Emekli Tümgeneral Yavuz: Geniş kitlelerin demokrasi talebi yok

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Seyr-i Sabah programında Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığı’na getirilmesinin ardından gelen atamaları değerlendirdi. Yavuz, kitlelerin hayat kaygılarını ön plana çıkardıklarını, demokrasi için büyük talepleri olmadığını dile getirdi.
Sitede oku

Genelkurmay Başkanlığı'na Yaşar Güler atandı
Dün gece Recep Tayyip Erdoğan, yeni bakanlarını tüm Türkiye ile paylaştı. Bakanların arasında en dikkat çekici isim Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar oldu. Genelkurmay başkanlığını bırakıp bakanlığa geçmesiyle askeri düzende emir komuta zinciri değişti ve birbiri ardına atamalar yapıldı. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, bu atamaları ve bakanlıkların durumunu Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Yavuz, Hulusi Akar atamasının kendisi için bir sürpriz olmadığını dile getirdi:

‘ATATÜRK ORDUYU SİYASET DIŞINDA TUTMAK İSTEDİ'

"Hulusi Akar ataması benim için sürpriz olmadı. Bu savunma konularını uzun zamandır kendisi yürütüyordu. NATO ve ABD ile ilişkiler, Suriye harekatı… Bütün bunları değerlendirdiğimde Akar'ın savunma bakanı olacağını düşünüyordum. Bakan tartışması uzun zamandır sürüyor. Batıda ordu, milli savunma bakanına bağlıdır. Bizdeki farklı: Genelkurmay harp kazanıp ülke kurduğu için bizde silahlı kuvvetlere özel yer vermiştir millet gönlünde. Biraz da silahlı kuvvetleri siyaset dışında tutmak için bunu yapmıştır. Atatürk ordunun siyaset dışında tutmayı gerçekleştirmiş tek kişidir. Ama onun rüyası sonraki zamanlarda ne yazık ki gerçekleşmedi.

Erdoğan, yeni sistemin ilk kabinesini açıkladı
YAŞ ve MGK ortadan kalktı. Askerlerin terfileri cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Bu yeni sistemin getirdiği doğru şeyler olduğu gibi eğri şeyler de var. Ordunun siyasete daha çok bulaşması liyakatin geri plana itilmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız. Ama bunun uygulamalarını görmeden, bilmeden yargılamak doğru olmaz diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı asker atama kararlarını ilçe başkanlarından aldığı bilgilerle verirse durum değişir tabii. Askeri atamaların hepsini ben bekliyordum. Genelkurmay başkanlığına atanacak ismi 3 yıl önce yazmıştım. Yerine Ümit Dündar'ın atanması da geleneklere uygun en kıdemli orgeneral olması sebebiyle. Kuvvetler ayrılığından uzaklaşılıyor. Yürütme tüm güçlerin üstünde hakim bir güç haline geldi. Yetkiler bir kişide toplanmış durumda. Meclisten onay almasına gerek yok, atamaları zaten yapıyor, basın kontrol altında, yüksek yargının atamaları kendileri ve partileri tarafından yapıldı. Meclis tarafından denetlenmesi söz konusu değil. Yeni sistemin en zayıf yanı denetleme yok.

Bunların tek faydası şu olacak: 15 yıldır iktidardalar. O zamandan bu zamana kullanmadıkları yetki kalmadı. Ama hep bir bahane ürettiler; askeri vesayet, parlamenter sistem… Ama şimdi söyleyecek hiçbir bahane kalmadı. Hangi sorunu çözecekler bunu göreceğiz. Demokrasinin 3 temel bileşeni var: Birincisi yönetime katılım, ikincisi temsil, üçüncüsü direnme hakkı. Modern demokrasilerin kriter olarak aldığı hususlardır. Mecliste temsil ancak bir siyasi parti başkanı size teveccüh gösterecek, vekil olacaksınız. Mecliste zaten vekillerin sesi yok. Yönetime katılım konusu küçük meclisler, ilçelerde illerde oluşturulup oradaki insanlar kendi dar alanları üstünde etkili olacak bir sistem mi geldi? Hayır. Katılım konusu da zayıf. Demokratik haklarını kullananlar üstünde baskılar var. Demokrasinin cumhuriyetten farkı kuvvetler ayrılığıdır. Biz kuvvetler birliğine gittiğimiz için bu bizi oraya doğru itiyor. Yanılmayı çok isterim.

Erdoğan, göreve başlama töreninde konuştu: Bu kez başa yürütmenin tüm yetkileriyle geldim
'HUKUK DEVLETİNİN AYAKTA TUTULMASINA ODAKLANILMALI'

Atatürk de demokrasi konusunda denemeler yaptı ama içinde ukde olarak kaldığını ifade ediyor. Demokrasi sadece yukarıdan organize edilebilecek bir şey değil. Özgür birey ve örgütlü toplum esas kılınıyor bu yukarıdan söyleyerek olmuyor. Cumhuriyet toplumsal bir talep değildi. Bugün demokrasi konusunda da ciddi bir talep olduğunu düşünmüyorum. Geniş kitlelerin demokrasi talebi çok fazla yok. Geniş kitleler kendi hayat zorluklarını giderecek kaygılarını ön plana çıkarıyorlar. Geleneksel olarak biz liderin arkasından giden, sorunlarını lidere havale eden düşünmeden itaat eden bir toplum olduğumuz için bu böyle. Bu bizim aile yaşantımızdan başlıyor kadın erkek eşitliğine kadar gidiyor. Temel dinamiklere baktığımızda kısa sürede genetik değişiklik olmadığını bildiğimden çok umutlu değilim. Eğer yanlışlardan ders alıp hukuk devletinin önemi ortaya çıktıysa bir değişiklik olur. Önümüzdeki dönemde hukuk devletinin ayakta tutulmasına odaklanılmalı."

Yorum yaz