İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Yardımcısı Hakkı Uygur ise İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma olasılığını gerçekçi bulmadığını ifade ederek “Böyle bir şey yapılırsa bunun sonu sıcak çatışma, savaş demektir ve bu durum İran’a karşı uluslararası bir konsensüsün oluşmasına neden olur” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Politika Planlama Direktörü Brian Hook, 2 Temmuz’da yaptığı açıklamada İran’a yapılan baskının amacının ülkenin petrol gelirlerini sıfıra indirerek Tahran yönetiminin bölgedeki politikasını değiştirmesini sağlamak olduğunu söylemişti.
İran Devrim Muhafızları Komutanı İsmail Kevseri de dün yaptığı açıklamada “Eğer İran petrolünün ihracatı engellenirse, Hürmüz Boğazı’ndan dünyanın diğer noktalarına petrol geçişine izin vermeyeceğiz” dedi.
İran ile Umman arasında yer alan ve Basra Körfezi’nin dünyaya açıldığı nokta olan Hürmüz Boğazı, dünya petrol ticaretinde kritik önem taşıyor. İran dışında Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde üretilen petrolün yaklaşık yüzde 80’inin Hürmüz Boğazından geçerek dünya piyasasına taşındığı, Hürmüz Boğazı yoluyla taşınan petrolün, dünya petrol ticaretinin yüzde 20 kadarını oluşturduğu ifade ediliyor.
“HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN KAPATILMASI, İRAN BİR VAR OLMA MÜCADELESİNE GİRERSE GERÇEKLEŞEBİLİR”
“İRAN’DA REJİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇABASI OLABİLİR”
“DÜNYA DENGELERİ SICAK ÇATIŞMAYA İZİN VERİR GİBİ GÖRÜNMÜYOR”
“İRAN’I ZOR BİR DÖNEM BEKLİYOR”
“İran’ı önümüzdeki dönemde çok zor bir dönem bekliyor. İran, nükleer anlaşmadan istediğini alamadı, nükleer faaliyetlerini durdurdu ama durdurduğuyla kaldı, karşılığında beklediği ekonomik yatırımlar, teknoloji transferi gibi şeyler alamadı, alamadığı gibi şimdi ek yaptırımlarla karşı karşıya. Bütün ülkelerden, İran’dan petrol alımlarını durdurmasını istiyor, İran’ın limanlarını kullandırmayacağını söylüyor, hatta (ABD Dışişleri Bakanı) Mike Pompeo, ‘İran’a karşı tarihin en ağır yaptırımlarını uygulayacağız’ dedi. Dolayısıyla İran’ın bunlardan çıkışı için maalesef çok fazla bir seçeneği yok. Diğer ülkeler söylem bazında, siyasi olarak İran’ı destekliyorlar ama iş orada iş yapmaya gelince, teknoloji, para transferine gelince bu ülkelerdeki şirketler İran’la iş yapmaktan çekiniyorlar, çünkü hiç kimse ABD liderliğindeki uluslararası finans sistemiyle sorun yaşamak istemiyor. Obama döneminde de bunun olumsuz örneğini birçok uluslararası şirket, banka yaşadı; uluslararası yaptırıma tâbi tutuldular. Örneğin Halkbank davası var, orada da İran’a yönelik yaptırımları delme suçlaması var. Dolayısıyla bütün dünya şirketleri, buna Rusya ve İran şirketleri de dahil, böyle bir riski almak istemiyorlar, onun için uzak duracaklardır. İran için kolay bir çözüm yolu görünmüyor. Mümkün mertebe Avrupa ile olan dirsek temasını sürdürecektir. Fakat ekonomik yaptırımların zaten hareketli olan sokağı daha da hareketlendireceğini öngörüyoruz. Buna karşılık İran da bölgede ABD’yi provoke eden adımlar atabilir. Bunlar olacak mı, zaman gösterecek tabii ki.”
“İRAN, HÜRMÜZ BOĞAZI’NI KAPATTIĞI TAKDİRDE ULUSLARARASI DESTEĞİNİ KAYBEDER”
İran ile ABD’nin arasındaki gerilimin temelinde ABD’nin İran ile olan nükleer anlaşmadan çekilmesinin yattığını, ABD dışında nükleer anlaşmaya taraf olan bütün ülkelerin İran’ın pozisyonunu desteklediğini ifade eden Uygur, “İran Hürmüz Boğazı’nı kapattığı takdirde bütün bu desteğini kaybeder ve uluslararası bir koalisyonun karşısında tek başına kalmış olur” diye konuştu.
“ABD YAPTIRIMI SONRASI İRAN EKONOMİSİ DAHA DA ZOR DURUMA DÜŞECEK”
“HİÇ KİMSENİN SICAK ÇATIŞMAYA GİRMEK İSTEYECEĞİNİ ZANNETMİYORUM”
Trump yönetiminin, İran’ın Ortadoğu’daki bütün bölgesel faaliyetlerini durdurmasını istediğini, İran’ın bu talepleri kabul etmesinin de mümkün olmadığını belirten Uygur, “Şu ana kadar orta yol bulunamadı. Olayın bu kadar gerginleşmesi, müzakerelerde istenilen sonucun alınamamasından. Ama bu müzakereleri tek aşamalı olarak düşünmemek lazım. Önümüzde bunun aşamaları olacak. Çünkü hiç kimsenin sıcak bir çatışmaya gitmek isteyeceğini zannetmiyorum ne İranlıların ne de ABD’lilerin” dedi.