- Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye’yi sıkıntıya sokacak gelişmeler yaşanacak’

© SputnikCeyda Karan'la Eksen
Ceyda Karan'la Eksen - Sputnik Türkiye, 1920, 30.12.2025
Abone ol
Emekli Büyükelçi Ahmet Süha Umar’a göre Suriye’de yönetimin yıkılmasına katkıda bulunan Türkiye, her koldan tehlikelerle karşı karşıya. 2026’yı ‘fırsatlar yılı’ olarak nitelendiremeyeceğimizi belirten Umar, Türkiye’nin ‘kurulan yeni dünyada’ yerini alması gerektiğini savunuyor.
Küresel siyasetin merkezi bir kaos ve belirsizlik sarmalına sürüklendiği 2025 yılı, Türkiye için de dış politika siyasetinde ‘çemberi daralttı.’ ABD’de Donald Trump’ın seçilmesi ile Türkiye’nin ‘fırsatlar yakalayacağı’ ve elinin rahatlayacağı yönündeki yorumlar, yaşanan gelişmelerin ardından boşa düştü.
Suriye’de yönetimin yıkılmasına verdiği destekle SDG’nin konsolidasyonuna dolaylı zemin hazırlayan Türkiye, bir yandan Washington ile kurmaya çalıştığı çıkar ilişkisini yürütmeye çalışıyor.
Ukrayna-Rusya krizinin Karadeniz’e yansımalarının yanı sıra Ege ve Doğu Akdeniz hattında yaşanan sorunlar Türkiye’nin deniz yetki alanındaki etkinliğini de azaltıyor.
2025 yılında yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını ve Türkiye’nin dış politika hattını Emekli Büyükelçi Ahmet Süha Umar ile konuştuk.

‘Türkiye sıkıntıya girecek, ‘fırsat’ sözcüğüne yer yok’

Türkiye’nin hem güney hem kuzey hattında elinin daraldığını vurgulayan Umar, önümüzdeki sürecin ‘fırsatlar yılı’ olarak nitelendirilemeyeceği görüşünde:

“Korkarım geleceğe dönük olumlu birtakım şeyler söylemek çok kolay değil. Bunun en önemli nedeni bütün dünyada kargaşa ve kaosun hakim olması. Devletleri yönetenlerin yaptıklarından, söylediklerinden, nereye gitmek istediklerinden kuşku duyuyoruz. Bu devletleri yönetenlerin bir bölümü de dünyayı yönetmek iddiasıyla ortalıkta dolaşıyorlar. Bunları bir araya koyduğumuzda önümüzde insanı umutlandıran, rahatlatan bir tablo yok. Özellikle ABD’de Trump’ın iş başına gelmesi ve arkasından giriştiği işler beni büyük ölçüde endişeye sevk ediyor. Sadece ABD, Karayipler, Grönland vs değil bütün dünya iyice karanlık bir tabloya doğru yöneliyor. Bugün herhangi bir değerlendirme yapmaya kalktığımızda önce kişileri dikkate almak zorunda kalıyoruz ve bu aslında hiç olmaması gereken bir şey. Devletlerin, kişilerin arzularına ve duygularına bağlı olarak yönetilmemesi lazım. Bugün çok sayıda devletin bu şekilde yönetildiğini biliyoruz ve en büyük belirsizlik bu. Türkiye’nin güney hattı da kuzey hattı da sıkıntılı. Orada bir şeyler pişiyor ve ne piştiğini şu anda kestiremiyorum. Türkiye’nin etrafında Türkiye Cumhuriyeti’ni sıkıntıya sokabilecek gelişmeler oluyor gibi. ‘Fırsat’ sözcüğünün burada yeri olmadığını düşünüyorum. Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği sorunlara işaret eden gelişmelerle, Trump’ın göreve gelmesiyle birtakım fırsatların ortaya çıktığı ifadeleri birbiriyle çelişiyor. Bu gelişmelerin arkasında büyük ölçüde Trump ve önde gelen Avrupa Birliği ülkeleri var.

Ege, Doğu Akdeniz, İsrail, Güney Kıbrıs iş birliği ve hatta ortak birtakım kuvvetler oluşturmaya kadar giden girişimler var. İsrail ile Mısır’ın büyük bir gaz anlaşması daha üç dört gün önce imzalandı. Kuzeydeki ciddi sorun nitelik değiştirdi, Ukrayna-Rusya savaşının Türkiye’ye olası yansımalarının ötesine geçmiş durumda. Karadeniz’de İHA, İDA ve SİHA’larla yeni bir savaş türüyle karşı karşıyaymışız gibi geliyor bana. Bu savaş türü bizi çok ilgilendiriyor. Son günlerde Türkiye’nin tepesinde birtakım İHA ve SİHA’lar dolaşıyor. Karadeniz’den gelip Türkiye’nin yarısını geçip Çorum’un yakınında düşürülen İHA ancak bunu tespit eden İspanya’daki NATO karargahı. Bunu takip etmek üzere Türkiye’den F-16’ları harekete geçirenler aynı koordinasyon kurulu. Türkiye bunu kendisi fark etmemiş mi, kendisi tedbir almamış mı? Bunlar eğer doğruysa insanın tüylerini diken diken eden gelişmeler. Biz hangi fırsattan bahsediyoruz?”

‘Türkiye’nin, kurulmak istenen Kürt devletinin dışında kalması mümkün değil’

Büyükelçi Umar, ‘yeni bir dünya kurulduğu’ görüşünde. Umar’a göre Suriye’de yönetimin yıkılmasına destek veren Türkiye, kurulmak istenen Kürt devletinden azade olmayacak.

