Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Türkiye 16 yıl öncesinde neredeydi şimdi nerede. SSK'nın başında Kılıçdaroğlu'nun olduğu zamanlar berbat zamanlardı.
- 16 yıl önce Türkiye neredeydi? diye baktığımız zaman, bir defa eğitimde adeta yok denilebilecek bir konumdaydık, 70-80-100 öğrencili sınıflar, derslik sayısı az, sağlıkta zaten büyük bir felaket… Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK'nın başında olduğu dönemler, ayrı bir felaketti. Galoşları tekrar satan SSK hastaneleri vardı.
- Türkiye 79 senede özellikle eğitimde neredeydi, nereye geldi. Eğitim olmazsa olmazımızdır, eğitimli bir nesil çok çok önemli. 75 üniversite vardı ama şimdi 205 üniversitemiz var.
- Türkiye özellikle imtihan sistemlerini oturtma düzeyini yakaladı. Son imtihanlarda da yine önce bir gürültüler falan oldu sonradan da 'bu doğruymuş' demeye başladılar, bunun olumlu tepkilerini almaya başladık.
- O kurumlar, bağımsız kurumlar havasıyla kendilerine göre adımlar atıyorlar, peki faturayı kim ödüyor? Faturayı siyasetçi ödüyor. Faturayı ödeyen, istişaresini yaptıktan sonra kararını da o verir.
- Bir defa 16 Nisan'da biz Türkiye'de bir anayasa oylaması yapmadık mı? Millet o defteri kapattı. Artık bir parlamenter demokrasi diye bir şey söz konusu değil.
İNCE'NİN FETÖ ÇIKIŞLARI
- Muharrem İnce ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun ifadeleri birbirini tutmuyor. Biz 85 koli belge göndermişiz, Bay Muharrem ne diyor? 'Onlar gazete kupürü' diyor. Halbuki iddianameler ortada.
- Ne diyor Bay Kemal? 'Müracaatını (Demirtaş) yaptı YSK'ya, YSK ona müsaade etti' Tamam müsaade etmiş de olabilir, yani YSK'nın bu noktada her verdiği kararın doğru olduğunu iddia edebilir miyiz? Bir de vicdan var.
- (İnce) Dershane işletemeyen bir adamın devlet yönetiminden anlaması mümkün değil. Bu adam dershane işletememiş, çalıştırdığı personelinin sigorta ücretlerini ödemediği için hepsi ah vah ile oradan ayrılmışlar.
'KADRO BEKLEYEN ÖĞRETMEN YOK'
- Kadro bekleyen öğretmen yok. 20.000 öğretmen atamamız var bu yıl. Bu atamayı yapacağız. Kadro bekleyenler, bunların hepsi aldatma.
'580 BİN ÖĞRETMEN ALDIK'
UBER'E RANDEVU VERMEDİM
- (Uber) O organizasyonun başındaki, benden randevu istedi, vermedim.
'300'ÜN ALTINA KALIRSA KOALİSYON ARAYIŞINA GİDİLEBİLİR'
'FIRIN BULABİLİYOR MUYDUK?'
Erdoğan ayrıca kendisini eleştiren vatandaşları dinledi. Vatandaşlar OHAL, sağlık ve eğitim sistemi, parlamenter sistem, ekonomi gibi konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. Erdoğan bu sorular karşısında, “Üzülerek söylüyorum bunların astı astarı yok. Kendilerine teessüf ediyorum. Türkiye'de bundan 15 sene evvel acaba evlerde fırın bulabiliyor muyduk, acaba evlerde buzdolabı bulabiliyor muyduk?" dedi.
Emeklilikte yaş sorununa takılanlar sorulunca Erdoğan "Bu konuyla ilgili olarak şu anda bir yaş durumuyla emekli olabilenler var, bir de yıl noktasında emekli olabilenler var. Yıl itibarıyla zaten olursa prim vs ödenmişse emekli olur" dedi.
'BELEDİYE ÇORBAYI VERİYOR'
Erdoğan, kendisine yöneltilen 'Millet Kıraathaneleri' eleştirileri hakkında da şunları söyledi:
"Millet kıraathanesiyle ilgili ne yalanlar. Diyor ki tatar böreği verecekmişim, ben böyle bir şey söylemedim. Hiç söylemediğim bir başka yemek çeşidini söylüyor. Çorbayı zaten Zeytinburnu Belediyesi veriyor, haberi yok."
GAZETECİ: HDP PKK'YI KINASIN, İLİŞKİSİNİ KESSİN HDP'YE OY VERECEĞİM
Gazeteci: HDP, PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüyor, dolayısıyla destek veriyor. Onlara oy veren birçok Kürt var. Onlarla derinlemesine konuştuğumuz zaman PKK'nın yanlış yaptığını söylüyor, burada bir çelişki yok mu?
Erdoğan: Baştan aşağı bir çelişki. Her zaman da bunu söylemeleri mümkün değil. Zaten söyleseler, bu partiyi desteklemekten vazgeçerler.
Gazeteci: Bir dinleyicim aradı, 'HDP'ye oy vereceğim' dedi. Ben de dedim ki 'HDP, PKK'yı kınasın, lanetlesin, ilişkisini kessin, bu bir terör örgütüdür desin, ben de HDP'ye vereceğim dedim. Ne yazık ki böyle bir şey söz konusu değil. Bunun da altını özellikle çizelim.
Erdoğan, sıklıkla eleştirdiği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) da isim vermeden tepki gösterdi:
"Zaman zaman biz bunu bazı kurumlarımızda yaşıyoruz. O kurumlar işte bağımsız kurumlar havasıyla kendilerine göre adımlar atıyorlar. Faturayı kim ödüyor? Faturayı siyasetçi ödüyor. Faturayı ödeyen istişaresini yaptıktan sonra kararını da o verir."