OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile görevlerinden ihraç edilen, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın işlerine iadelerine ilişkin talepleri OHAL Komisyonu'nca reddedildi.
"Bugüne kadar yanımızda olan Kamu Emekçileri Cephesi'ne teşekkür ederiz. Savunmamızı üstlenen ve avukatlığın nasıl yapıldığını bir kez daha gösteren Halkın Hukuk Bürosu'na teşekkür ediyoruz.
Bizlere destek veren sanatçılara, sesimizi duyurmaya destek veren gazetecilere çok teşekkür ediyoruz. Bizi bu direniş boyunca mektupları ile yalnız bırakmayan, biz tutsakken bizi hiç mektupsuz bırakmayan sevgili özgür tutsaklara ve ülkenin dört bir yanındaki hapishanlerden mektup yazan tüm siyasi tutsaklara çok teşekkür ediyoruz.
Numune Hastanesi'nin önünde nöbet tutan, duruşma salonlarını boş bırakmayan ve tahliye edildikten sonra bizleri ziyaret eden ve ellerimizi tutan dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Direnişimizi her platformda dile getiren sanatçı dostlara teşekkür ediyoruz.
'DİRENİŞİMİZ BİZE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ VERDİ'
Acılarımızı dindirmek için çaba gösteren Ankara Tabip Odası'na bağlı hekimlerimize çok teşekkür ediyoruz. Bu halkın evlatları ve bir parçası olarak bu halka inandık ve direnişe başladık. İnancımız boşa çıkmadı. Biz anlattık, onlar dinlediler. İnancımızı boşa çıkarmadılar. Ellerimizi tuttular, kapılarını bize açtılar. Onlara çok teşekkür ediyoruz.
Bugün anlatmaya ve yaşanmaya değer hikayeler yaratma vaktidir. 'Zulüm varsa direnmek haktır' diyerek bu direnişe başlamıştım. Yüksel Direnişi bu direnişin adıdır. Tarih sahnesini boş bırakmamak için gerekirse bir mum olalım. Geleceğin öğretmenleri bugüne baktıkalrında gördükleri bir boşluk olmasın. Mücadele eden eğitimciler olsun. Bu direniş onurumuzu korumak için başladığımız bir direnişti. Böyle başladı ve bugüne kadar da böyle devam etti.
'BU DİRENİŞ KHK'LARIN HÜKMÜNÜ YERLE YEKSAN ETTİ'
Direnişimiz başka direnişlere örnek oldu. Başka şehirlerde başka direnişler başlattı. OHAL'in karanlığını yardığı için, 'Hiç bir şey yapılamaz' dendiği, vekillerin, gazetecilerin tutuklandığı çok çetin bir süreçte başlamış bir direniş. Bugün sokağa çıkmanın fitilini ateşleyen bir direniş oldu Yüksel Direnişi.
Direnişimiz pek çok değeri bize yeniden öğretti. Sevgiyi, sadakati, aşkı, bağlılığı. Bunları biz yendien tanımladık. Nazife ile, Esra ile yeniden tanımladık. Aylarca her gün oraya iki kez çıkan ve gözaaltına alınan Yüksel direnişçileri ile yeniden öğrendik.
'BU MÜCADELE BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEYECEK'
Bugün bize kalan bir biz var 440. günde. Biz bu direnişte kendimizi hiç yalnız hissetmedik. Tarihten aldığımız güçten ve hissettiğimiz bizden dolayı yalnız hissetmedik.
OHAL Komisyonu işe iade talebimizi reddetti. Yargı yoluna başvuracağız. Bugün itibariyle açlık grevimizi sonlandırıyoruz. Ama direnişimiz devam ediyor. Hastane süreci bitip sağlığımıza kavuştuktan sonra mücadelemiz devam edecek. Bu mücadele biz bitti demeden bitmeyecek. Mücadele etmekten, direnmekten bizi vazgeçiremediler. Hepinize teşekkür ediyorum."