Hitler, halkın iradesini yansıttığını düşünerek Almanya’daki en radikal fikirleri dile getiriyordu. Şansölye, demokrasi, parlamentarizm ve komünizmin ateşli bir muhalifiydi.
Almanya’da durumunu güçlendiren Hitler, 1936’da uluslararası arenaya açıldı, 1939’daysa çeşitli değerlendirmelere göre 50 ile 80 milyon kişinin hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı’nı başlattı.
‘EKONOMİK KRİZ HİTLER’E GERÇEK HEDİYE OLDU’
1929-1933 yıllarında yaşanan Dünya Ekonomik Bunalımı (Büyük Buhran), o zamana kadar oy oranında çok geride olan Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) liderine güç kazandırdı.
Rusya Bilimler Akademisi bünyesindeki Dünya Tarihi Enstitüsü’nden Konstantin Sofronov, Büyük Buhran’ın Hitler için ‘gerçek bir hediye’ olduğunu söyledi. Sofronov, “Kriz sırasında Almanya’nın sanayi üretiminde yüzde 40’lık düşüş yaşandı. Tam bir felaketti. Tam da bu dönemde NSDAP’ın popülerliği patlama yaptı” diye konuştu.
‘POPÜLİST VE DEMAGOGDU’
Sofronov, “Hitler banal fikirleri öne sürerek, Almanların yaşamını daha yii hale getirmek için neler yapacağını açıklamıyordu. Farkında olmadan verdiği sözleri karıştırıyordu. Hitler, demagog ve popülistti, sloganlarındaysa gizlenmeyen bir aşırıcılık vardı” ifadelerini kulandı.
Hitler 1933’te Almanya’nın sosyal ve siyasi yaşamında muazzam bir etkiye sahipti, fakat yapılan oylama sonuçları, onun devlette hala ikinci kişi olduğunu gösteriyordu.
‘HİTLER RESMEN HİÇ KİMSEYDİ’
Konstantin Sofronov, Avusturya vatandaşı olan Hitler’in 1932’nin şubatına kadar seçme ve seçilme hakkı bile bulunmadığını aktardı. Sofronov, “Sabıkalı olduğu ve vatandaşlığı olmadığı dikkate alındığında Hitler resmi bakımdan hiç kimseydi. Alman yönetimi, NSDAP liderini kolayca dizginleyebilirdi. Anayasal düzenin temellerini yok etmek istediğini söylemek yeterliydi. Nitekim Hitler, fiziki olarak da ortadan kaldırılabilirdi” diye konuştu.
Rus uzman, tüm politik güçlerin kabiliyetlerini korkunç derecede küçümsemesinin Hitler’in zaferine neden olduğunu kaydetti.
'IRKSAL TEMİZLİK' POLİTİKASI
Nazi partisi Alman Parlamentosu’nda (Reichstag) hala ezici bir çoğunluğa sahip değildi. Demokrat sosyalistler ve Komünistler'e hala sempati duyulan 2 büyük partiydi. Bu durum Hitler’e yeterince çalışma önceliği tanımıyordu. Sol güçleri gözden düşürmek için Nazilerin saldırı timleri (NSDAP askeri kanadı) Reichstag binasının kundaklamasını örgütledi ve suçu, olay günü Reichstag'in yakınında bulunan Hollandalı bir komünist olan Marius van der Lubbe'ın üzerine attı.
BİNLERCE KOMÜNİST TUTUKLANDI
Hitler, ‘Komünistlerin ayaklanmasına’ izin vermeyeceğini duyurarak, sol güçlerin üzerine toplu siyasi baskı başlattı. Mart 1933’te binlerce Komünist ile birlikte Almanya Komünist Partisi’nin lideri Ernst Thälmann tutuklandı. Thälmann, Ağustos 1944’te Buchenwald’da kurşuna dizildi.
‘MERHAMET GÖSTERİLMEYECEK’
Muhafazakâr Alman Ulusal Halk Partisi’nin (DNVP) desteğini alan Hitler, 5 Mart 1933 tarihinde ülkeyi yeniden bir genel seçime götürdü. Hitler, yürüttüğü seçim kampanyasında Alman kamuoyundan büyük ölçüde destek gördü. NSDAP oyların yüzde 43.9’unu aldı, bu oran daha önceki seçime göre yüzde 10 fazlaydı.
TEK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ
Rusya Devlet Beşeri Bilimler Üniversitesi’nden Natalya Rostislavleva, RT’ye verdiği demeçte, Hitler’in çok kısa sürede kendisine yarar getiren düzeni oturttuğunu ve Almanya’yı dünya arenasına geri getirdiğini söyledi.
Rostislavleva, dünya tarihinde gerçekten benzersiz bir emsal oluşturan birçok faktörün birbirileriyle kesişmesinin Hitler'in zaferine yol açtığını kaydetti.
'BAŞKA AMAÇLAR İÇİN KULLANILMASINA İZİN VERECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYORDU'