Suriye, Filistin, ABD konusunda açıklamalar yapan Erdoğan, Fransa Cunhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, 'Türkiye'nin AB sürecinin yeniden yorumlanması' sözlerine ilişkin, "Ben onun tam olarak ne demek istediğini anlamak istemedim" ifadesini kullandı.
ABD'nin YPG'ye verdiği desteği bir kez daha eleştiren Erdoğan YPG ve PKK'ya yönelik olarak ise "Vurduk mu oturturuz" ifadelerini kullandı.
Hürriyet gazetesi Genel yayın Yönetmeni Fikret Bila'nın haberine göre, Erdoğan'ın açıklamalarından başlıklar;
'NE PKK BİR ŞEY YAPABİLİR NE YPG'
- İsrail'e tehdit oluşturacak ülkeler zayıflatılıyor yorumları var. Şimdi İran'da olaylar var şöyle yorumlar geliyor; "Suriye, Irak ve İran'dan sonra hedef Türkiye olabilir mi?" Siz de PKK'nın Suriye'ye yerleştiğini söylemiştiniz. Böyle bir risk görüyor musunuz?
"Yorumlara, varsayımlara değil, biz kendi hedefimizin ne olduğuna odaklanmalıyız. Kendinizi zayıf görüyorsanız zaten bittiniz demektir.
'AFRİKA'YA ZİYARETLERİMİZİ ARTTIRACAĞIZ'
"2018'in ilk ziyaretini hamdolsun olsun Fransa'ya gerçekleştirdik. Önümüzdeki aylarda, yurtdışı seyahatlerimizde mevsim koşullarını da değerlendirerek Afrika'ya ziyaretlerimizi arttıracağız. Bu arada Avrupa'ya, Orta Asya'ya, o bölgelere yurtdışı seyahatlerimize de 2018'de ağırlık vermek istiyoruz. İkili ilişkiler, bölgesel konular, Türkiye-AB ilişkilerini Sayın Macron'la ele aldık. Yaptığımız bazı anlaşmalar oldu. Bu anlaşmalardan biri THY (Türk Hava Yolları) ile Airbus anlaşması.
"FRANSA'DA CAMİLERİN İMAMLARI KONUSUNDA SIKINTI VAR"
"Tabii Fransa'da yaşayan Türk ve Müslüman toplumunun sorunlarını da değerlendirme imkânı bulduk. Özellikle de üzerinde durduğumuz konu buradaki camilerimiz. 250 kadar camimiz var. Camilerin imamları konusunda bir sıkıntı var. Sürekli olarak imamları azaltma yoluna gidiyorlar. Bu da, Türkiye ya da dışarıdan değil Fransa'da yetişmiş din görevlisi istihdamını arzu etmelerinden kaynaklanıyor. Ben de kendileriyle yaptığım görüşmede Strasbourg İlahiyatı devreye almanın bu hususta yararlı olacağını belirtim. ‘Fransa'da kendilerine denklik verecek olursanız biz de Türkiye'den YÖK'ten bu işi halledebiliriz' dedim. Karşılıklı olarak bunu hallettikten sonra problem kalmaz. Birkaç yıl içerisinde Fransa Strasbourg İlahiyat'tan mezun olan öğrenciler, burada din görevlisi olarak çalışmaya başlayabilirler. Yabancı dil sorunu olmaz. Dini bilgiler konusunda, burada ehliyet sahibi hocalar tarafından yetiştirileceklerdir. Böylece camilerde, Fransız kültürüne yabancı olmayan ve entegrasyon sıkıntısı yaşamayan kişiler görev vermenin yolu açılmış olur. Bu konuyla ilgili kendisiyle mutabık kaldık. YÖK'le yapacağım çalışma sonrası Sayın Macron ile muhtemelen bir telefon görüşmemiz olabilir. Kendisine gerekli belgeleri de ileteceğim. Tabii Strasbourg İlahiyat Fakültesi'nin denklik ve statü sorununun çözülmesinin ardından, buradan mezun olanlar için sadece Fransa'daki camilerde değil Avrupa'nın değişik yerlerinde görev alma şansı doğabileceğine de değindik."
