İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bugün düzenlediği basın toplantısında konuşan partinin Genel Başkan Danışmanı ve eski Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Londra'daki açıklamalarının toplumu korkutmak için bilinçli yapıldığını düşündüğünü söyleyen Yılmaz, 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında toplumun korkuyla rehin alındığını ifade etti.
Yılmaz, "Dış dünya alarma geçmiş durumda, piyasalar rahatsız. 'Dünyaya yeni bir doğru vereceğiz' diyorlar bunu gerçekleştirirlerse Nobel İktisat Ödülü almaya hak kazanırlar" diye konuştu.
Londra'dan ve dünyanın bir çok yerinden telefon aldığını söylen Yılmaz, şöyle konuştu:
'NOBEL İKTİSAT ÖDÜLÜ ALMAYA HAK KAZANIRLAR'
"Öğrenmeye çalıştıkları şu: ‘Türkiye'deki ekonomi yönetimi başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bir popülist davranışla toplumda alıcısı olduğunu düşünerek, bilinen kuram ve kuralların dışında birtakım söylemler yaparak, popülist davranarak, önümüzdeki seçimleri de almayı mı hedefliyorlar, yoksa bunlar gerçekten bugün ders kitaplarının ve ekonomi bilimi denilen veya sanatı denilen sosyal bilimin yüzyıllarca ortaya koyduğu birikimin dışında bir inanca mı sahipler? Gerçekten bu söyledikleri teoriye inanıyorlar mı? Gerçekten bunu öğrenmeye çalışırlar. Bir kısmı diyor ki ‘evet' gerçekten şu anki yönetim bugünkü var olan konvansiyonel teorilere inanmıyorlar, bunun dışında bir teori geliştirdiler ve bunu uygulamak için ortam oluşturmaya çalışıyorlar. 'Bu böyle midir?' diye bize soranlar oluyor. Ben de açıkça söylemek gerekirse tamamen kestirebilmiş değilim. Eğer gerçekten böyle bir teorik kabulleri var ise ve bunu da uygulamaya koyarlarsa dış dünya şu anda alarma geçmiş durumda, piyasalar son derece rahatsız. Eğer gerçekten 'Onların rahatsız olmaları önemli değil, biz doğru olanı yapmaya çalışırız ve doğru olan da budur. 'Dünyaya yeni bir doğru vereceğiz' diyorlarsa bir an önce gerçekleştirmeleri gerekir, o zaman bu arkadaşlarımız gerçekten Nobel İktisat Ödülü almaya hak kazanırlar."
'DÖVİZ KURU ÜZERİNDEN SİYASİ PROJE UYGULANIYOR'
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bildiğiniz gibi 7 Haziran 2015 seçimleri ile Kasım 2015 seçimleri arasında ülkemizde terörde bir tırmanış oldu. Bu tırmanışın sonucunda ilgililer, siyasetçiler, 'Bunlar bize yarıyor bizim oyumuz artıyor' dediler. Çünkü bu olaylarla topluma korku salındı ve bunun sonucunda insanlar ‘istikrar önemlidir' noktasına geldiler ve dolayısıyla oylar ‘istikrar' etrafında konsolide edildi. Elimde bir kanıt yok, delil yok ama bugün de böyle bir şey görüyorum. Bugün söylenen bu sorumsuzca kurumlara olan saldırı, ‘para politikasında daha fazla söz sahibi olacağım, ben yöneteceğim' vs denmesi tamamen bilim dışı veya rastgele söylenmiş sözler değil. Aynen 7 Haziran-1 Kasım arasındaki olaylarda, oylar nasıl konsolide edildiyse bugün de bu tür söylemlerle, döviz kurlarındaki sıkıntılarla ve onun yarattığı işsizlik vs hepsi, öyle zannediyorum aynı yöntem uygulanarak bir siyasi proje uygulanıyor döviz kuru üzerinden. Türk halkı gerçekten çok borçlu. 100 lira geliri olanını 55-56 lira borcu var. İnsanların evleri, arabaları krediyle alındığı için, bu düzen bozulursa elimizdekiler gider korkusu yayılarak kurda bu tip hareketler bilinçli olarak yapıyor gibi geliyor bana."