“Bir meslektaşım bir video göndermiş, videoda birisi Montrö Sözleşmesi’ni Türkiye’nin uygulamasının Türkiye’ye nasıl zarar verdiğini anlatıyor. Bağımsız bir ülkenin zaman zaman farklı tutumları olamaz mı? Dünyadaki kargaşayı dikkate aldığımızda işimizin kolay olmadığı belli oluyor. Çok dikkatli olmalıyız. Rahmetli İsmet İnönü’nün ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır’ diye bir sözü vardı. Şu an yeni bir dünya kuruluyor, bunu dikkate alalım. Bence geçmiş yılın en işe yarar değerlendirmesi bu olmalı. Örneğin Trump ile Putin arasındaki ilişki nasıl bir ilişki? Bunu biliyor muyuz, bunların ne konuştuğunu tam olarak biliyor muyuz? Ben bilmiyorum ama umarım Türkiye Cumhuriyeti devleti biliyordur. İkili ilişkiler ve Ukrayna’yı konuşurken acaba yeni bir Yalta Süreci de mi işin içine giriyor? ‘Sen buralarda bildiğin gibi yap, ben de burada bildiğimi yapayım’ diyorlarsa bu, Türkiye açısından ciddiye alınacak bir gelişme olarak görülmeli. ‘Ukrayna Savaşı’nı iki günde bitiririm’ diyen Trump, Ukrayna’nın değerli madenlerine el koydu, Zelenskiy’i azarladı. Zelenskiy’e de ‘Ben alacağımı aldım sen de Rusya ile anlaş, topraklarının bir kısmını Rusya’ya ver’ dedi. Rahmetli İnönü, ‘Büyük devletlerle ilişki, ayıyla yatağa girmeye benzer’ demişti. Biz maalesef Suriye meselesinde baştan beri öylesine vahim yanlışlar yaptık ki Suriye’de çıkarları bizle hiç bağdaşmayan bir büyük devletle yatağa girdik. Bunu yaptığımız andan itibaren de onun isteklerine uymaktan başka çaremiz kalmadı.

Suriye’ye PKK’nın yerleştiği açıkça gözüküyor. Türkiye’de PKK’yı bitirdiğimiz söyleniyordu ama hangi akla hizmetse PKK’nın çok daha güçlü bir biçimde ortaya çıkmasına neden olacak Suriye’de, rejimin yıkılmasına büyük bir ihtiyatla katkıda bulunduk. Irak’ta rahmetli Özal’ın başarılı dış politikası sayesinde bunu becermiştik. Suriye’de de bunun becerilmesine destek olduk. Oluşturulan bu yapının gideceği yer konusunda da bir tereddüdümüz olmaması gerekir. Orta Doğu’da bir Kürt devleti kurulmak isteniyor. Bu Kürt devleti Suriye, Irak ve İran’daki Kürtlere dayanacak. En büyük Kürt nüfusunun yaşadığı Türkiye’nin bunun dışında kalması mümkün değil. Baştan beri bütün düşünce kuruluşlarının kafamıza vura vura yazdığı şey oluyor, Kürt devleti ortaya çıkıyor. PKK’yı SDG olarak daha güçlü hale getirdik biz şimdi Kürt devletinin kuruluş çalışmalarına katkıda bulunuyoruz. Bunun arkasındaki güç ABD. Biz ABD ile ortak hareket etmiyor muyuz bunları yaparken? Biz burada kendi çıkarımızı bir yere koyduk ABD ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda çaba gösteriyoruz. Ben bu dış politikayı anlamakta zorlanıyorum.”

‘Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail, Türkiye’nin çıkarlarını tehdit ediyor’

Umar, Türkiye’nin elinin Ege ve Doğu Akdeniz’de de güçsüzleştirilmeye çalışıldığı görüşünde:
“Yunanistan yıllardır Ege’de Lozan Antlaşması’nı ve ona bağlı bir sürü düzenlemeyi hiçe sayarak adalara silah ve asker yığıyor. Kendisine ait olmayan hala Türkiye’nin söz hakkının bulunduğu adacıklara el koyuyor ve Türkiye yıllardır buna sessiz kalıyor. Dostum Ahmet Davutoğlu’nun ‘Komşularla sıfır sorun politikası vardı. Bununla ilgili bir şeyler yazmıştım nasihat olarak. Eğer çıkarlarınıza aykırı tutumlar alınır, girişimlerde bulunulursa ve siz bunlara daha ilk günden gereken ölçüde yanıt vermezseniz karşı taraf bundan cesaret alır. Bu öyle bir noktaya gider ki bunlara göz yummak mümkün olmaz ve bu savaştır. Eğer savaştan kaçınmak istiyorsanız tepkilerinizi zamanında ve dozunda göstermek zorundasınız. Bizim Ege’de ve Doğu Akdeniz’de karşılaştığımız durum budur. Türkiye’nin sessiz kalmasından, harekete geçmemesinden yararlanan Yunanistan, Güney Kıbrıs yönetimi ve İsrail Türkiye’nin çıkarlarını ciddi şekilde tehlikeye atacak bir çizgi izlemektedirler. Türkiye’nin başında kim olursa olsun, Türkiye’yi kim yönetirse yönetsin belli bir noktadan daha ileriye gitmesini kimse sağlayamaz. Türkiye’nin çıkarlarından belli bir noktanın ötesine geçerek ödün vermeye kalkanlar iktidarda kalamazlar. Bunu dikkate almak zorundayız. Bu duruma karşı hiç vakit kaybetmeden gereken önlemleri almamız lazım ki savaşmak zorunda kalmayalım.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала