Demirtaş, Twitter'dan şu mesajları paylaştı:
Tutukluluğuma gerekçe yapılan sözde delillerin tamamının sahte olduğu, hepsinin FETÖ savcıları tarafından uydurulduğu ortaya çıktı. Ama herkes halen üç maymunu oynuyor.
Örneğin, 2012’de Cemaat savcılarınca uydurulan (ki bunlar şu anda tutuklu) MERCEK adlı sözde gizli tanığın beyanlarını, sırf ben tutuklanayım diye bu dönemin savcıları da dosyama koydular.
Ama yargılandığım mahkeme, MERCEK denen gizli tüm beyanlarını Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan isteyince gerçek ortaya çıktı. Beni tutuklatmak için bu sahte FETÖ delilini dosyama koyan aynı savcılık, bu defa da “böyle bir gizli tanık beyanı yok” diye cevap yazdı.
Hani uydurma FETÖ delilleriyle mağdur olanların davaları düşürülüyordu? Kimse kusura bakmasın ama ben, tutuklu 12 FETÖ savcısının ayrı ayrı hazırladıkları fezleke ve sahte delillerle halen tutukluyum.
Çünkü yapılan savcılık soruşturmasında 6-8 Ekim’e dair tek bir çağrım veya açıklamam bulunamamıştır. Bulunamamıştır, çünkü yoktur. Bu konuda bana atılan iftiralar siyaseten beni karalama amaçlıdır. Ben 6-8 Ekim nedeniyle yargılanmıyorum, öyle bir suçlamadan tutuklu da değilim.
Dava, Parti MYK’miz hakkında izinsiz gösteriye teşvikten dolayı açılmıştır. Olayları tahrik ettiğimiz iddiası bile yoktur. Bu gerçek de, yargılama sırasında tümüyle ortaya çıkmıştır.
Ancak o kadar fazla “Demirtaş’ın Kobani çağrısı” başlıklı yalan ve iftira atılmıştır ki, kamuoyunda benim gerçekten böyle bir çağrı yaptığım algısı yaratılmıştır. Oysa böyle bir çağrım yoktur.
Benim 7, 8 ve 9 Ekim’de yaptığım üç çağrı vardır, üçü de şiddetin ve provokasyonların durması çağrısıdır. Hakkımda yürütülen kampanya, ne yazık ki siyasi bir rakibi yıpratmak amacıyla yapılmış, tarihimizin en büyük karalama kampanyalarından biridir. Hakikat bundan ibarettir.