'MACRON İLE SURİYE KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİMİZ ÖRTÜŞÜYOR'
"Paris ziyaretim esnasında, Fransa İslam Konseyi Yönetim Kurulu'nu da kabul ettim. Özellikle Kudüs konusundaki girişimlerimizden duydukları memnuniyeti ifade ettiler. Aynı durum Sayın Macron ile aramızda geçti ve Macron ile yaptığımız görüşmede İsrail-Filistin, bunun üzerinde ısrarla durduk.
Suriye'deki gelişmeleri kendisiyle ele aldık. Bu konuda düşüncelerimiz örtüşüyor.
'PKK VE FETÖ'YLE İLGİLİ BELGELER VERİLDİ'
"Tabii Fransa'da PKK, FETÖ yapılanması ile ilgili mücadeleyi kendisiyle konuştum. Dernek isimlerini de içeren doküman ve belgeleri, Fransızca tercümesiyle kendisine verdim. ‘Bunların takipçisi olmanızı istiyoruz, bizde bunları takip edeceğiz' dedim. Kendileri de ‘Terörle mücadelede sizler neredeyseniz ben de aynı yerdeyim; mücadeleyi aynı kararlılıkla ben de vereceğim' dedi. Temennim odur ki inşallah bu mücadeleyi birlikte verme imkânı yakalarız.
Tabii ki bölgesel konular bahsinde az önce konuştuğum Filistin barış süreci iki devletli çözüm konusunda aynı şeyi düşünüyoruz. DEAŞ ile mücadele konusunda aynıyız. İran'da yaşanan hadiseleri ele aldık, oradaki bakış açımız da hemen hemen aynı. Türkiye ve Avrupa ilişkilerinin mevcut durumunu ve ilişkilerini ele aldık. AB ve Fransa'dan beklentilerimizi dile getirdik ve göç anlaşmasını kendilerine hatırlattım. Şu an 3.5 milyon insan bizde, bunların tüm bakımı bizde, yaptığımız tüm harcama ortada ama sizinkiler bu harcamaları kabul etmiyor. Verilen sözler yerine gelmiyor bunların hepsini tekrar hatırlattım."
'AB TEMENNİM 2018 YUMUŞAMA YILI OLSUN'
- Avrupa cephesinde 2018 yılında yumuşama sinyalleri geliyor. 2018 yılı bir şekilde Türkiye-Avrupa ilişkilerinin yumuşama yılı olabilir mi?
"Temennim odur ki olsun. Zaten siyasetin içinde buna benzer şeyleri çok yaşadık.
'BEN ONUN TAM NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK İSTEMEDİM'
- Macron, Türkiye'nin AB sürecinin yeniden yorumlanmasından bahsetti. Biz buradan Türkiye olarak ne anladık? Onun demek istediği şey neydi sizce? Bununla ilgili bir değerlendirmeniz var mı?
"Ben onun tam ne demek istediğini anlamak istemedim. Onların bizi anlamasına odaklanmayı tercih ettim. Ben ne demek istiyorum, o beni anlasın diye düşündüm. Ne demek istediğimizi en iyi biçimde anlatmayı hedefledim. Hem içeride hem de basın açıklamasında buna odaklandım. Temenni ederim ki bizi anlamışlardır."
'TUTUKLU SÖZDE GAZETECİLERLE İLGİLİ BİLGİ VERDİM'
Macron'a Türkiye'de tutuklu bulunan sözde gazetecilerle ilgili olarak bilgi verdim. Bunların bir bölümünün adi suçlardan, büyük bölümünün de terörden ve terörle iltisaktan dolayı içeride olduklarını anlattım. Bana bazı isimler de verdi. Ben de o isimlerle ilgili olarak, ‘Savcıların ne tür iddiaları olduğunu aktaran bilgileri size göndereceğim. Sizin yargınız nasıl saygınsa bizim ki de saygındır' dedim. ‘Türkiye insan hakları konusunda, Batılı pek çok ülkeden çok daha ileridedir' dedim.
'FRANSA'DA KAVALA'NIN AVUKATLARI VARMIŞ'
"Batı'da yaşananlar ortada. Örneğin Can Dündar denilen sözde gazeteci, Türkiye'de 5 yıl 10 ay mahkûm olmasına rağmen Almanya'da rahatça dolaşıyor. Halbuki kendisi, Türkiye'de adli kontrolle serbest bırakılmaktan istifade ederek kaçmış biridir.
