‘ATATÜRK ORDUYU SİYASET DIŞINDA TUTMAK İSTEDİ'
"Hulusi Akar ataması benim için sürpriz olmadı. Bu savunma konularını uzun zamandır kendisi yürütüyordu. NATO ve ABD ile ilişkiler, Suriye harekatı… Bütün bunları değerlendirdiğimde Akar'ın savunma bakanı olacağını düşünüyordum. Bakan tartışması uzun zamandır sürüyor. Batıda ordu, milli savunma bakanına bağlıdır. Bizdeki farklı: Genelkurmay harp kazanıp ülke kurduğu için bizde silahlı kuvvetlere özel yer vermiştir millet gönlünde. Biraz da silahlı kuvvetleri siyaset dışında tutmak için bunu yapmıştır. Atatürk ordunun siyaset dışında tutmayı gerçekleştirmiş tek kişidir. Ama onun rüyası sonraki zamanlarda ne yazık ki gerçekleşmedi.
Bunların tek faydası şu olacak: 15 yıldır iktidardalar. O zamandan bu zamana kullanmadıkları yetki kalmadı. Ama hep bir bahane ürettiler; askeri vesayet, parlamenter sistem… Ama şimdi söyleyecek hiçbir bahane kalmadı. Hangi sorunu çözecekler bunu göreceğiz. Demokrasinin 3 temel bileşeni var: Birincisi yönetime katılım, ikincisi temsil, üçüncüsü direnme hakkı. Modern demokrasilerin kriter olarak aldığı hususlardır. Mecliste temsil ancak bir siyasi parti başkanı size teveccüh gösterecek, vekil olacaksınız. Mecliste zaten vekillerin sesi yok. Yönetime katılım konusu küçük meclisler, ilçelerde illerde oluşturulup oradaki insanlar kendi dar alanları üstünde etkili olacak bir sistem mi geldi? Hayır. Katılım konusu da zayıf. Demokratik haklarını kullananlar üstünde baskılar var. Demokrasinin cumhuriyetten farkı kuvvetler ayrılığıdır. Biz kuvvetler birliğine gittiğimiz için bu bizi oraya doğru itiyor. Yanılmayı çok isterim.
Atatürk de demokrasi konusunda denemeler yaptı ama içinde ukde olarak kaldığını ifade ediyor. Demokrasi sadece yukarıdan organize edilebilecek bir şey değil. Özgür birey ve örgütlü toplum esas kılınıyor bu yukarıdan söyleyerek olmuyor. Cumhuriyet toplumsal bir talep değildi. Bugün demokrasi konusunda da ciddi bir talep olduğunu düşünmüyorum. Geniş kitlelerin demokrasi talebi çok fazla yok. Geniş kitleler kendi hayat zorluklarını giderecek kaygılarını ön plana çıkarıyorlar. Geleneksel olarak biz liderin arkasından giden, sorunlarını lidere havale eden düşünmeden itaat eden bir toplum olduğumuz için bu böyle. Bu bizim aile yaşantımızdan başlıyor kadın erkek eşitliğine kadar gidiyor. Temel dinamiklere baktığımızda kısa sürede genetik değişiklik olmadığını bildiğimden çok umutlu değilim. Eğer yanlışlardan ders alıp hukuk devletinin önemi ortaya çıktıysa bir değişiklik olur. Önümüzdeki dönemde hukuk devletinin ayakta tutulmasına odaklanılmalı."