasal haklarını kullanacağını belirterek, "Bana uygulanan korkunç şiddet karşısında dilsiz kalmamayı seçiyorum" diye konuştu.
Türkiye'deki toplumsal sorunların en başında gelen kadına şiddet, Sıla-Ahmet Kural olayıyla gündemde en üst sıraya yerleşti. RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ayşen Ufuk Sezgin, kadına şiddet konusunda değerlendirmelerde bulundu.
'KADINLAR EŞLERİNDEN DAHA FAZLA KAZANIYORSA ŞİDDET ARTIYOR'
'SILA'NIN CESARET EDİP ŞİKAYETTE BULUNMASI VE TOPLUMUN ARKASINDA DURMASI ÖNEMLİ'
Türkiye toplumunun bireye değil aileye önem verdiğine dikkati çeken Sezgin, "Şiddet, bağırtılı yaşandığında bile insanlar kulaklarını kapatıyor, duymazdan geliyor. Toplum 'Aman insanlar ayrılmasın' diyor. Kadını korumak yerine evine dönsün diye barıştırmak istiyor. Ama şiddet devam ediyor ve ölümle sonuçlanabiliyor" dedi.
'ERKEK ROL MODEL ALIR, YÖNLENDİREN BABASI VE ETRAFINDAKİ ERKEKLERDİR'
'BEN UMUT GÖRÜYORUM'
Kadının erkeğin hayatını kolaylaştırıcı bir canlı gibi görüldüğünü ifade eden Sezgin, "Kadın güçlenip ses çıkarmaya başlıyor. Şikayet etme gücünü buluyor. Ama binlercesi de gıkını çıkaramıyor. Ben umut görüyorum. Ama şimdiki durumda kabullerin çok önemi var. Bu insanlar kabul görüyor, arkası sıvazlanıyor" diye konuştu.