'PENSİLVANYA'NIN ARKASINDA ABD VAR'
- Hakan Atilla davası 9 ay gibi kısa sürede tamamlandı. Fetullah Gülen hakkında neredeyse 4 yıl olmasına rağmen Pensilvanya hakkında tek bir adım atılmamış olmamasına ne diyorsunuz?
"Bu şunu gösteriyor. Pensilvanya'nın arkasında ABD var. Sene 1999 ve 2017 FETÖ'nün elebaşını ABD'de besleyip ona 400 dönümlük araziyi tahsis eden ABD. Villalar falan her şey orada korunaklı. Herhangi bir gelişme yok. İlk etapta 85 koli ondan sonra yeni yeni sonuçlanan davalar ABD yetkililerine bildiriliyor. Ne yazık ki adalet bakanlığı ABD'nin konu ile alakalı attıkları tek bir adım yok ama biz kovalayacağız. Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak da, gerekirse biz ABD'ye karşı dava açarız; zira şu anda Halk Bankası'nın dava açma yetkisi var. Bu bankamızın uluslararası düzeyde ismi kirletiliyor. Bununla ilgili olarak bir karşı dava açmaları mümkün."
'SAVUNMA SİSTEMİNDE ÇEŞİTLENDİRME'
- S-400 füzeleriyle ilgili anlaşma yapıldıktan sonra özellikle NATO'nun önemli üyelerinden birisi ABD ciddi tepki gösterdi. Şimdi EUROSAM ile bir anlaşmaya gidiliyor. Bu eleştirilerin azalmasını bekliyor musunuz?
"Konuyla ilgili olarak zaten NATO Genel Sekreteri Stoltenberg açıklama yaptı. Ne dedi o açıklamada: ‘Buralara müdahale etme gibi bir şey söz konusu olamaz?' Niye bu açıklamayı yaptı? Çünkü Yunanistan S-300 almış. ABD'nin Yunanistan'a karşı sesini duydunuz mu? Sen Yunanistan'a karşı burada S-300'ler var hadi çıkarın bunları demeyeceksin. Türkiye'ye kalkıp bunu söyleyeceksin. Böyle bir şey olmaz. Bizim şu an Fransa ve İtalya ile birlikte EUROSAM'da attığımız adım aslında bir çeşitlendirmededir. Biz savunma sistemlerinde çeşitlendirmeye gidelim. Daha güçlü olalım. Hem o olsun hem o olsun."
"İKİLİ İLİŞKİLER CİDDİ MANADA YARALANDI"
- Son zamanlarda Donald Trump'ın (ABD Başkanı) bölgesel ve küresel meselelerde daha agresif bir üslup takındığını görüyoruz. Filistinlileri yardımı kesmekle tehdit ediyor. AB ve BM'nin yeni inisiyatif alarak meseleyi Kudüs merkezli olarak sürdürme durumu olabilir mi?
Bu konuyla ilgili olarak ben İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak bir teklifte bulunacağım. İsrail-Filistin meselesini gelin İİT ve AB olarak müşterek bir çalışma ile ele alalım. Bakalım bu teklif ne getirir?
"KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL"
- Özellikle YPG ve FETÖ konusunda bir hayal kırıklığı yaşıyor musunuz? Türkiye-ABD ilişkilerinin indiği seviyeden normal bir seviyeye çıkarılma umudunuz var mı?
"Bu olayın birçok başlığı var. Olay sadece YPG olayı değil. Mesela yargı sistemlerinde yaşananlar var.
'KILIÇDAROĞLU GAİPTEN HABER VERMEYE ALIŞKINDIR'
- Beşiktaş Belediye Başkanı'nın görevden alınmasıyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘AKP alamayacağını anladı da onun için böyle hareketler yapıyor' beyanı var, değerlendirir misiniz?
"Yani Kılıçdaroğlu gaipten haberler vermeye alışkındır. Şu anda daha 14 ay var. AK Parti bunaldı da bunu yapıyor falan bunların hepsi…
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.